CHP 39. Olağan Kurultay sonrası gündem yeni MYK
CHP 39. Olağan Kurultayı'ndan döner dönmez haftanın ilk günü kaleme aldığım kurultay notlarına devam edeceğim. Biraz bölük pörçük olacak belki ama notlar kurultayın amacını, ruhunu, verdiği mesajları paylaşmış olacak diye düşünüyorum.
'KATOLİK NİKAHI' BOZULMAZ!
Öncelikle altını bir kez daha çizeyim kalın çizgilerle; CHP'nin değişimindeki kilit taşı olan İmamoğlu-Özel İttifakı bu kurultayda malum iktidar ve iktidara ilişen zavallı bazı çevrelerin umduğu gibi bırakın zayıflamayı, bilakis daha da güçlendi. Artık herkes söz konusu ittifakın bir "Katolik Nikahı" olduğunu umarım anlamıştır! Nitekim Özel’i dördüncü kez genel başkan seçildiği için ilk kutlayan CAO hesabından İmamoğlu oldu:
"Bu zorlu dönemde önemli bir sorumluluk üstlenen Genel Başkanımıza başarılar dilerim."
ÖZEL-DELEGASYON ÖZDEŞLEŞMESİ
Özel, en yüksek oyla seçilen genel başkan olurken teşekkür konuşması yapmayı düşünmemişti. Ancak Kurultay Başkanı Ünlüce delegasyonun kendisini salonda beklediğini bildirince geldi ve kısa teşekkür konuşmasında şu cümleyi de kurdu:
"1333 oyun 3'ünü bile kendime yazmıyorum. Bu sizin başarınız, sizin kararlılığınız, sizin mesajınız."
SAV-TAMAYLIGİL KATKISI
Önceki notlarımda unutmuşum; Baykal döneminin güçlü genel sekreteri Önder Sav da genel başkanın yanında protokoldeydi. Bihlun Tamaylıgil'i de yönetime alan Özel, Sav ile de kontakta olarak böylece örgütün önemli bir damarını da partide hissettiriyor.
TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ VE PROGRAM İLK GÜN HALLOLDU
Kurultayın ilk günü yapılan tüzük ve program çalışmalarına ilişkin birkaç not daha düştükten sonra üçüncü günkü yönetim organları seçimine ve sonuçlarının değerlendirmesine geçebilirim.
Parti tüzüğün 15 maddesinde değişiklik yapıldı. PM'nin 80'e çıkmasının nedeni; Özel’in iki yıllık yürüyüşünde yanında olan arkadaşlarını devam ettirme isteği yanında, iktidara giden bir parti olarak yeni ve uzman isimlerin eklenmesi gereğiydi. BKSP'nin sayısı da bu bağlamda 8'den 10'a çıkarıldı. Gölge Kabine'nin parti iktidara gelene kadar CAO altında çalışması benimsendi. Belediyelerde, bağlı kuruluş ve iştiraklerde görev alanların aday olamayacağı ve yönetim kademelerinde yer alamayacağı; 25 olarak uygulanan gençlik kotasındaki birinci kademe yaş aralığının yükseltilmesi kararlaştırıldı.
Programla ilgili olarak kapsamlı bir yazıyı bu köşede kurultaydan önce kaleme almıştım, o yüzden tekrara düşmek istemiyorum. Ancak gelen eleştiriler üzerine program çalışmalarını yürüten komisyon taslaktaki bazı ifadeleri, tanımları değiştirdi. Bu değişiklikler hazırlık komisyonundan İstanbul Milletvekili Doç. Yunus Emre tarafından delegasyona anlatıldı. Örneğin, "Atatürk milliyetçiliği" tanımı şöyle güncellendi:
"Atatürk milliyetçiliği, yurttaşlık bağıyla cumhuriyetimize bağlı olan herkesin eşitliğini savunur. Türk milleti bu anlayışla tanımlanır. Farklı kimliklerin dışlanmaması ve yurttaşların aynı hak ve özgürlüklere sahip olması esastır. Günümüzde eşit yurttaşlık, bu anlayışın eksiksiz olarak hayata geçirilmesi ve güçlendirilmesi anlamına gelir."
