İnanç Uysal

İnanç Uysal


Güven kaybolunca!

Güven kaybolunca!

Türkiye'de bazı şeyler gerektiği gibi gündem olmuyor bence, nedenlerden çok sonuçlar gündem olunca çözüm bulmak da gittikçe güçleşiyor.

Bugün yaşadığımız ve çok eskilerden beri dönem dönem tekrar eden ekonomik sıkıntıların da yüzlerce yıllık sebepleri üzerine gereği gibi konuşamıyoruz örneğin, bu nedenle de devamlı tekrar ediyor.

Ama ben bugün yeterince gündem olmayan ve nedenler içinde bahsedilebilecek başka bir konuya değinmek istiyorum.

Türkiye Futbol federasyonu ve Merkez Hakem Kurulunda 2-3 aydır olup bitenleri izlediniz mi? İzlediyseniz ülkenin genel hali hakkında ciddi fikirleriniz olabilir.

8 Mart 2022 günü medyaya şöyle bir haber düşmüştü "TFF’nin internet sitesinden yapılan açıklamaya göre Süper Lig’de düdük çalan; Cüneyt Çakır, Ali Palabıyık, Abdulkadir Bitigen, Fırat Aydınus, Bahattin Şimşek, Burak Şeker, Suat Arslanboğa, Hüseyin Göçek, Mert Güzenge, Tugay Kaan Numanoğlu, Alper Ulusoy, Halis Özkahya listeden çıkarılırken Özgür Yankaya sadece VAR hakemi olarak görev alacak"

Bu haberin ardından son derece enteresan şeyler yaşandı. Haberin yayınlandığı tarihte ligin neredeyse sonuna doğru gelinmi şampiyon aşağı yukarı belli olmuştu ama, düşecek takımlar hala belli olmamıştı.

Karar bir süre spor medyasında tartışıldı. Özellikle de Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus üzerinden. Hemen herkesin bildiği gibi sezonun ortasında görevden el çektirilen Cüneyt Çakır Türkiye tarihinin uluslararası arenadaki tartışmasız en başarılı hakemi idi. 

Sonra durumu değerlendirmek için zamanın Merkez Hakem Kurulu Başkanı Ferhat Gündoğdu açıklamalar yaptı, "Bir gün dahi bekleyemezdik" yani varlıklarına bir gün bile tahammül edilemeyecek hakemlerle ligin neredeyse sonuna gelinmişti.

26 Mart tarihinde ise MHK kararlarının üst hukuk kurulu olarak görev yapan Tahkim Kurulu hakemlerle ilgili verilen kararı adaletsiz bularak reddetti. Ancak zamanın Merkez Hakem Kurulu bu hakemlere maç vermedj

Ardından 4 Nisan günü MHK Eğitim Danışmanı Jaap Uilenberg görevi bıraktığını duyurdu. İstifa açıklamasında MHK yönetimini eleştiren Uilenberg, "Çalışma yöntemleri adil ve dürüst değil, tüm hakemler için çok tehlikeli, liste içinde kalmış hakemler de dahil. Devam ederlerse, daha fazla zarar verebilirler" dedi. 

Sonrasında da 5 Nisan'da Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir ve 17 Nisan günü de 'bir gün ve bekleyemezdik' diyen MHK Başkanı istifa etti.

Görevden alınan hakemler arasında en popüler olanlardan Fırat Aydınus ise geçen hafta 85 gün aranın ardından maça çıktı. Görevde olmasına bir gün bile tahammül edilmemesi gereken Fırat Aydınus.

Bu kronoloji esnasında spor medyasında bahsi geçen hakemlerle ilgili bir sürü iddaa da dile getirildi ama hepsini buraya taşımak mümkün değil.

Bu yazıda sorulabilecek onlarca soru ortaya çıkıyor aslında ama istifalar bu sorulara muhatap bulmayı da imkansız hale getiriyor.

Soruların tamamını okuyucuya bırakıyor ve sadece bir tanesini buradan sormak istiyorum. Bir gün bile varlıklarına tahammül edilemeyecek kadar 'şaibe' altındaki bu hakemlerle ilgili tahkim nasıl oluyor da aksi karar verebiliyor? Tahkim kurulunun yani hukukun verdiği bu kararı uygulamamak için idareciler neden istifa etmeyi tercih ediyorlar. Hukukun ikna edilemediği büyük şaibe nedir?

Son soru? Bu kronolojide görülen bir yönetim biçiminin adil ve güvenilir olma ihtimali var mıdır?

İşte yukarıda bahsettiğim sebep sonuç ilişkisinin temeli de buradadır. Hukukun gerektiği gibi uygulanmadığı yerde sadece kaos hüküm sürer. Güvenin olmadığı bir mecrada hedeflere ulaşmak için çalışmak ve doğru davranmak dışında yollar olduğu izlenimi oluşur. Bu ruh hali elbette futbolla sınırlı kalmaz. Herkes kendisini kurtarmaya çalışır, bugün yaşadığımız ekonomik sıkıntıların ardından herkesin durumu fırsata çevirmeye çalışması da bir güvensizlik halidir mesela.

telif

Makale Yorumları

  • Aziz19-05-2022 13:22

    Son sözü sorular Cevapsız kaldıMükemmelsinin inaç bey

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar