CHP 39. Olağan Genel Kurultayı üzerine
Doğruya doğru, bu son kurultay çok uyumlu ve verimli geçti. Ama, bu demek değil ki, eksiklikleri ve olumsuzlukları görmezlikten gelelim.

***
Son 2 yılda 4. ve son 8 ayda 3. kez yapılan CHP Kurultayı ne partinin A Takımı`nı ve ne de delegeleri yormuşa benziyor. Oldukça coşkulu, uyumlu ve verimli geçen kurultayın iki coşkulu anı vardı: Birisi CHP Genel Başkanı Özgül ÖZEL`in yaptığı konuşma anı, diğeri ise Ekrem İMAMOĞLU`nun Silivri`den gönderdiği mesajin okunma anı.
***
CHP 39. Olağan Genel Kurulu`nun ortaya koyduğu irade 3 şey çıkardı ortaya: 1.) 17 yıl sonra değiştirilen Program; 2.) CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL`in oybirliğiyle seçilmesi ve liderleşmesi; 3.) Partideki değişim rüzgarının partiye tamamen hakim olması ve kendi kadrolarını firesiz seçmesi.
***
PROGRAM konusu çok önemli. Şöyle ki, gene kitap gibi bir CHP PROGRAMI kabul edildi. 133 sayfalık bu programı kim okur bilemiyorum... Partinin PROGRAM ve TÜZÜK`ünü okumamış üyelerin ve hele hele de delegelerin seçimi, seçtikleri ne kadar sağlıklı ve verimli olur buna da okuyucu karar versin...

PROGRAM daha kısa tutulabilirdi. PROGRAM sanki bir akademik tez havasında. Bir hayli de gramer ve de noktalama işareti yanlışları içeriyor malesef. Hem de tüm çabalara rağmen.


***
Kurultayın organizasyonu çok zayıftı. Utanç verici sahneler gördüm... Çok ayıp...

Bilenler için tekrar olacak; ama, bilmeyenler için fıkrayı anlatayım: Bir alay komutanı hem spor olsun ve hem de aniden durumu göreyim diye, alayın diğer ucundaki binaya gidiyor. Tam hedefe yaklaşıyor ki, mehmetcik olanca kararlılığıyla bağırıyor: ``Dur! Parola! Yoksa vururum!`` Komutan parolayı bilmiyor. Emir Subayı da yok yanında. Alay komutanı general gayet sakin ve kararlı bir şekilde cevaplıyor: ``Evladım, ben alay komutanı general A... L...`yım. Bırak geçeyim!`` Kararlı asker haykırıyor: ``Parolayı söyle geç, yoksa vururum. Sakın kıpırdama! Başçavuşumun kesin emri var. Parolayı bilmeyen geçemez! Gelirse senin de ananı beller benim de!..``
Fıkra işte. Olmuşmudur bilemem. Belki de olmuştur.
Bizim milletin mantık yapısına çok uygun. Düşünmeyen, analitik düşünmeyen ve çözüm odaklı işlem yapamayan bir milletiz malesef...
Kurultay salonuna bırakılmayan Profesörler, Milletvekilleri, Belediye Başkanları gördüm... Örneğin, CHP`nde Genel Başkan Adayı olmuş Prof. Dr. Örsan K. ÖYMEN (Onur Kunter ÖYMEN) salona girebilmek için tam 10 dakika dil döktü görevlilere ``ONUR ÜYESİ`` kartı olmasına rağmen. Aynı profesör, salondada bulunduğu bölümden Divan`a gidip söz alabilmek için yarım saat uğraştı.
SPD Kurultaylarında böyle şeyler olmuyor. Kurultaylar 5-6 000 kişilik salonlarda yapılmasına rağmen.
***
CHP Yurtdışı Birlikleri´ne yapılanlar hem organizasyon ve hem de içerik olarak garipti ve hatta ayıptı... Dünyanın dörtbir yanından gelen Birlik Başkanları ve konuklar salonun trübünlernin en üst kısmına yerleştirilmişlerdi... Bir yandan kaldıkları oteli ödeyeceksiniz ve bir yandan akşam ziyafeti çekeceksiniz, ama öbür yandan hiç kimseyle temas etme şansları olmayan bir sıraya yerleştireceksiniz... Ve PROGRAM`da göçmenlerle ve Yurtdışı Birlikleriyle ilgili çözüm önerilerinizi dile getirmeyeceksiniz.
Bu Yurtdışı Birlikleri ayrı bir makalenin konusu olmayı hak ediyor. Çünkü yurtdışında yaklaşık 7-8 milyon yurttaşımız ve/yeya yaşadığı ülkenin yurttaşlığına geçmiş eski yurttaşımız yaşıyor. Bunların 5,5 milyonu Avrupa`da ve yaklaşık 3 milyonu ise Avrupa Birliği`nin merkezi olan Almanya`da yaşıyor. CHP tarafından ne Parti Meclisi`ne, ne Merkez Yürütme Kurulu`na ve ne de TBMM`ne tek bir göçmen kökenli CHP üyesi aday gösterilmiyor. Çok acı... İtalyan Meclisinde daha düne kadar 11, günümüzde ise 8 göçmen kökenli İtalyan var. Göçmen İtalyanların sorunlarına çözüm üretmeye çalışıyorlar İtalya`nın başkentindeki mecliste…
***
Peki ne yapılmalı?
- Gelecek kurultayda, seçimden önce hazırlanacak SEÇİM PROGRAMI ``CHP Parti PROGRAMI`` haline dönüştürülerek aktuelleştirilmeli. Örnek mi? SPD`nin izlediği yol...
- CHP kurultayları SPD kurultayları gibi 5-6 000 kişilik salonlarda düzenlenmeli ve organizasyon makina gibi işlemeli. Bu konuda da SPD kurultay organizasyonu örnek alınabilir.
- Yurtdışı, TÜZÜK`te yapılacak değişiklikle İl Statüsüne kavuşturulmalı ve partinin her düzeyinde Yurtdışına kontenjan verilmeli. Yurtdışında yaklaşık 8 milyon yurttaşımız veya yurttaşlarımız ve eski yurttaşlarımız yaşıyor. Bu Ankara veya İzmir nüfusuna tekabül ediyor. Buradan hareketle, yurtdışına bütün organlarda ve adaylıklarda kontenjanlar ayrılmalı/verilmeli. Aksi taktirde yurtdışındaki üyelerimiz sandık bekçiliği ve de yaşlı ve engelli seçmenleri seçim sandığına taşıma şoförlüğünden bıkabilirler... Ve böylece CHP son seçimde olduğu gibi 2. bile olamaz. Daha önce CHP Almanya`da 3. parti olmuştu AKP ve HDP`nin peşinden...
- CHP çevre sorunlarına daha fazla eğilmeli ve bunu kurultaylarına hem içerik ve hem de uygulama olarak göstermeli. Bu son kurultayda da delegelerin, üyelerin ve konukların, salon ve çevresinde yarattığı manzara çok çirkin ve üzücüydü…
+++
Ne yapmalı: Gayet basit, 163 yıllık Almanya Sosyaldemokratik Parti (Sozialdemokratische Partei Deutschlands) SPD`nin yaptıkları örnek alınabilir... Tabii ki her şey ve hepsi değil. Yerel koşullar ve ulusal özellikler gözardı edilmemeli.