Arapların dijital platformunda bir usulsüzlük olursa buna kim ‘Shahid’ olacak?
Türkiye’de dijital yayın platformlarının yüksek ücretleri malum. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik şartlar, yüksek enflasyon ve döviz kurundaki dalgalanmalar, uluslararası çapta hizmet veren firmaların fiyat politikalarını doğrudan etkiliyor. Giderleri döviz bazında olan bu şirketler, kur farkının getirdiği yükü yerel pazardaki fiyatlara yansıtmak zorunda kalıyorlar. Düzenli ve sık sık olarak gerçekleşen zamlar; yıllık bazda yüzde 100’ü aşan şekillerde oluyor ki, insanların dijital platformları kullanmasını oldukça zor duruma getiriyor.
Bu fiyat artışları karşısında insanların imdadına, bir nebze de olsa cashback uygulamaları yetişiyor. Benim de kullanmayı tercih ettiğim bu uygulamaların mantığını şöyle açıklayayım. Kullanıcılar, anlaşmalı cashback uygulaması ile dijital platform abonelik ödemesi yaptıklarında, ödedikleri tutarın belirli bir kısmı (yüzde 25, yüzde 50) geri iade edilir. Bazı cashback uygulamalarında ise oransal değil sabit bir para iadesi miktarı üzerinden yapılır.
Temel çalışma mantığı böyle. Ve genellikle Netflix, Amazon, HBO Max, GAİN, YouTube, Spotify v.b. gibi en popüler dijital platformlara cashback uygulamalarında yer verilir.
Tüketicilerin aylık giderleri içerisinde önemli bir yer tutmaya başlayan dijital platform üyelikleri, cashback uygulamaları vesilesiyle daha katlanabilir seviyelere çekilmiştir.
Buraya kadar verdiğim tüm detayların ülkemizin ekonomik gerçekliği açısından bir tutarlılığı var. Ancak son dönemde sık kullandığım bu uygulamalardan birinde fark ettiğim bir cashback fırsatı oldukça dikkatimi çekti ve incelemeye koyuldum.
Kampanya firmasının ismi ‘Shahid’ ve başlıkta belirtilen ibareye göre yüzde 100 nakit iade imkanı tanınıyor bu uygulamaya.

Türkiye’de böyle bir platformun faaliyet gösterdiğinden haberdar değildim ve nitekim biraz araştırınca ülkemizde hizmet vermediklerini de anlamış oldum.
Oysa ki son dönemde konu hakkında dijital platformlara çok sert yaptırımlar uygulandı, para cezaları verildi, platformlardan içerik kaldırma kararları yayınlandı. Bu platform dolaylı yollardan nasıl tamamen ücretsiz bir şekilde kullanabilirdi?
Biraz daha detaylara dalalım o zaman…
Önce Shahid platformundan başlayalım.
Shahid, Suudi devletine ait MBC Group tarafından işletilen, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinin lider dijital akış platformudur. 2024 yılı sonu itibarıyla 4,4 milyon abone sayısıyla bölgesel SVOD (Abonelik Tabanlı Video Talep Üzerine) pazarında rakipleri Netflix ve StarzPlay’in önünde yer almaktadır.
Shahid’in başarısı, AVOD (Reklam Destekli) ve Shahid VIP (SVOD) olmak üzere çift katmanlı stratejik modeline ve Arap kültürüne derinlemesine hitap eden yüksek bütçeli “Shahid Originals” yapımlarına dayanmaktadır.
Türk insanı kendi dizilerini internetten para ödemeden ya da reklamsız bir şekilde izleyemezken, Türkiye’de yaşayan büyük ihtimalle Araplar (kendi coğrafyalarına ait olduğu ve kendi dil seçenekleri mevcut olduğu için) cashback uygulaması kullanarak tamamen ücretsiz bir şekilde kendi dizilerini ve Türk dizilerini izleyebiliyorlar.
MBC Group, kurucusu ve başkanı Suudi Arabistanlı iş insanı Waleed Al-Ibrahim olan büyük bir medya holdingi olup, aynı zamanda Suudi devletine ait bir şirket olarak bilinmektedir.
Şirket, 2024 yılının ilk çeyreğinde 6 milyon Suudi Arabistan Riyali (SAR) zarar bildirmiştir, ancak bu, bir önceki yılın aynı dönemindeki 102 milyon SAR zarara kıyasla dramatik bir düşüşe işaret etmektedir. Bu, abonelik ve reklam gelirlerindeki güçlü artışla sağlanmıştır. Şirketin, kısa vadeli kârlılıktan ziyade pazar payı hakimiyetini agresif bir şekilde sürdürme yeteneği, büyük ölçüde Suudi devletine ait statüsünün sağladığı stratejik sermaye desteğiyle açıklanabilir.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) akış video pazarı, 2025 yılı sonunda 1,5 milyar dolarlık bir değere ulaşma ve SVOD aboneliklerinin 27 milyonu aşması beklenen dinamik ve yüksek büyüme gösteren bir alandır.
Shahid, bu pazarda bölgesel lider konumundadır. 2024 yılının dördüncü çeyreği (4Ç 2024) verilerine göre:
Shahid: 4,4 milyon aboneyle bölgesel liderdir.
YouTube Premium: 3,7 milyon aboneyle ikinci sırada yer almaktadır.
Netflix: 3,0 milyon aboneyle üçüncü sırada kalmıştır.
StarzPlay: 2,3 milyon aboneyle dördüncü sırada yer almaktadır.
Arap dramalarının ana teması genellikle Sosyal Realizm (İctima'i Drama) etrafında dönmektedir. Bu diziler, büyük, karmaşık aile yapılarına, nesiller arası çatışmalara, zenginlik ve yoksulluk arasındaki uçurumlara ve gelenek ile modernite arasındaki gerilime odaklanır. Özellikle Körfez ve Levanten yapımlarında, 'şeref' (onur) ve aile itibarının korunması merkezi bir konudur. Bu yapımlar, ihanet, finansal sıkıntılar veya kültürel değişimlerin aile birimini nasıl etkilediğini derinlemesine araştırır.
Shahid’in bu pan-Arap yapımlara ve tarihi destanlara odaklanması, sadece ticari bir amaca hizmet etmemektedir. Aynı zamanda bir kültürel yumuşak güç işlevi görerek, farklı Arap milletleri arasında ortak anlatıları ve kültürel anlayışı teşvik etmektedir. Bu, Suudi destekli MBC Group’un daha geniş stratejik hedeflerinin bir parçasıdır.
Ülkemizde Netflix vb platformlar için sık sık dile getirilen Batı’nın değerleri ve yaşam şekli bize aktarılmak isteniyor söylemini farklı açıdan bu platform için söyleyemez miyiz? Arap kültürü olunca aynı misyon geçerli değil midir yoksa? Üstelik Türkiye’de herhangi bir yasal zeminleri de bulunmazken…
Shahid tarih temelli konularının yanı sıra güncel temalara da odaklanmaktadır. Modern Arap dizileri, Mısır sineması, Körfez Draması, Levanten (Suriye/Lübnan) Draması ve Türk televizyon dizileri…
Türk televizyon dizilerinin MENA bölgesinde muazzam talep görmesini kabul eden platform; bünyesinde popüler Türk dizilerinin birçoğuna yer verdiği gibi, sezonları devam eden Türk dizilerinin yeni bölümlerini de Türkçe ve Arapça dillerinde sunuyor.

Shahid, Türkiye’de resmen hizmet vermiyor olsa da, abonelik paketlerinin Türk Lirası cinsinden aylık ücretlerini bile görüyoruz.

Peki, platformun hizmetlerinden Türkiye’de nasıl yararlanılıyor? İsterseniz öncelikle yasal düzenlemelere bir göz atalım ve sonra asıl sorulması gerekenlere geçelim.
RTÜK'ün internet üzerinden yayın yapan platformları denetleme yetkisi, 1 Ağustos 2019'da yürürlüğe giren "Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik" ile başlamıştır.
Bu düzenlemenin getirdiği temel yükümlülükler ise şöyle:
Lisans alma zorunluluğu: Netflix, Amazon Prime Video, Disney+, MUBI, BluTV gibi Türkiye'de faaliyet gösteren veya Türkçe içerik sunarak Türkiye'deki kullanıcılara yönelik yayın yapan tüm yurt içi ve yurt dışı kaynaklı sağlayıcılarının RTÜK'ten yayın lisansı alması zorunlu hale getirilmiştir.
Gördüğümüz kadarıyla Suudi devletine ait Shahid platformunun herhangi bir lisansı mevcut değil.
Diğer bir yükümlülük ise ‘Türkiye'de Şirket Kurma ve Temsilci Atama’dır.
Yurt dışı merkezli platformların Türkiye'de bir anonim şirket kurması ve yetkili bir temsilci ataması gerekmektedir. Bu, platformların Türkiye'de hukuki ve mali bir muhatap olmasını sağlar.
Ancak tahmin edebileceğimiz gibi MBC Group tarafından işletilen dijital yayın platformunun temsilci atama konusunda da herhangi bir girişimde bulunduğu bilgisi mevcut değil.
Yükümlülüklerin belki de en önemlisi, ‘Yayın ilkelerine uygunluk’tur. Platformlar, tıpkı geleneksel radyo ve televizyon kanalları gibi, 6112 sayılı kanunda belirtilen yayın hizmeti ilkelerine uymak zorundadırlar:
“Yayınların "toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlâka ve ailenin korunması ilkesine" aykırı olmaması. Çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içeriklere karşı koruyucu önlemler alınması. Terörü övmemek, şiddeti teşvik etmemek ve ırk, dil, din, cinsiyet gibi nedenlerle ayrımcılık yapmamak.”
RTÜK, bu platformlardaki içerikleri denetleme yetkisine sahiptir. Yayın ilkelerine aykırılık tespit ettiğinde çeşitli yaptırımlar uygulayabilir. Bunlar arasında uyarı, idari para cezası, programın katalogdan çıkarılması ve lisans iptaline kadar giden bir dizi ceza bulunmaktadır.
Nitekim yakın dönemde RTÜK’ün beş dijital platforma üst sınırdan ceza vermesiyle bunun örneği görmüş olduk. RTÜK; Netflix, Disney+, Prime Video, HBO Max ve MUBI’ye milli ve manevi değerlere aykırılık gerekçesiyle yüzde 3 para cezası ve katalogdan çıkarma cezası verdi.
RTÜK, Disney+ platformunda yayınlanan ‘All of us Strangers’ta eşcinselliğin uzun sahnelerle yansıtıldığını tespit ederken, Netflix’te yayınlanan ‘Kobalt Mavisi’ filminde de eşcinselliği özendiren sahneler sebebiyle cezaya tabii tutmuştu. Prime Video, HBO Max ve MUBI’deki bazı yapımlara da müstehcenlik kapsamında değerlendirilerek platformdan kaldırma cezası verilmişti.
RTÜK'ün düzenlemeleri, internet yayıncılığını geleneksel medya ile benzer bir denetim çerçevesine sokmayı amaçlamakta ve bu çerçevede özellikle toplumsal değerler, ahlak ve çocukların korunması gibi konuları merkeze alarak yaptırımlar uygulamaktadır.
Dijital platformlara yönelik tüm bu yükümlülükleri önümüze koyduğumuzda Shahid’e yönelik bazı soruların sorulması gerektiğini düşünüyorum.
Türk vatandaşı olmanın dezavantajı mı?
Bir Türk vatandaşı, televizyon dizilerini internet üzerinden izlemek istediğinde herhangi bir ücret ödemediği takdirde reklamsız olarak izleme imkanı bulunmuyor. (Reklamsız izlemek için dijital platformlara ödeme yapması gerekiyor.)
