Çin’in Menzil-i Maksudu

Çin, Dünya Ticaret Örgütü üyeliğini izleyen 10 yıl boyunca ekonomik büyüme hedefini ortalama yüzde 10 civarında tutarak dünyanın bir numaralı ekonomisi haline geldi. Bunu merkezi planlama denetiminde yerel yönetimlere sınırlı yetki vererek yaptı. Yerel ekonomilerin taşıdıkları farklı özelliklere göre birbirleri ile rekabet etmelerini teşvik, benimsenen modeldi. Ancak son zamanlarda hem bazı yerel yöneticilerin merkeze hoş görünmek için büyüme rakamlarını şişirdiğinin fark edilmesi, hem de dünya ekonomisinin gösterdiği inişli çıkışlı performans büyüme hedefinin yüzde 5 e çekilmesine neden oldu. Bu, ulusal ve uluslararası hedefler açısından istediği yere ulaşan Çin’in önümüzdeki yıllarda aheste gitmeyi tercih edeceği anlamına geliyor. Trump’ın her gün estirdiği tarife terörünün yarattığı belirsizliğe karşı, ulusal dengelerinin zarar görmeden, dış ticaretinin de tökezlemeden devam etmesi için böyle bir mütevazı hedef belirlemesi oldukça gerçekçi denilebilir. Ayrıca merkezi ve yerel planlama dengelerinin yeniden gözden geçirilmesi ve hataların düzeltilmesi açısından da bir soluklanma fırsatı.
Çin’in Artan Küresel Ekonomik Etkinliği
Trump ne yaparsa yapsın engelleyemeyeceği bir Çin gerçeği ile karşı karşıya. Çin dünyanın en büyük ekonomik gücü ve dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi. Hem büyük bir pazar hem de eğitimli ve nitelikli emek ve üretim kaynağı. Dünya servetinin dörtte biri Çin menşeili. Kuşak ve Yol projesinin güzergâhıyla elde ettiği küresel erişimin katkısı bir yana, istikrarsız bir yıl olarak tarihe geçecek olan bu yılın sonunda 2025 başında hedeflenen yüzde 5.5 luk ekonomik büyümenin yüzde 4.7 oranında kalması bile büyük bir başarı olacak. Çünkü her şeyden önce bu oran hem parasal, hem gerçek bir değer; yani enflasyonsuz büyüme. Tüm engellemelere ve Amerikan Doları karşısında yüzde 1.4 değer kazanan ulusal para birimine rağmen Çin’in ihracatı kesintisiz devam ediyor. Cari İşlem fazlası 2024 yılına göre biraz azalmış. Ama bu ithalatının da arttığının göstergesi. Yüzde 5 civarında seyreden işsizlik oranı ise Çin lokomotifinin iyi çalıştığını gösteren bir işaret.
Yüksek Teknoloji ve Yüksek Kalite Hedefi
Çin merkezi planlaması 2015 den beri ekonomik büyüme hedefini sürdürülebilir büyüme kılıfı içine sokma çabası göstermeye başlamış durumda. Toplumsal istikrar da giderek daha fazla önem kazanan hedeflerinden bir başkası. Son rakamlara göre internet kullanımı açısından 1.1 milyar kullanıcıya ulaşmış olan Çin’de artan iletişimden çekinilmediği izlenimini edinmek mümkün. Ama” toplumsal istikrarı korumak” için iletişim özgürlüğüne ne kadar saygı gösterildiğinden emin değilim. Haber kanallarını karartma kadar, internet ve dolayısı ile sosyal medya hesaplarının denetlenmesi, kesilmesi herhalde hala olağan kabul edilen uygulamalardan. Ama merkezi planlama, artık sadece ekonomik büyümenin yeterli olmadığının farkında. Yüksek kaliteyi garantileyecek teknolojinin, işsizlik tuzağı yaratmaksızın kullanılması gereği öncelik kazanmış durumda. Büyüme hedefleri önemli. Ama merkezi planlama, düşen fiyatlar nedeniyle hissedilen ekonomik durgunluk baskısını hafifletmek için kamu harcamalarını arttırmakta oldukça Keynesyen bir politika izlemekten çekinmiyor. Geniş Çin coğrafyasında durmadan yapılan altyapı yatırımları kadar riskli veya risksiz dış yatırımlara girmekten çekinilmemesinde bu etkili.
Altıncı His ve Altıncı Üretim Faktörü
Büyük piyasa, geniş ve genişleyen iletişim ağıyla Çin’in küresel ekonominin nabzını tuttuğunu Trump bile iyi biliyor olmalı ki, müttefikleriyle birlikte başta Huawei olmak üzere Çin menşeili teknoloji ürünlerinde casus izi aranıyor. Dünyada korku şüpheyi, şüphe korkuyu beslerken Çin, ekonomi literatürüne yeni bir üretim faktörü ilave ediverdi. Yıllarca öğrenciye 5 üretim faktörü anlattık. Toprak, emek, sermaye, girişim ve teknoloji derken şimdi Çin enformasyonun kalite ve değerinin üretimdeki önemini “veri(data)”, “veri tabanı”, “veri ağı” ve “veri hacmi” gibi 4 kavramı kitaplara 6. üretim faktörü olarak ekleyiverdi. Şimdi artık en büyük veri koleksiyoncusu olma yolunda. Öğrenmek, toplamak, sınıflandırarak tanımak, analiz ederek politika manevra alanı yaratmak, şimdi Çin için sadece piyasa denetimi bakımından değil, ulusal güvenlik açısından da vazgeçilmez bir faktör olarak kabul edilmiş durumda. Bu 6. faktör, Çin’in asırlar boyunca geliştirdiği altıncı hisse ne katkıda bulunur? Ama her halde veri kaynağına ve doğruluğuna dikkat ediliyordur.
Ayağına Dijital Şeytanın Dolaşmaması için
Çin’in nihai hedefinin önce bir birleşik ulusal veri tabanı oluşturmak, sayılmadık insan, hayvan, bitki, tüketici, üretici bırakmamak olduğu iddia ediliyor. Bunu yaparken bireysel özgürlüklere, veri gizliliğine ve özel hayatın dokunulmazlığına saygı gösterileceğinin hukuki bir güvencesi henüz pek varmış gibi gözükmüyor. Bilgi ve kimlik çalmanın, çaldırmanın bir yaptırımı da yok gibi. Kaldı ki ulusal veri ağı oluştururken, işlerinin fevkalade ehli hacker’lara uluslararası kişisel veya teknolojik bilgi hırsızlığı yaptırdığı iddiaları da sık sık gündeme geliyor. Bu yüzden bazı uluslararası yaptırımlarla karşılaşması işten bile değil. Şimdi ekonomik büyüme hedefine erişmede aheste gitmeye başlayan Çin eğer isim babası olduğu bu 6. üretim faktörünün ulusal ve küresel tabanını oluşturmada aceleci davranırsa, dijital şeytan ayağına dolaşabilir. Hem ulusal güvenliği zarar görebilir, hem de toplumsal istikrarı yara alabilir. Hukuk sisteminin nasıl işlediğini bilmediğim Çin’de teknolojinin hukukun önünde gittiğine şüphem yok. Bundan sonra biraz aheste kürek çekmesi, bunun için zorunlu.