İzmir Körfezi’nde sıra merkezi yönetimde; bakanlık ev ödevinden kaçmamalı

Sadık okur anımsayacaktır; geçen hafta İzmir Körfezi’nin temizlenmesinde önemli rol oynayacak Çiğli İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’nin 4. Faz’ına değinmiştim. Evet, 4. Faz’ın önemli katkısı olacak zaman içinde Körfez’in nefes almasına, temizlenmesine. İzmir Büyükşehir Belediyesi, üzerine düşen önemli bir yükümlülüğü kıt kaynaklarına karşın planlanan zamanda yerine getirdi. Ayrıca derelerin temizliği, yağmur suyu-pis su ayrıştırma projesi ve Körfez’in sığ bölgelerinden 4 milyon tona varacak çamur çıkarma çalışması ile de ev ödevini yine kıt kaynaklara karşın ihmal etmeden yerine getiriyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın 4. Faz’ın devreye girmesiyle Körfez’in temizliğine katkısının ne olacağına ilişkin yerel Ege’de Sonsöz’ün geçenlerdeki sorusuna verdiği yanıt şöyle:
“GÖREV SÜREMDE DAHA TEMİZ BİR KÖRFEZ VAAT EDİYORUM”
“Zaman zaman yağmurlu havalarda sistemde fazla yüklenme olunca körfeze kaçaklar oluyordu. Bir de çok uzun yıllardır, 60’lı yıllardan beri körfeze atık atılıyor ve onun yarattığı kirlilik var. 60-70 yılın sorunu. Bunların bu dönemde daha sıkıntılı olmasının nedeni körfezin kendini temizlemesi ile ilgili sirkülasyon ile ilgili sisteminin bozulmuş olması… Çiğli Arıtma’nın olduğu, Bostanlı-Mavişehir’in olduğu bölgede derelerden gelen alüvyonlar suyu sığlaştırıyor. Orada bir tür altta set gibi bir şey oluşturmuş durumda… Yapmamız gereken iki şey var; birincisi yeni bir kirlilik oluşmasını engellemek. 4’üncü faz ile bunu kesinlikle sağlamış olduk. Şu anda yağmurlu hava da olsa sisteme ne kadar yükleme olursa olsun körfeze kirli su deşarjı olmayacak. Bunu değiştirdik. İkincisi ise körfezin su sirkülasyonunu arttırmak. Bunun için tarama çalışmaları sürüyor. Yüz binlerce metreküp birkaç ay içerisinde çıkarıldı. Daha epey iş var ki biz kendi imkanlarımızla 4 milyon metreküp çamuru temizlemek üzere karar verdik. Onun süreci devam ediyor. Bu temizlik ne kadar fazla olursa sirkülasyon o kadar fazla olacak ve kirli olan su temiz su ile karışarak temizlik sağlanmış olacak. Bu biraz zaman istiyor. Hemen yapılacak bir şey değil. Benim sözümü verdiğim şey denizin kirlenmesine asla neden olmayacağız. Geçen sonbahardan beri yaptığımız ölçümlerde körfez kirlilik değerlerinde azalma var. Daha temiz durumda körfez. Ama bunun herkesin memnun hale geleceği bir duruma dönüşmesi uzun yıllar alacak. Kısa sürede olacak bir şey değil. Kısa vadede yüzmeyi vaat edemem ama görevim tamamlana kadar ki süreçte daha temiz bir körfezi kesinlikle vaat ediyorum dedim ve o yolda yürüyoruz.”
BAKANLIK YASALARIN VERDİĞİ GÖREVİ YAPMALI, TOPU TACA ATMAMALI
Şimdi adım atma sırası merkezi yönetimde; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda. Körfez ile asıl sorumluluk merkezi yönetimde. Belediye, kentte karasal altyapı kirleticilerinden sorumlu. İzmir Körfezi’nin temizliği için merkezi yönetim ve yerel yönetimin birlikte çalışması, üzerlerine düşeni yapması, bütüncül bir çalışma yürütülmesi şart. Ne var ki, bakanlık konuyla ilgili raporunda topu neredeyse tamamen belediyeye atıyor! Belediye zaten kendi üzerine düşeni yapıyor onca mali kıskaca karşın. Ya Bakanlık? Yasaların emredici hükümlerine karşın üzerine düşeni yapma konusunda topu taca atıyor, ev ödevinden kaçıyor. Bir kent bu kadar cezalandırılmaz! İzmit Körfezi’nin temizlenmesi için onca kaynak ayıran merkezi yönetim, İzmir Körfezi’ne gelince kulağının üzerine yatıyor!
“Adım atma sırası merkezi yönetimde” derken, kastettiğim en çok bir türlü oralı olmadığı Gediz nehrinde üzerine düşeni yapması. Bakanlık Gediz nehri üzerindeki kirleticilere dönük denetimi neden yapmıyor? Neden önlem almıyor? Gediz’in kaynağı Uşak’ta Murat Dağı’nda... Uşak, Kütahya, Manisa ve İzmir’in; dört ilin yüzölçümünde salınarak İzmir Körfezi’ne, Dış Körfez’e dökülüyor. Tabii filtrelenmeyen endüstriyel, tarımsal ve evsel atıkları toplayıp getirerek... Menemen’de ve başka yerlerde gözümle gördüm, gri, hatta siyaha yakın renkte akıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, son olarak birkaç ay önce İZSU, İZDENİZ A.Ş. ve İZPA’nın düzenlediği, uzmanların katıldığı, Körfez’deki kirliliğin nedenleri ve çözümlerine ilişkin uluslararası bir çalıştay gerçekleştirdi. Ben de o çalıştaydaydım ve dikkatle dinledim uzmanların açıklamalarını. Körfez’e ve Gediz’e ilişkin çalışmalar yürüten bilim insanları ve uzmanların ortak görüşü şu oldu: Körfez’deki kirliliğin temel nedenlerinden birisi Gediz’in durumudur. Haliyle merkezi yönetim Gediz’i iyileştirmedikçe Körfez’in tamamen temizlenmesi, ideal düzeye gelmesi olanaksızdır.
“GEDİZ SORUNU ÇÖZÜLÜRSE KÖRFEZ’DEKİ KİRLİLİK BÜYÜK ÖLÇÜDE ORTADAN KALKAR”
Bu noktada Gediz ile ilgili ayrıntılı ve teknik bilgi için aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediyesi-İZSU bünyesinden oluşturulan bilim-danışma kurulu üyesi de olan İZDENİZ YK Başkanı Dr. Işıkhan Güler’in açıklamalarına özetle yer vereceğim.
“Gediz’in Körfez’e taşıdığı suya ve körfeze etkilerine bakıldığında ise durumun iç açıcı olmadığı görülmektedir. İZSU 2022 Ocak ayından başlayarak Gediz’den numune almaktadır. Ayda bir alınan numune Gediz’in Körfeze dökülmeden önceki KN 18 Gediz isimli noktasındandır. Numunelerin incelenmesi sonucunda suyun amonyum Azotu, Biyolojik Oksijen İhtiyacı (BOİ), İletkenlik, Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ) ve Selenyum parametreleri açısından birçok kez 3. sınıf “orta”, yani ilgili yönetmeliğe göre “kirlenmiş su” olarak tespit edilmiştir.
Başka verilere de bakalım. Örneğin Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün yapmış olduğu havza ile ilgili bir yönetim planında kayda değer ipuçlarına ulaşmak mümkün. Bakanlık 109 yerleşim yerinin Gediz’e arıtma olmadan deşarj yaptığını tespitle, bu yerlere arıtma tesisi yapılması gerektiğini belirtiyor. Aynı şekilde Gediz havzasında 85 düzensiz katı atık tesisi bulunuyor. Arıtma olmadan yapılan deşarj ve düzensiz çalışan katı atık tesisi doğrudan Gediz’i kirletiyor ve kirli su doğrudan körfeze ulaşıyor. Örnek mi? Örneğin Turgutlu Organize Sanayi Bölgesi. Sanayi kenti diyebileceğimiz Turgutlu Gediz’i kirletiyor. Sonuçlarıyla da maalesef İzmirliler karşı karşıya kalıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi körfez temizliği için elbette elinden geleni yapmaktadır, bundan sonra da yapacaktır. Ancak Gediz’den kaynaklı kirliliği önlemek doğrudan merkezi iktidarın sorumluluğundadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Gediz Havzası’nda bulunan ve akarsuları kirleten sanayi bölgelerine ya da eksik çalışan katı atık tesislerine müdahale etmesi mümkün değildir.

