Sakın kavga etmeyin!
İktidar ortakları arasında sürdüğü iddia edilen gerginlik geçtiğimiz günlerin en çok üzerinde durulan konuları arasındaydı. İddialar her ne kadar Devlet Bahçeli tarafından yalanlanmış olsa da medyaya yansıyan birtakım gelişmeler artık gerginliği saklayamayacak boyuta ulaşmış durumda.
Aslında bu çekişme yeni başlamış değil. Fikir ve çıkar ayrılıklarının ilk örnekleri ağır yenilgiye uğradıkları 2024 yerel seçimlerinin hemen ardından ortaya çıkmış, Erdoğan’ın yumuşama girişimleri ve CHP ziyareti MHP kanadı tarafından dolaylı yoldan sert tepkiyle karşılanmıştı.
Sonuçta kazanan MHP oldu ve Erdoğan yumuşama politikasını terk ederek 180 derecelik bir dönüş yaptı. 31 Mart 2024 gecesi yaptığı balkon konuşmasında seçmen tarafından verilen mesajı aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı, daha bir yıl geçmeden en ciddi rakibini ve muhaliflerin bir bölümünü cezaevine götüren yolu açmış oldu.
İlk raundun Bahçeli tarafından kazanılmasının ardından el yükselten MHP lideri, özellikle partisinin grup toplantısında yaptığı beklenmedik ve şaşırtıcı çıkışlarla Erdoğan’ı etkileyen ve yönlendiren bir role büründü. İkinci açılım girişimi, ABD yerine Rusya ve Çin ile yakınlaşılması gerektiğine dair sözler, sosyal medyanın tamamen kapatılmasına yönelik çıkış bunlardan bazılarıydı.
Erdoğan’ın birçoğundan önceden haberdar olmadığı ve duyunca şaşkınlığa uğradığı bu konuşmalar, ülke yönetiminin belli bir süredir Bahçeli’nin elinde olduğunu gösteren en önemli deliller olarak kayıtlara geçti.
Cumhurbaşkanının, Bahçeli’nin kendisini toplum önünde açıkça yönlendiren konuşmalarını sineye çekmesi Kıbrıs’ta yapılan seçimlere kadar devam etti. Seçim sonuçlarına dair Bahçeli’nin kabul etmeyen sert tutumuna karşılık AKP kanadının kutlama mesajları yayınlaması gerginliği belki de hiç olmadığı kadar yükseltti. MHP’lilerin 29 Ekim resepsiyonuna katılmamaları çatışmayı açığa çıkaran gelişme oldu.
İşte bu nedenle Bahçeli’nin oluşan çatlağı reddeden sözleri pek de inandırıcı değildir. Bahçeli’nin aynı konuşmasında yer alan bir diğer yanlış nokta ise muhalefetin iktidar ortakları arasında ayrılık istediğine dair sözleridir. Tam aksine muhaliflerin isteği, AKP ve MHP’nin en sonuna kadar birlikte hareket etmeleri ve demokrasi konusundaki karneleri geçmişten bu yana bir hayli zayıf olan bu iki partinin bir daha seçmenin onayını alamayacak şekilde el ele iktidardan uzaklaşmalarıdır.