Çehov’un Tüfeği ve 3. Dünya Savaşı
Rus yazar Anton Çehov'un meşhur hikâye ilkesini bilirsiniz; "Eğer birinci perdede duvarda bir tüfek asılıysa, üçüncü perdede o tüfek muhakkak patlamalıdır." Aksi halde tüfek patlamayacaksa tüfeğin sahne de ne işi var!
Çehov’un tüfeği ilkesiyle şöyle bir bakalım Dünya’da ki silahlanma ve askeri harcamalara…
2015 yılından itibaren her geçen yıl artış gösteren askeri harcamalar 2024 yılında 2,7 trilyon dolara ulaştı. ABD, Çin, Rusya, Almanya ve Hindistan askeri harcamalarda ise başı çekiyor. Her geçen yıl yeni nesil teknolojik harp silahları tasarlanıyor ve piyasaya sürülüyor. NATO'nun üye ülkelerinin savunma harcamalarını GSYİH'nin %5'ine çıkarma hedefi, Çin’in insan bolluğuna rağmen insansız sistemlerini geliştirmeye çalışması ve Avrupa’nın kendi içinde ortak ordu kurmak istemesi ve savunma harcamalarını arttırması kafalarda soru işareti oluşturuyor. Bu kadar silahı ne yapacaklar?
2. Dünya savaşının çıkması bir sürpriz miydi?
Almanya 1933 yılında yaklaşık 6 milyon ton çelik üretirken, 1939 yılında bu rakamı 23 milyon tona çıkarmıştı. O zamanın stratejistleri Almanya’nın büyük bir savaşa hazırlık için hızlı bir çelik üretimi yaptığını söylüyordu. Dönemin İngiliz istihbarat raporlarını incelediğimizde ise Almanya’nın tank ve uçak üretiminde ki artışının not edildiği ve yeni bir savaşın ön habercisi olduğu rapor ediliyordu. 2. Dünya savaşı aslında sürpriz değil tamamıyla öngörülen bir hadiseydi.
3. Dünya savaşı da sürpriz olmayacak! Hali hazırda bölgesel çatışma ve gerilimler yerini bir Dünya savaşına bırakabilir. Bu konu da ABD'li emekli amiral James G. Stavridis ve eski deniz piyadesi şimdinin gazetecisi Elliot Ackerman'ın kaleme aldığı "2034: A Novel of the Next World War" isimli kitabında, 2034 yılında Amerikan savaş gemilerinin Güney Çin Denizi'ne girmesiyle 3. Dünya Savaşının başlayacağı senaryosu yer alıyor. Kitapta ki savaşta ise insansız askeri araçlar ve siber saldırılar ön plana çıkıyor. Yani savaşta teknolojik güç önemli bir yer tutacak.
Türkiye 3. Dünya savaşına hazır mı?
Resmi makamlar her türlü senaryoya hazırlıklıyız mesajını sürekli veriyorlar. Ancak NATO’nun Amerika’dan sonra ki 2. büyük askeri personele sahip ülkemizin eksiklikleri yok değil.
İşin uzmanlarıyla görüştüğümüzde Türk Hava Kuvvetleri’nin envanter modernizasyonunun çok acil olduğunu, devlet kurumlarının milli yazılım ve donanım kullanmaları gerektiğini ve özellikle hava savunma sistemimizin güçlü olmasının elzem olduğunu vurguluyorlar. Ayrıca sadece askeri caydırıcılık değil siyasi, ekonomik ve teknolojik caydırıcılığında önemli olduğunu dile getiriyorlar. En nihayetinde ekonomik şartların kötü olması çeşitli istihbarat servislerinin içimizden insan devşirmesine neden olabilir. Bazı insanlarımız için para tek motivasyon kaynağı
Çehov'un tüfeği ilkesine dönersek: Küresel ölçekte artan askeri harcamalar, nükleer silahların modernizasyonu ve jeopolitik gerilimler, sahnede "asılı bir tüfek" gibi duruyor. Sadece bu tüfeğin ne zaman ateşleneceği belirsiz! Tahmini 2027-2035 yılları arasında ciddi bir küresel savaş riskinin artacağı düşünülüyor. Bugün Çin-ABD rekabeti, Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail-İran ve Çin-Tayvan gerilimleri öne çıkarken yarın yeni çatışma merkezlerinin ortaya çıkması da muhtemel
Günün sonunda macun tüpten çıktı bir kere… Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov’un geçen günlerde dediği gibi; "Üçüncü Dünya Savaşı hibrit bir şekilde zaten başladı.’’