Ancak Türkiye’de ikamet eden ve Arapça bilen bir kişi, bu platforma üye olduğunda; hem Türk dizilerini, hem de Arap coğrafyası dizilerini ücretsiz olarak izleyebilir. (Başta bahsettiğim cashback uygulaması ile ücretinin tamamını iade alarak.)
Sizce de burada bir gariplik yok mu?
Ülkenin kendi vatandaşı yerli dizilere ücretsiz ya da reklamsız olarak ulaşamazken, vatandaş olmayan herhangi birinin ücretsiz edinebilme şansı var.
Arapların dijital platformunda bir usulsüzlük olursa takibini kim yapacak?
RTÜK’ün dijital platformlar konusunda üstlendiği yükümlülüklerden bahsetmiş ve özellikle ‘toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlâka’ aykırı olmamasına dikkat ettiklerini, müstehcenlik konusundaki tavrını vurgulamıştık.
Suudi devletinin desteklediği bu platform "Pan-Arap anlatıları" teşvik etme misyonu, belirli bir Arap kültürel ve politik bakış açısını yayma hedefi taşıdığı aşikar. Türkiye'deki Arapça konuşan geniş bir kullanıcı kitlesine (göçmenler, yerleşik Araplar) bu tür içeriklerin denetimsiz ulaştırılmasının, milli değerler tartışmasının odağına oturtulması gerekir. "Batı'nın değerleri zararlıdır ama Arap ülkelerinin politik ve kültürel anlatıları masumdur" gibi bir ikilik sorgulanmalıdır.
Lisansı bulunmayan Shahid platformundaki içeriklerin, Türk toplumunun milli ve manevi değerlerine, ahlakına uygun olup olmadığını nasıl denetleyeceğiz?
Milli ve manevi değer ölçüsü neye göre kıyaslanacak?
Peki, Shahid platformunda bu tarz içerikler var mıdır?
Tam da bu durumla ilişkili olarak geçmişte yaşanan bir durumdan bahsetmek istiyorum…
Shahid platformunun sahibi ve Türk televizyon dizilerini Arap dünyasına ulaştıran en önemli yayıncı MBC, geçmişte bir dönem Türk yapımlarına karşı tavır almıştı.
Mart 2018’deki Katar diplomatik krizinde bünyesindeki tüm Türk dizilerini kaldıran kuruluş, bir yıl sonra Türk karşıtı bir tarihsel anlatı Memalik’ül Nar’ı (Ateş Krallıkları) yayınladı.
Dizi, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edilmiş ve 40 milyon dolarlık devasa bir bütçeyle üretilmişti.
Yapım, Osmanlı Padişahı I. Selim ile son Memlük Sultanı II. Tomanbay arasındaki mücadeleye odaklanmakta ve 1517 yılında Mısır’ın Osmanlı tarafından fethiyle sonuçlanan olayları konu almaktadır.

Vurgulamak istediğim kısım ise dizideki Türk ve Osmanlı anlatısı…
Dizi, Osmanlı dönemini Araplar için "karanlık bir çağ," "lanet" ve "kanlı bir hükümranlık" dönemi olarak tasvir etmektedir.
Bir sahnede askerlerini bir araya toplayan bir karakterin şu sözleri de bu yaklaşımı özetlemektedir:
"Zalim Osmanlı düşmanı topraklarımızı işgal etmek istiyor... o barbar, kasap Osmanlılar bir bölgeye girdiklerinde, kaynaklarını yağmalar, alimlerini öldürür ve halkını köleleştirirler".
Dizinin belirtilen amacı, Osmanlı İmparatorluğu'nun "şanlı" olarak nitelendirilen döneminin aslında hiç de öyle olmadığını göstermek ve Mısırlılara karşı işlendiği iddia edilen suçları ve servet hırsızlığını vurgulamaktır.
Yani, MBC Grup’un Shahid platformunda Türk karşıtlığı içeren yapımlara yer vermesi sadece bir politika değişikliğine bağlıdır.
Şu anda bu misyonda içeriklerin olmaması, olmayacağı anlamına gelmemektedir.
Ve buna karşı bir önlem alınıp alınmayacağı merak konusudur…