Yalnız, çok yalnız, yapayalnız...
Hani kimi önemli olaylar, olgular ortaya çıkınca basında müthiş başlıklar atılır ya tıpkı öyle...
Örneğin, Karl MARX ve Friedrich ENGELS ``Komünist Manifesto``yu yayımlayınca ``Avrupa`nın üzerinde bir heyule dolaşıyor...`` başlığı ve haberleri gibi... Örneğin, Kuş Gribi salgın haline geldiğinde ``Gelecekte tavuk eti yiyemeyeceğiz galiba?..`` haberi gibi... Örneğin, CORONA Salgını, krizi ortaya çıkınca ``CORONA Salgını Dünya`yı kilitledi...`` haberleri gibi…
***
Yalnızlık olgusu Avrupa`yı kasıp kavuruyor... Kimi intihar ediyor... Kiminde sinüzit tavan yapıyor... Kimisi doktor doktor dolanıyor... Kimisi avuç avuç tablet yutuyor... Durum vahim.
***

Nasıl mı? Anlatayım.
Günahı yazanların boynuna, yalnızlığın adeta bir pandemi, salgın haline geldiği iddia ediliyor gazeteciler ve hatta bilim insanları tarafından. Özellikle de sanayi toplumlarında yalnızlık sorununun hızla yükseldiği gözlemleniyor. Bu durumun son ve en büyük tetikçisinin CORONA Salgını olduğu söyleniyor, yazılıyor...
Yalnızlık deyip geçmeyelim. Bilim insanları yalnızlığı da define edip gruplara ayırıyorlar. Sosyal yalnızlık var(mış), duygusal yalnızlık var(mış) vb.
Yalnızlık çekenler şehirlerde köylerde yaşayanlara göre daha yüksek. Büyük şehirler adeta birer cangıl. İnsanlar kaybolup gidiyor...
Her iki kişiden birisi kendisini yalnız hissediyormuş... Bu noktada biyolojik hastalıklar ve psikolojik sıkıntılar yalnızlık olarak değerlendirilmiyor sosyologlar ve psikologlar tarafından.
Yalnızlık problemi, yalnızlık çeken kişilerin gelir durumuna ve yaş grubuna da bağlıymış...
Gene belirtildiğine göre yalnızlık çekenlerin yaş grubu ve sosyal konumu da dikkat çekiciymiş... `Hangi sınıfa` ait olduğu demeyelim, hemen ``Hoca sen marksist misin?` sorusuyla karşı karşıya kalırız... Neme lazım, biz dikkatli bir şekilde `hangi toplumsal katman`a diyelim...
Yalnızlık çekenlerin eğitim durumları da önemli bir neden. Aynı şekilde, Almanya`da yalnızlık çekenlerin kökenleri de önemliymiş...

***
İşte bu nedenlerden, Dünya`da ``Yalnızlıkla Mücadele Bakanlığı`` kuran ülkeler bile var... İngiltere`de söz konusu bakanlık bu alanda yoğun bir şekilde çalışıyor... Japonya`da da öyle... Bazı Avrupa ülkelerinde konu üzerine yoğun tartışmalar var... Bilimsel projeler yoluyla yalnızlık sorununa çözümler aranıyor...
Politik partiler bu alanda çalışmalar yürütüyor, komisyonlar kuruyor. Politikacılar çözüm üretmeye çalışıyor.
Görünen o ki, sorunun çözümü çokta kolay değil. Durum karmaşık. Tıpkı bu sorunun nedenleri gibi…
***
Bilim insanları yalnızlık sorununa karşı bazı önerilerde bulunuyor. Örneğin eski ilişkilerin canlandırılması öneriliyor. Örneğin, diğer insanlarla ortak noktaların üzerinde durulması dile getiriliyor. Örneğin, pozitif konulara konsantre olunması tavsiye ediliyor. Akut durumlarda profesyonel yardım alınmasının çok akıllıca olacağı konusunda herkes hemfikir...

***
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere. Sen bireyciliği pompalarsan, ``Her koyun kendi bacağından asılır!..`` düşüncesini düstur haline getirirsen sonuç böyle olur. Aile yapısını bozarsan, akrabalığı tu kaka yaparsan böyle olur. Başka türlü nasıl olacaktı ki? İnsan ilişkilerini dizayn ediyorsun, egoistliği pompalıyorsun, dayanışma ruhunu kökünden kazıyıp atıyorsun... Ondan sonra da insanlar yalnız , çok yalnız, yapayalnız diyorsun ve sözüm ona buna çözüm aramaya çalışıyorsun... Geç efendim geç. Rant üzerine kurulmuş bu sistem yalnızlığı bile araçsallaştırır, ticaretini yapar.
Bu konuda en büyük tehlike şu: İnsanlar sırf umutsuzluğa kapılıp intihar etmiyor, iyice kabuğuna çekilmiyor ve giderekten ya bedenen ya da ruhen hasta olmuyor. Çok önemli bir başka tehlike, yalnızlık çeken insanların demokrasiye olan inancını yitirmesi... Tıpkı kendine inancını yitirdikleri gibi.
Kendine, geleceğe ve dayanışmaya inancını yitirmeyenlere selam ola!

+++
İyi ki Akdenizliyiz... Akdenizli ruhumuz tamamen yok olmuş, yok edilmiş, edilebilmiş değil henüz. Bir hayli yıpranmış, örselenmiş olsa da arkadaşlık, akrabalık ve dostluk ilişkileri var Türkiye`de... Eldekileri de kaybedersek geçmiş olsun. O zaman, Türkiye`de de bir ``Yalnızlıkla Mücadele Bakanlığı`` kurmak zorunluluğu ortaya çıkabilir...