Josep "Pep" Guardiola i Sala

Greatest Of All Time (GOAT - Tüm zamanların en iyisi) seçmek zor iştir lâkin en güzel şarkı seçmek kadar da görecelilik içermez. Örneğin kendi adıma Lionel Messi gelmiş geçmiş en iyi futbolcudur, onun maçlarının %30'unu izlemek bu kanıyı şüphe götürmez şekilde gerçek hale getirir. Maradona bile bunu apaçık kabul etmekle kalmamış; kendinin ya da bir başkasının Messi'den daha iyi olduğunu söyleyenlere karşı şaşkınlığını saklamamıştır. 

Futbol yorumcularının dahi maç özetleriyle yabancı lig, oyuncu takibi yaptığı ve en mühimi "kanı" belirttiği işbu ülkede argüman ispatı zordur. Messi'nin gol ile sonuçlanmamış sunduğu kimi resital görüntülerini izlettiğim insanlarda ikna oranım %70. Kalan %30 Messi’yi fare suratlı, asık suratlı, sevimsiz bulduğu için fikrinin değişmeyeceğini ifade etmiştir. Buna yapabilecek bir şey yok ama kriter olarak da saygı duyulacak yanı yok...

Yıllar, yıllar evveli Borussia Dortmund takımı ile küme düşmemeye çalışan Jürgen Klopp’un ilk kez maçını izlediğimde 60. dakikada bir peşin hüküm sahibi olmuştum. Bu adam küme de düşse, dahi biri idi ve bana göre en iyi hoca olacağı garantiydi. Yakın çevreme gerekçe olarak "dönerek oynuyorlar" naif değerlendirmesinde bulunmuştum. 12 yıldır beni haklı çıkarmakla meşgul kendisi...
Ama ben en az bir yıldır Klopp'a ihanet etmekteyim. Tarihten biri değil, Sacchi değil örneğin. Cruyff değil. Çok sevsem de takdir etsem de Zeman değil, Bielsa değil. Başlıkta verdiğim küçük kopyadan anlaşılacağı üzere Pep Guardiola...

Aptal insanlara katlanmayı öğrendim de şu zayıf kişilikli alfa tapıcılara katlanmayı beceremiyorum. Bir işte inisiyatif alanlar, bir şeyler yaratanlar vardır; bir de şanslı fırsatçılar vardır. Yunanistan'ı defans ile Avrupa Şampiyonu yapan Otto Renhagel, Leicester City'yi Premier Lig şampiyonu yapan Ranieri hak ettiklerinden bir fazla paye, övgü almamıştır; buna memnun ve saygılıyım. Lâkin hakem şansı ile Avrupa Şampiyonu (Porto), mucizevi Milito performansı ile şampiyonlar ligi (İnter), paranın para olduğu zaman milyar Euro harcattırarak Premier Lig şampiyonlukları kazanan Mourinho hayranlarını anlayamıyorum. İki yüzlü ve fırsatçı cahil ahlâkının en iyi uygulayıcılarından olan lümpen aynası şahsı GOAT ilan etmeye çalışanları alfa tapıcı olarak görüyorum. Birçoğu zaten skor takipçisi ve onun laf ebeliğine hayran tipler. Sıkılmanın ölçüm aleti çıksa bunların her birine üç tam Mourinho maçı izletip ibreleri ibretle izlemelerini görmek isterim...

2020'nin 21 Kasım'ıydı. Mourinho takımı Tottenham, Guardiola'nın City'sine karşı iki kaleyi bulan şut çekebilmiş, ikisi de gol olmuştu. Mourinho "isterlerse topu eve götürsünler" şeklinde dalga geçmişti. Tottenham liderliğe yükselmişti. Guardiola ligde 13. sıradaydı. Bir dostuma "hücuma dair planı yıldız oyuncuların yeteneği olan Mourinho, Kane ya da Son sakatlanırsa ne yapacak; buradan da kovulacak" demiştim. Nitekim bugün bile yollanmak istiyor ama 30 milyon pound tazminatı var fırsatçı hocanın...
Peki, o tarihte 13. olan Guardiola nerede şimdi? 10 puan farkla lider. Bunu şimdiye kadar keşfettikleri ile de başarabilirdi lâkin o kendi taktiğine karşı üretilen iki anti taktiğe bir çözüm üreten yeni bir plan ile bunu başardı. Kimlerdi başının belası? Otobüs çeken, ceza sahasında dört beş kişiyle bekleyenler vardı. Bir de özellikle bek mevkilerine top atıp pres yapan Klopp vardı. Guardiola yeni taktiğinde son ana dek ceza sahasına hiçbir oyuncusunu sokmuyor. Hep orada bekletilen dört defans oyuncusu kendilerini aptal gibi hissediyor doğal olarak. Ne kadar oyundan uzak kalabilirsin ki? City artık maçlarını az golle kazanıyor ama kazanıyor ve gol yemiyor: 17 maç; 15 galibiyet, 2 beraberlik. 42 gol atıp 5 gol yedi. Liverpool'a deplasmanda 4 attı, Mourinho'nun Tottenham'ına 3… Arsenal, Chelsea, Everton alayını yendi.

17 maç yenilmeyen vardır, hepsini kazanan vardır ama burada olan başka bir şey var. Ceza sahasına en az girensin, bek mevkilerinde en az topla buluşansın... Bir sürü edebiyat ve abartı var futbol tarihinde. Gerçekten 90 IQ ötesinde olup gördüğümüz çok az yaratıcılık var. Hatta ben yalnızca eski futbolculara pro-lisans verilmesini yanlış buluyorum, eski futbolcu olmayan birinin en yüksek dereceye çıkması 16 yıl sürüyormuş. Senelerce topa kafa atanların hoca olmasına izin vermek zeki teknik direktör azlığına yol açıyor kanaatindeyim. Bu düzen böyle giderse GOAT uzun yıllar boyunca Pep Guardiola’da kalır, Klopp zorlar...

Not: Guardiola tam olarak ne yapmış anlamak için YouTube - Hastalık Bu Futbol kanalında "Futbolun Hackerı Guardiola" videosunu izleyiniz. İnanın kaliteli bir 15 dakika yaşayacaksınız...