SONUÇ BİLDİRGESİ
Cumhuriyet Halk Partisi 39. Olağan Kurultay Sonuç Bildirgesi de kurultayın ikinci gününde yayınlandı. Demokratik hukuk devleti, sosyal adalet ve yeni bir vizyon vurgusu yapılan Bildirgede, 19 Mart ile başlayan CHP'li belediyelere yönelik soruşturmalar sert biçimde eleştirildi. Bildirgede, "Şimdi iktidar zamanı" mesajı öne çıktı; Türkiye’nin demokrasi, hukuk devleti, eşitlik, özgürlük ve toplumsal adalet temelinde yeniden inşa edilmesi için kararlılık mesajı verildi. Ayrıca yeni programın; demokrasi, hukuk, insan hakları, sosyal devlet, ekonomik adalet, iklim kriziyle mücadele ve dijital dönüşüm gibi başlıklarda çağdaş bir iktidar vizyonu ortaya koyacağı belirtildi.
ÖZEL'İN ANAHTAR LİSTESİ FİRESİZ ONAYLANDI
CHP 39. Olağan Kurultay'da üçüncü ve son gün yönetim organlarının seçimi vardı gündemde. Özel'in anahtar listesi öğleden hemen sonra salona düştü. İnceler incelemez gerçek bir anahtar liste olduğunu anladım. Ondan önce dağıtılan bir listenin ise genel merkezin iradesi dışında hazırlandığı bazı isimlerden belli oluyordu.
Anahtar listedeki isimlerin 48'i eski, 32'si yeni isimlerden oluşuyordu. Önceki PM ve YDK'daki bazı isimler başvuru yapmamıştı. Muhtemelen genel başkan onlara teşekkür etmişti. Yine muhtemelen genel merkezden bazı isimlere ise anahtar listeye konulacakları için "başvurun" notu iletilmişti. Sonuçta anahtar listenin tamamı firesiz olarak delegeden onay aldı. PM, BKSP, YDK böylelikle belirlenmiş oldu. PM'ye anahtar liste dışında başvuran Prof. Örsan Öymen, önceki İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu gibi isimler delegeden yeterli oy alamayarak seçilemedi. Zaten anahtar liste dışında birisinin listeyi delmesi hemen hemen olanaksız gibiydi.
HUKUK, EKONOMİ, DIŞ POLİTİKAYA TAKVİYE
Yönetim organlarına seçilen yeni isimler arasında üst düzey hukuk ve ekonomi profili öne çıkıyor. Bu bağlamda Prof. Şule Özsoy Boyunsuz, Prof. Bahadır Erdem, Zeynel Emre ve İlhan Cihaner (Hukuk) ile Bihlun Tamaylıgil, Ozan Bingöl, Güldem Atabay, Kerim Rota, Serkan Özcan'ı (Ekonomi) sayabiliriz. Dış politika alanının da PM'de güçlendirilmesi iyi oldu diyebilirim; E. Büyükelçi Ömer Kaya Türkmen de geldi Namık Tan'ın yanına (Özel, sanırım Prof. İlhan Uzgel'den yine "koordinatör" olarak yararlanmak isteyecek). Türkmen'i tanımıyordum, sadece duymuştum. Ancak, Özel mutlaka güvendiği isimlerden referans alarak yönetime almıştır. Dış politika alanındaki isimlerden beklentim, bilgilerinin ve alanlarındaki deneyimlerinin yanına aktüel, reel siyasetin gerekirliklerini katmaları.
LİSTEDEKİ "TÜRKİYE İTTİFAKI" ETKİSİ
PM'ye girenler arasında İmamoğlu-Özel ittifakının dışında ve uzmanlıkların yanında gözetilen bir nokta da "Türkiye İttifakı" esprisi içinde merkez sağdan gelen İYİ Parti, DP, Gelecek Partisi gibi kökenlerden gelen isimler. Prof. Erdem, Dr. Uzun, Rızvanoğlu, Özcan, Rota bu bağlamda ve aynı zamanda uzmanlık alanları nedeniyle de PM'ye alındı.
YDK'DA HUKUKÇU MİLLETVEKİLİ-ÖRGÜT BİLEŞİMİ
YDK'da Turan Taşkın Özer (İstanbul Milletvekili) yanında Remzi Kazmaz, Süleyman Bülbül (aynı zamanda Aydın Milletvekili) gibi hukukçular ve Ali Narin (Uzun yıllar Kadıköy ilçe başkanlığı yaptı) gibi örgütten gelen isimler Aliye Timisi Ersever gibi milletvekilleri var. Burada da hukukçu ağırlığı normal.
ÖZEL'İN VE DELEGENİN KILIÇDAROĞLU’NA YANITI
Sonuç olarak yerli yerinde bir kurultay oldu. Hemen herşey olması gerektiği gibiydi. Kılıçdaroğlu da son iyiliğini yaptı CHP'ye kurultayın ilk günü Sabah'a verdiği röportajla (Kılıçdaroğlu gelmedi ama benzeri Hilmi Saral geldi)! Kılıçdaroğlu'na yanıtı ise çok şıktı; Polat Şaroğlu'nu birinci sırada yüksek oyla PM'ye seçerek Tunceli ile bir sorununun olmadığını, sorunun Kılıçdaroğlu olduğunu gösterdi. Keza, bir başka Tuncelili, İstanbul Milletvekili Zeynel Emre de Kılıçdaroğlu'nun son MYK'sında olmasına karşın PM'ye girdi.
MUHTEMEL MYK
Şimdi nefesler tutuldu, cumartesiyi bekliyor herkes. Sadece parti kamuoyu değil, genel kamuoyu da. Çünkü CHP, halihazırda Türkiye'nin birinci partisi. Sıradaki cumhurbaşkanı da CHP'nin adayı olacak gözüküyor. Özel cumartesi günü PM'yi toplayacak, ardından da muhtemelen aynı gün yeni MYK açıklanacak. Yeni MYK'da gölge bakanlar yer almayacağı için kurul muhtemelen 15 kişi olacak. Selin Hoca'nın genel sekreterliğe devamı sürpriz olmayacak. Özel, iktidara yürüyen bir parti görünümü için MYK'yı da muhtemelen güçlendirmek amacıyla eskilere yenilerle takviye yaparak oluşturacak. Hatta eskilerin görevlerinde de rotasyona gitmesi söz konusu olabilir. İki-üç gölge bakanın da MYK'da yer bulması sürpriz olmaz. Tabiî bölge ve inanç coğrafyası dengeleri vb. etkenler de dikkate alınacaktır. Beklentim; CHP'nin MYK'sına dışarıdan bakanlar "Türkiye'yi bu parti yönetebilir" diyebilsin.
ÖZEL PM'DE NE DİYECEK?
Özel, muhtemelen ilk PM'de yapacağı kapalı konuşmada "bütün arkadaşlarının kıymetli olduğunu, hepsine güvendiğini; ancak bir kısım arkadaşına MYK'da, bir kısmı arkadaşına CAO'da ihtiyacı olduğunu, geriye kalanları da PM üyeleri olarak uzmanlık alanlarına göre önemli görevler beklediğini; bunun bir iş bölümü ve takım oyunu olduğunu" söyleyecek. Tabii şu da var; Baykal'ın son dönemlerinden bu yana MYK üyeleri genel başkanca istediği sayı kadar PM üyeleri arasından atanıyor (Hatta Kılıçdaroğlu, listesinden seçtiremediği isimleri "başdanışman" sıfatıyla genel merkezde değerlendirip onlara genel başkan yardımcısı odası vermek suretiyle "adı konmamış bir genel başkan yardımcısı" işleviyle donatıyordu). Demek istediğim, Özel gerek gördüğünde MYK'da değişiklik yapabilir, sayıyı artırabilir. Buna yetkisi var tüzüğe göre.
Evet, kurultay ile ilgili izlenimlerim böyle. Ankara'yı özlemişim. Olağanüstü iki kurultaya da gitmemiştim. Şimdi iyi ki gittim. Arayı uzatmamak gerektiğini de anladım. Bir dahakine umarım CHP Genel Merkezi'nden, TBMM'den izlenimlerimi aktarırım.