Gediz Havzası’nda kentsel doğrudan deşarjlar, kentsel atıksu arıtma tesisi deşarjları, endüstriyel atıksu arıtma deşarjları, atıksu çamur bertarafı, madencilik faaliyetleri, balık çiftlikleri, düzenli depolama sahaları, jeotermal kuyular, zeytinyağı üretim tesisleri, hayvancılık tesisleri ve benzeri pek çok tesis Gediz’i kirletmektedir.
Başka verilerle bu tezi daha dayanaklı kılmak mümkündür. Gediz ile Körfez karşılaştırması yapmak Gediz’in Körfez için ne anlam taşıdığını daha de netleştirecektir.
Şöyle ki: Tarım Orman Bakanlığı verisine göre Gediz nehrinin ortalama debisi 40 m3/s'dir. Oysa çok tartışılan Çiğli Arıtma Tesisinin ortalama debisi 8 M3/s dir. Yani Gediz nehrinden körfeze dökülen suyun beşte biri… Devamla, Çakalburnu’ndan Çiğli arıtmaya bir çizgi çektiğinizde bu bölgeden Bayraklı sahiline kadar olan kısmı iç körfez olarak tanımlarsınız bu iç körfezin yaklaşık deniz suyu hacmi 500 milyon m3tür. Oysa Gediz nehrinden bir yılda gelen su miktarı 1.26 M3 tür yani iç körfezdeki suyun iki katından fazladır. Özetle Gediz Körfezi kirleten başlıca etkendir diyebiliriz. Haliyle asıl yoğunlaşmak gereken konu Gediz olmalıdır. Gediz sorunu çözülürse körfez kirliliği büyük ölçüde ortadan kalkacaktır.
GEDİZ NEHRİNDEKİ KİRLİLİĞİN HAVZADAKİ TARIMA VE YAŞAMA ETKİSİ
İşin doğrusu Gediz’in kirliliğini sadece su kalitesi bağlamında ya da İzmir Körfezi’ne verdiği zararla değerlendirmek eksik kalacaktır. Çünkü Gediz Havzası’nın mevcut durumu acil önlem alınmasını gerektiren bir vahamettir. Bölge tarımının içinde bulunduğu durum bir yandan Gediz’in su kalitesi ve debisiyle doğrudan ilintilidir. Bölge üreticilerinin, yani çiftçilerin kimyasal atık içeren su ile bahçelerini sulamaktadır. Bu kelimenin tam anlamıyla vahamettir. İnsan sağlığını doğrudan etkileyecek önemdedir. Ya da bahçelerini sulayacak suya ulaşamamaktadır. Buna dur demek gerekiyor.

İkincisi, Gediz Havzası’nın sosyal hayata katkısı neredeyse bitme noktasına gelmiştir. Artık ne balık avlanabilmektedir ne de bölge insanlarına dinlenme, eğlenme olanağı sağlayabilmektedir.
Genel anlamda mevcut tarım politikaları, su politikaları sorunludur. Sıkıntıların asıl kaynağıdır. Gediz’in ve İzmir Körfezi’nin hali bu yaklaşımın çarpıcı sonucudur. Doğa yok olmakta, doğayla temas halindeki yerleşim yerleri pek çok açıdan hayat belirtileri azalmaktadır.”
XXX
Evet, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum bakalım şimdi ne yapacak? Üç maymunu mu oynayacak, ivedilikle ev ödevini yapmaya mı girişecek? Sadece İzmir’in değil, Türkiye’nin gözbebeklerinden İzmir Körfezi’ne kötülükten kaçınmak gerekiyor. İzmit Körfezi için ayrılan kaynağın İzmir Körfezi’ne de ayrılması, bakanlığın Gediz’le ilgili olarak üzerine düşeni yapması gerekiyor. Adalet Bakanına da soruyorum; Gediz’le ilgili yapılan suç duyurularının akıbeti ne oldu?