Tuvalette erkeklerin idrar yapma pozisyonu konusunda süregelen tartışmanın odak noktası “oturarak mı yoksa ayakta mı?” sorusu. Uzmanlar, oturarak idrar yapmanın sağlığa doğrudan bir faydası olduğuna dair net bir kanıt bulunmasa da, hijyen açısından genellikle daha uygun bir yöntem olduğu konusunda hemfikir.
İngiltere’deki Üroloji Vakfı’ndan Dr. Mary Garthwaite, “İdrar yapmanın doğru ya da yanlış bir yöntemi yok, bireyin kendisine bağlı” diyor, ancak tuvaletler temiz olduğu sürece oturmanın daha hijyenik olduğunu da ekliyor. Ayrıca hareket ve denge sorunları olan kişiler için oturmanın daha güvenli olabileceğini vurguluyor.
2014’te Hollanda Leiden Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma ise oturarak idrar yapmanın prostat büyümesi sorunu olan erkeklerde mesanenin daha hızlı ve daha tam boşalmasını sağladığını ortaya koydu; sağlıklı erkeklerde ise belirgin bir fark görülmedi.
Ayakta idrar yapmak çoğu erkek için pratik bir yöntem olsa da, hijyen açısından bazı riskler barındırıyor. Amerikalı makine mühendisleri, mikroskobik idrar damlacıklarının geniş bir açıya ve mesafeye ulaşabileceğini ve diş fırçaları dahil objelere bulaşabileceğini belirtiyor.
Bazı kültürler erkekleri oturarak idrar yapmaya teşvik ediyor; örneğin İslam’da bu geleneksel olarak öneriliyor. Ancak eski alışkanlıklar kolay değişmiyor ve ayakta yapmak hâlâ en yaygın yöntem. 2023’te YouGov tarafından 13 ülkede yapılan ankette, Alman erkeklerin yüzde 40’ı oturarak, İngiliz erkeklerin ise sadece yüzde 9’u oturarak idrar yaptığını söyledi.
Almanya’da oturarak idrar yapan erkeklere “Sitzpinkler” denerek olumsuz bir tabir kullanılırken, Brezilya’da bu davranış “kadınlar ve kurbağalar için” olarak nitelendiriliyor. Tuvalet pozisyonu, kültürel normlar ve cinsiyetçi tabirlerle şekillenmiş bir tartışma konusu.
Oxford Üniversitesi’nden evrimsel psikoloji uzmanı Dr. Robert Dunbar, erkeklerin ayakta idrar yapmasının evrimsel bir gerekçesi olmadığını belirtiyor. Dr. Garthwaite da ekliyor: “Bazı erkekler ayakta, bazıları oturarak yapmayı daha rahat buluyor; bu tamamen kişisel tercih meselesi.”