İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28
88.258,17 %0.083

“Muhtar bile olamaz”

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
“Muhtar bile olamaz”

Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yaptığı bir konuşmada okuduğu şiir nedeniyle hapis cezası alması ve siyasi yasaklı olmasının ardından Hürriyet Gazetesi’nin bu konuyla ilgili yer verdiği habere attığı “Muhtar bile olamaz” başlığı bugün halen belleklerdeki tazeliğini koruyor.

Bilindiği gibi Erdoğan bu başlığın atılmasından sadece birkaç yıl sonra iktidara geldi. Önce başbakan, ardından cumhurbaşkanı oldu. Malum başlık ise AKP liderinin bir zamanlar yaşadığı mağduriyeti unutturmamak ve kamuoyu oluşturmak için iktidar ve medyası tarafından yıllarca kullanıldı.

Bugün Erdoğan’ın geçmişte yaşadığıyla benzer bir süreci yaşayan Ekrem İmamoğlu hakkında, açıklanan iddianamede binlerce yıl hapis cezası talep edilmesi üzerine, medyada yer alan iktidara yakın bazı isimlerin İmamoğlu’nun siyasi hayatının bittiğine dair sözleri bu bakımdan birçoklarına şaşırtıcı gelebilir. Ancak bu kişilerdeki İmamoğlu çekincesinin, destekledikleri Erdoğan’ın geçmişte yaşadıklarını unutturacak kadar büyük olduğu ve analiz yeteneklerini bir hayli kısıtladığı görülürse şaşırmaya gerek olmadığı da anlaşılabilir.

İddianamenin açıklanmasının ardından gözler artık doğal olarak duruşmalara çevrilecektir. Başta İmamoğlu olmak üzere sanıkların mahkemede yapacakları konuşmaların, savunmadan çok mevcut düzeni ve adaletin geldiği noktayı sorgulayan içerikler taşıması sürpriz olmayacaktır. Bir diğer deyişle, bu aşamadan sonra sorgulayan tarafla savunan tarafın yer değiştirmeleri yüksek ihtimaldir.

Türkiye binlerce sayfalık iddianamelerle Ergenekon sürecinde tanıştı. Açılan davalar senelerce ülkenin bir numaralı gündem maddesi oldu. Ekranlarda Ergenekon uzmanları türedi. Sayısız kitap yazıldı. En nihayetinde iktidar, davanın bir Fetö operasyonu olduğuna kanaat getirerek sanıkların tümünün serbest bırakılmalarının önünü açtı. Boş yere tartışılan yıllar ise zaman kaybından ibaret kaldı.

Bugün İmamoğlu ve diğer sanıklar için binlerce yıl hapis cezası isteniyor olabilir. Analiz yeteneğini kaybeden birtakım kişiler, sanıkların içeriden çıkamayacaklarını ve İmamoğlu’nun siyasi hayatının bittiğini duygularını da işin içine katarak söyleyebilirler. Ancak bu davanın hukuk zemininden çıkarılarak siyasi bir dava haline getirildiği açıktır ve bu aşamadan sonra İmamoğlu’nun yükselişini ve iktidara gelişini durdurmak mümkün değildir. Halka rağmen hamle yapmanın zararları geçmişte de çok görülmüştür ve aynı durum bundan sonra da ister istemez yaşanacaktır.

Bu durumda, önümüzdeki süreçte yapılacak siyasi mücadelenin etkisine paralel olarak davanın seyri de az çok tahmin edilebilecektir. Duruşmalarda sanıkların savunma adı altında kayıt altına ve tarihe geçirecekleri konuşmalar ile dışarıda sürdürülecek mücadele İmamoğlu’nun siyasete dönüş süresini belirleyecek ana etmenler olacaktır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *