Bilişim Suçları
Dijitalleşme, hayatımızı kolaylaştırırken beraberinde yeni riskleri de getirdi. Özellikle bilişim suçları, bireylerden devletlere kadar her kesimi tehdit eden bir gerçek haline geldi. Peki bilişim suçu tam olarak nedir, hangi alanlarda karşımıza çıkar ve nasıl korunabiliriz?
Bilişim Suçu Nedir, Ne Değildir?
Bilişim suçu, teknolojik sistemler veya dijital veriler üzerinden işlenen her türlü yasa dışı eylemi kapsar. Örneğin, bir banka hesabının ele geçirilmesi, kişisel verilerin çalınması veya sosyal medya hesaplarının ele geçirilmesi doğrudan bilişim suçlarıdır. Ancak her dijital olay "bilişim suçu" değildir. Örneğin, bir kişinin izinsiz fotoğraf paylaşımı, bilişim sistemine zarar vermediği sürece "kişisel haklara saldırı" olarak değerlendirilir. Bu ayrım, suçun niteliğini ve yaptırımını belirlemede kritik öneme sahip.
Doğrudan Bilişim Suçları
Doğrudan bilişim suçları, siber dünyanın en bilinen tehditleridir. Fidye yazılımları, verileri şifreleyip kurtarma karşılığı para talep etmek; DDoS saldırıları, sistemleri yoğun talep ile çökerterek kayba yol açmak; Oltalama saldırıları, ile kullanıcıların hassas bilgilerini sahte yollarla ele geçirmek bu kapsamdadır. 2017'de küresel çapta yayılan fidye yazılımı saldırıları, Türkiye dahil 150'den fazla ülkede birbirinden farklı sektörleri etkiledi. Örneğin, İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) bu saldırılar nedeniyle hasta kayıtlarına erişimini kaybetti ve 92 milyon sterlin zarara uğradı. Bu tür saldırılar, yalnızca finansal değil, insan hayatını da riske atabilir.
Sermaye Piyasasında Bilişim Suçları: Sanal Manipülasyon
Sermaye piyasası, bilişim suçlarının en sık hedef aldığı alanlardan biri. Sahte yatırım platformları, kripto paralar üzerinden dolandırıcılık veya sosyal medyada yayılan manipülatif bilgilerle hisse senetlerinin yapay olarak yükseltilip satılması tipik örneklerdir. Örneğin, 2021’de Türkiye’de bir kripto borsası, kullanıcıların paralarını bloke ederek kaybolmuş ve binlerce kişi mağdur olmuştu. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), bu tür platformları denetlemek için sıkı düzenlemeler getirse de suçların dijitalleşmesi takibi zorlaştırıyor.
Kripto Varlıklar: Anonimliğin Karanlık Yüzü
Kripto paralar, merkeziyetsiz ve anonim yapıları nedeniyle bilişim suçlarında sıklıkla kullanılıyor. Kara para aklama, uyuşturucu ticareti veya fidye ödemeleri gibi suçlarda kripto varlıklar tercih ediliyor. Türkiye’de 2024’de çıkarılan “Kripto Varlıkların Düzenlenmesi Hakkında Kanun” düzenlemesi ile, borsaların lisans almasını zorunlu kılarak bir nebze kontrol sağladı. Ancak eşler arası (P2P) işlemler veya yurtdışı borsalar üzerinden işlenen suçlar hâlâ büyük bir risk oluşturuyor.
Sonuç: Bilişim Suçlarından Nasıl Korunuruz
Bilişim suçlarıyla mücadelede teknolojik tedbirler kadar toplumsal farkındalık da önemli. Kullanıcılar, şüpheli linklere tıklamamalı, iki faktörlü kimlik doğrulama kullanmalı ve finansal işlemlerde resmi kurumları tercih etmeli. Devletler ise uluslararası iş birliğiyle siber suçlara karşı ortak mücadele yürütmeli. 2013 yılında kurulan EGM Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, bu alanda önemli adımlar atsa da dijital dünya hızla evrildiğinden dolayı yasal düzenlemelerin de dinamik kalması gerekiyor. Unutmayalım: Siber güvenlik, yalnızca teknik bir konu değil, aynı zamanda bir “toplumsal sorumluluk”.