İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5214 %0.04
49,5618 %-0.07
5.780,88 % 0,48
91.122,63 %-1.574
Ara

Katar Boru Hattı Bilmecesi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Katar Boru Hattı Bilmecesi

Katar gazının, Suriye üzerinden Avrupa’ya aktarılması, yine gündemde gibi bir hava var. Katar iddiaları yalanlıyor. Buna rağmen Türkiye, Suriye’yi teşvik etme çabasında. Sanki proje başlamak üzereymiş gibi açıklamalarla haber değerinin ses getirme gücünü sınıyor. Bu belki bir “ya maya tutarsa!” taktiği. Belki de Esat’a boyun eğdirememenin hala dinmemiş öfkesiyle şimdi kendini Türkiye’ye karşı borçlu hisseden yeni Suriye Cumhurbaşkanını, gerçekleşmesi zor bir proje için ısrarcı olmaya ikna denemesi. Vaktiyle Esat’la yapıldığı gibi şimdi El Şara ile kucaklaşarak, verilmek istenen “projeyi yeniden canlandıracağız” mesajı ve patronluk taslaması. Hatırlanacak olursa projedeki ABD önderliği, Rusya’nın baskısıyla Esat’ın gösterdiği direnişten çok, İsrail ve Mısır’da bulunan doğal gaz nedeni ile 2009 da hükmen, 2012 de ise fiilen sona ermişti. ABD, LNG satıcısı olarak piyasaların en önemli aktörlerinden biri haline gelmiş,  Doğu Akdeniz Gaz Forumunun, çıkarları birbiriyle fevkalade uyumlu üyeleri de, piyasaya ilave doğal gaz pompalanarak fiyatın düşürülmemesi konusunda uzlaşmışlardı. Aradan geçen sürede Katar, Suudi Arabistan’la sorunlarını çözmek için hemen hiç çaba göstermedi. Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ortak olduğu El Haliç ve Dolphine gibi iki doğal gaz boru hattı dışında, yeni hatlarla dünya piyasalarına ulaşma niyeti göstermedi.  Hatta Ocak 2025 de basında çıkan haberlere, gerçekleri yansıtmaması nedeni ile itibar edilmemesi uyarısını bir kez daha tekrarladı. Katar’ın hala 600 yıllık gaz rezervi var. Ama projenin başlaması önce komşularıyla uzlaşmasına, sonra makul maliyetli ve piyasa koşullarını gözeten bir projenin ortaya çıkmasına bağlı. Katar Emiri ve Katar Enerji Bakanı Katar Gaz Boru Hattı(KGBH) si için piyasa koşullarının elverişli olmadığını, önce alıcı bulmak gerektiğini söyleyecek kadar yüksek bir ekonomik bilince ve bilgiye sahip. Doğal Gaz üretimini yıllık 77 milyar metrik tondan, 147 milyar metrik tona çıkaracak projenin piyasa fiyatını düşüreceğini biliyor ve istemiyorlar. O zaman anahtarı kendilerinde olmayan proje üzerinde Türkiye ve Suriye neden bu kadar gösteri ihtiyacında diye düşünmek gerek.

Bilmece Bildirmece, Çöl Üstünden Kaydırmaca     

KGBH, kâğıt üzerindeki güzergâhında çevre sorunlarına özen göstermeyen bir proje. Tabii Ankara, Kanal İstanbul projesindeki gibi, projenin olumsuz çevre etkilerine değil, daha çok rant yaratma kapasitesine önem veriyor. Oysa kaynağın başındaki Katar’ın çevre bilinci yüksek. Lusail City’de, geri dönüşümlü su ve yenilenebilir enerji kullanılıyor. Boru güzergâhı üzerindeki Suudi Arabistan bile çevreyi Ankara’nın gündeminde olduğundan çok daha fazla önemsiyor. Zaten kısmen bu nedenle Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman ülkesindeki akıllı şehir Neom ve doğa harikası Alula’nın korunmasını KDBH projesinden daha değerli buluyor. Tabii doğayı, su havzalarını, mera ve tarım alanlarını korumak, olmayanı yaratmak bir uygarlık ölçüsü. KGBH, sadece bir bölgesel kalkınma değil, bir sürdürülebilir bölgesel kalkınma projesi olmak zorunda. Keşke Türkiye de projenin Anadolu topraklarından geçecek kısmı için daha duyarlı olsa. Oysa İstanbul’un bağrına Kanal İstanbul hançerini saplamaktan asla vazgeçmeyen Ankara, KGBH konusunda en ısrarcı taraf. İlk KGBH planında boru güzergâhının Gaziantep’ten İstanbul’a uzanacağı görülüyordu. Anadolu yarım adası gibi bir verimli toprak bütünü, zaten BTC ile Kuzey- Güney yönünde dikey, TANAP ile Doğu-Batı yönünde yatay bölünürken şimdi KGBH ile bir de çapraz mı kesilecek? Hiç insafınız yok mu derken, son haritalarda Suriye’deki Tartus limanına ulaşacağı ve oradan LNG tankerlerine aktarılacağı anlaşılıyor. Herhalde Suriye’de ek LNG terminalleri inşa edilecek.  Limanı işletme yetkisi de Türkiye verilecekmiş.  Akla hemen birkaç soru geliyor: 1. Tartus’tan Rusya çıktı mı ki Türkiye girsin? 2. Alsancak Limanını işletemediği için yabancılara devreden Türkiye neden bir de Tartus’u işletmeye böyle hevesli? 3. Eğer Türkiye hizmetlerinin karşılığında El Şara’dan Tartus sözünü aldıysa, bu liman işletmesi de Mogadişu’yu işleten Albayrak ailesine mi müyesser olacak?  4. El Şara sözünden dönerse adı El Şere mi olacak?  Ama bu proje bugün başlasa bile 7-9 yıl sonra ancak bitebilir. Bölgede başlayacak yeni bir çatışma veya uzlaşmazlık süreyi daha da uzatabilir. Yoksa engebesi fazla olmayan çöl üstünde kaydırmacanın zor olmayacağı kesin.

Bilmecenin Bilineni ve Bilinmeyeni

Temel ilkelerde uzlaşılsa proje finansmanının sağlanması konusu gündeme gelecek. Ekonomi yorgunu Türkiye ve savaş yorgunu Suriye maddi destek sağlayamayacağına göre, Suudi Arabistan ve Katar ellerini cebe sokacak. Yaklaşık 1500 km uzunluğunda olması öngörülen projenin 2009 da açıklanan maliyeti 10 milyar dolardı. Şimdi bu 20 bin dolara çıkmış olsun. İki zengin komşu için bu sorun değil. Ancak henüz bir Suudi- Katar uzlaşması yok. İkili görüşmelerin olup olmadığı bile belirsiz.  Bir başka önemli LNG ihracatçısı olan ABD nin iki ülkeyi ikna etmeye çalışıp, çalışmaması, projeden elde edeceği çıkara bağlı. Sonra işin en önemli ayrıntısı güvenlik. Suriye’de iç savaş bitti. Ama bu her an yeni istikrarsızlık veya çatışmanın çıkması ihtimalini ortadan kaldırmıyor. Bölgeden ABD birliklerinin çıkacağı açıklanıyor. Ama belirsizlik sürüyor. Bir birlik çekip, iki birlik gönderebilirler. ABD nin proje desteği biraz da güvenlik planına katkısıyla belli olacak. Katar ve Suudi Arabistan razı olsa bile, güvenlik boşluğunda proje başlamaz, ilerleyemez. Daha fazla Türk askerinin Suriye’ye gönderilmesi sakın ola akıldan geçmesin. Tabii işin güvenlik boyutunda denkleme eklenmesi gereken bir de İran var. Projenin ağzında Güney Pars(South Pars) ve Kuzey Kubbe(North Dome) kuyularından ikincisi ile İran var. Şimdi ABD ile Muskat’ta bir masadan öbürüne oturarak yeni Nükleer anlaşmanın ayrıntılarını müzakere eden İran, cici çocuk olursa KGBH projesine katılabilir mi? Buna Suudi Arabistan ve Katar nasıl bakar? İran katılsın veya katılmasın, Doğu Akdeniz Gaz Forumu ortakları ve özellikle İsrail projeye nasıl yaklaşır?  Bu bilinmezler cevaplanmadıkça KGBH projesi hayata geçmez.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *