Beyaz Saray’da küfür ve dövüş

Bugün sizlere ABD’de Trump Yönetimi ve Beyaz Saray’da olup bitenlerle ilgili biraz dedikodu vereyim dedim. Hep ciddiyet olacak değil ya. Biraz da gülelim. Meğer geçen hafta Beyaz Saray’ın ünlü Oval Ofisi’nde küfürler havada uçuşmuş; bir bakanla bir sözleşmeli yönetim görevlisi birbirlerine girmişler. Birbirlerine girmeyi bırakın, küfürler havalarda uçuşmuş; iki hükümet yetkilisi resmen dövüşerek yerlerde yuvarlanmışlar.
Olayın kahramanları, dengesizliği artık zapt edilemez hale gelen “atanmış” Devlet Verimlilik Dairesi (DOGE) Başkanı Elon Musk’la Hazine Bakanı Scott Bessent’miş. The New Republic dergisinin haberine göre olaylar şöyle gelişmiş:
“Elon Musk, Trump’ın (ABD Başkanı) dünyasında giderek istenmeyen bir adam haline geldi. Görgü tanıklarına göre, dünyanın en zengin insanı olan Musk Hazine Bakanı Scott Bessent’le İç Gelirler Dairesi’ndeki (Internal Revenues Service- ya da Federal Vergi Dairesi) yetki paylaşımı anlaşmazlığı nedeniyle ağız dalaşına girmiş.
“Düşünün, iki milyarder, orta yaşlı adam Oval Ofis’in yakınlarında güreşe tutuşmuş gibiymişler. Oval Ofis’te önce küfürleşmişler. Başkan (Donald Trump) olanları görmüş. Ama hiç müdahale etmemiş. İkili hızlarını alamayarak Oval Ofis’ten çıkıp bu kez dövüşmeye başlamışlar. Bir kaynağa göre Musk’la Bessent’in dövüşü görülmeye değermiş.
“Kavga öyle bir hale gelmiş ki Beyaz Saray görevlilerinden biri aralarına girip ikisini zor bela ayırmış. Görgü tanıklarına göre kavga Hazine Bakanı Bessent’in Musk’a, ‘Defol git,’ anlamına gelen galiz bir küfür savurmasıyla patlak vermiş. Ardından Musk, ‘Cesaretin varsa bir daha söylesene,’deyince iş çığırından çıkmış. Küfürler havada uçuşmuş. Sonra da birbirlerine saldırmışlar.
“Bessent ve Musk arasındaki ilişki en hafifinden söylemek gerekirse hep gergin oldu. Musk, Howard Lutnick’in (Şimdiki Trump kabinesinin Ticaret Bakanı. Bitcoin’ci olarak tanınıyor) Hazine Bakanlığı’na atanabilmesi için çok sıkı kulis yapmasına rağmen beceremedi. Trump, gayet sakin, soğukkanlı olmakla tanınan Bessent’i tercih etti. Musk’la Bessent, İç Gelirler Dairesi’ni kimin yöneteceği konusunda epeydir çekişme halindeydi.
“Bessent’e yakın bir kaynak, ‘Musk, dünyanın en sakin insanlarından birisi olmakla tanınan bakanı bile çileden çıkarmayı başardı. Scott öteden beri Musk’tan zerre kadar hazzetmez. Ama bakan olduktan sonra gayet profesyonelce davranıp hiç renk vermedi.’ diye konuştu.
“Son haftalarda Musk’ın Beyaz Saray yetkililerinin sabırlarını taşırdığı, yönetimde havanın çok gergin olduğu belirtiliyor. Kimi Beyaz Saray yetkilisi Musk için, ‘Bu kadar nefret edilen başka bir kişi daha yok,’diyor. Bir yetkili Musk’ı şöyle tarif ediyor: ‘Elon’la aynı ortamlarda bulundum. Hiç durmadan soğuk espriler yapar. Bu soğuk esprilerine kimse gülmeyince de fena halde bozulur. Çok itici bir adam. Pek çok kişi de aynı düşüncede. Elon herkesten daha akıllı olduğunu sanıyor ama ağzından çıkanı kulağı duymamakla bilinir. Hebennekanın teki.“ “Hebenneka” sözcüğünün anlamını bilmeyenler için hemen yazayım. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne (TDK) göre: aptal, ahmak olduğu halde kendini zeki ve becerikli sanan kimse.
The New Republic’in haberi böyle de başka Amerikan yayın organlarında yazılanlara baktım. Çok ilginç cümleler var. Özellikle Elon Musk hakkında. Aslında Trump’ı iktidara taşıyan MAGA (Make America Great Again- Amerika’yı Yeniden Büyütelim) hareketi tabanının Elon Musk’ı asla benimsemediği söyleniyor. Nedeninin de ABD Yönetimi’ne gelen kişiliklerin hemen hepsinin Amerikan asıllı (ne demekse) olması gerektiği MAGA için olmazsa olmaz bir kural olduğu. Diyorlar ki: “Güney Afrika’dan şaibeli bir vizeyle ABD’ye girmiş bu kişi de kim oluyor? Üstelik yönetimdeki gücünü kullanarak şirketlerine devlet ihaleleri sağlıyor. Karanlık bir adam.”ABD’de iyice tartışmalı hale gelip Trump Yönetimi’ni sarsacak kadar dengesiz işler yaptığı konuşulan Musk’ın DOGE’daki sözleşmesi bu ay bitiyor. Anlaşılan hiç kimse sözleşmesini yenilemek gibi bir girişimde bulunmayacak. Musk’ın kendisi bu yılın ilk üç ayında, sahibi olduğu otomotiv şirketi Tesla’nın yüzde 70 oranında zarar ettiğini ve işinin başına dönmek istediğini söylemişti. Amerikalılar’ın büyük çoğunluğu bu haberi duyunca “Good Riddance of bad rubbish” (Çok şükür pislikten kurtuluyoruz) demişler.
Sayın okurlar ve sevgili arkadaşlar, bu yazıyı derlerken aklım geçmişlere gitti. Seçilmeden önce en “demokrat” olduğunu ilan eden ama seçildiğinden hemen sonra en otokrat hale gelen ‘50’li yılların Başbakanı Adnan Menderes Türkiye’yi refah düzeyi anlamında “küçük Amerika” yapmayı vaad etmişti. Rahmetli Menderes onu başaramadı ama bugüne bakıyorum, Amerika “Büyük Türkiye” haline geldi. Yazının sonuna bir gülme emojisi koymak istiyordum; sonradan vaz geçtim.