
Güzel günleri beklerken yitip giden nesiller

Türkiye Cumhuriyeti102 yıl önce kurulduğunda bu ülkede yaşayan tüm insanlar için yarınlar büyük umutlarla doluydu. Daha fazla özgürlük, daha fazla refah, daha fazla güvenlik vadediyordu gelecek. Yüzümüzü batıya dönmüştük. Cumhuriyet devrimleri ile eş zamanlı ekonomik ve altyapı yatırımları gelecek adına beslenen umutların boşuna olmadığını gösteriyordu.
Çok partili parlamenter sisteme geçiş zamanı gelip, önüne sandık konulduğunda bu ülke insanı için bir başka sayfa açılıyordu. “Beni, benim seçtiklerim yönetecek “ duygusu, topluma yarınlar için fazlasıyla umut veriyordu.
Genç, çalışkan ve gelişime açık demografik yapısı, bereketli toprakları ve denizleri ile güzel yarınlar hayali görmeye layık bir ülke profili sunuyordu bize gelecek.
Yıllar geçiyor, ama beklenen güzel yarınlar bir türlü gelmiyordu. Umutlu olmak için nedenler azalıyor ama elbette umut tükenmiyordu.
Darbeler, ekonomik krizler, terör derken bir türlü gelmedi güzel günler. Geldik bu günlere.
Geldiğimiz nokta itibarıyla bugün artık geleceğe dair beklentilerimiz, yüksek refah, yüksek özgürlük ve demokrasi seviyesinden, karnım doysun, kimse bana dokunmasın seviyesine inmiş durumda.
Peki bu geçici bir durum mu?
Hayır.
Bu kalıcı bir durum olarak ülkemizin oturtulduğu bir zemindir.
İktidardan umudunu kesen kesimler doğal olarak yüzünü muhalefete dönerler . Bugün de siyasal iklim biraz daha refah, adalet, özgürlük adına muhalefeti işaret ediyor.
Bir iktidar değişikliğinde bu alanlarda olumlu değişiklikler olacağı da aşikar.
Cevabını aradığımız soru bu iyileşmelerin ötesinde dünya standartlarında beslenebilen, barınma sorunu yaşamayan, eğitim sorununu çözmüş,, kendini güvende hisseden, özgürlükler alanında sınıf atlamış bir ülke olabilecek miyiz?
Cevap maalesef hayır.
Değişim için gerekli ışık, bırakın iktidarı muhalefette bile görülmüyor.
İktidar olalım ama nasıl? Nasıl olursa olsun.
Ne gerekiyorsa yapalım anlayışında kantarın topuzu bazen o denli kaçıyor ki sizi siz olmaktan çıkartabiliyor. Bir anda kendinizi bir cuma namazı çıkışında basın açıklaması yaparken buluveriyorsunuz veya bir önceki seçimlerde sizinle beraber görünüp rakip adaya oy verdim diyen vekil kendisini sizin yanınızda bulabiliyor.
Yolumuz Deniz Gezmiş’lerin yolu derken, genel başkanın bir seçim otobüsünün önünde kurt adama dönüşmesi an meselesi.
Yaz yaz bitmez.
Daha güzel günler için umudumuz ve mücadelemiz azalmadan devam edecek elbette ama refah, huzur, özgürlükler, ileri demokrasi bizler için maalesef şarkıda ifade edildiği gibi.
Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli.