23 Nisan’ın 105’inci yılında TBMM’nin kuruluşunu ve ulusal egemenliği gururla kutluyoruz

Büyük ATATÜRK’ün “en büyük eserim” olarak nitelediği bağımsız ve egemen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran millî iradeyi temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 105’inci Yıldönümü ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu ve mutlu olsun!

Emsalsiz önderlik vasıflarına, askerî dehasına ve şahsî karizmasına rağmen ATATÜRK Millî Mücadelemize kendi kişisel iradesini değil, Millet’in iradesini hâkim kılmıştır.

O, Millet’in arzu ve iradesini yansıtmayan, Millet’in desteğini almayan hiçbir hareketin hedefine kalıcı olarak ulaşamayacağının idraki içinde olmuştur.

ATATÜRK Büyük Nutuk’ta bu konuda şunları söylemiştir:

“Efendiler…bir tek karar vardı. O da milli hakimiyete dayalı, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti tesis etmek! İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz tatbikatına başladığımız karar, bu karar olmuştur.”

Gerçekten, ATATÜRK Samsun’da Anadolu’ya ayak basar basmaz Millet’in temsilcilerini Millî Mücadelenin arkasında toplamak için düzenlemelere girişmiştir.

Amasya’da Anadolu’daki bütün ordu, kolordu, tümen kumandanlarına ve valilere yaptığı tamimle Sivas’ta bir millî Kongre’nin en kısa sürede toplanmasını teminen hazırlık yapılması çağrısında bulunmuştur.

Yayımlanan Amasya Tamimi’nde “Vatanın bütünlüğünün, Millet’in istiklâlinin tehlikede olduğu” vurgulanmıştır.

“Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararının kurtaracağına” olan inanç ifade edilmiştir.

“Milletin hal ve vaziyetini göz önünde tutmak ve haklarının sesini cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak bir milli heyetin varlığının elzem” olduğu belirtilmiştir.

“Milli bir kongrenin süratle toplanması” için Milletimize çağrıda bulunulmuştur.

Erzurum Kongresi’nde “milli sınırlar içinde Vatanımızın parçalanamaz bir bütün olduğu” beyan edilmiştir.

Sivas Kongresi’nde de Atatürk “ya istiklâl ya ölüm” sözünü dile getirmiştir.

Bu sözlerle Milletimize, milli mücadelemizin temel ilkeleri bildirilmiş; ana hedefini içeren parola verilmiştir.

Böylece “Vatan’ın bölünmez bütünlüğü” ve “Millet’in kayıtsız şartsız egemenliği” temelinde yeni bir Türk Devleti kurma tek ve kesin hedefine yönelik Millî Mücadelemiz “ya istiklâl ya ölüm” parolasıyla başlamıştır.

23 Nisan 1920 günü Ankara’da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Millî Mücadelenin yürütülmesinde en üst irade olmuştur.

Yetkisini TBMM’den alan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kumandası altındaki kahraman ordumuz kesin zafere ulaşmış; Vatanımız düşman işgalinden kurtarılmıştır.

22 Kasım 1922’de başlayıp 24 Temmuz 1923 tarihinde sona eren Lozan Barış Konferansı’nı İsmet Paşa (İnönü) TBMM’ne karşı sorumlu olarak tam yetkiyle yürütmüş ve Barış Antlaşması’nı imzalamıştır.

Böylece Türk Milleti kendi bağımsız ve egemen devletinin, tabir caizse, “tapusunu” uluslararası camiada elde etmiştir.

29 Ekim 1923 günü toplanan TBMM, 1921 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun (Anayasa) 1’inci Maddesinde değişiklik yapmış ve 1’inci Madde şöyle yazılmıştır:

(Özgün metin) “Hâkimiyet, bilâ kaydü şart Milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekl-i Hükümeti, Cumhuriyettir.”

[Egemenlik kayıtsız şartsız Millet’indir. İdare yöntemi halkın yazgısını bizzat ve bilfiil yönetmesi esasına dayanır. Türkiye Devleti’nin Hükûmet şekli Cumhuriyet’tir.]

Böylece “ilelebet payidar olacak” Türkiye Cumhuriyeti Türk Milleti’nin iradesinin tecelligâhı TBMM’de doğmuştur.

ATATÜRK TBMM’nin kuruluş günü olan 23 Nisan'ı çocuklara Bayram olarak hediye etmiştir.

ATATÜRK’ün bu kararının derin anlamının da idraki içinde çocuklarımıza en iyi şekil ve şartlarda bakılması, onların eğitilip yetiştirilmesi doğrudan Cumhuriyetimizin bekası ile ilgili bir millî görev olarak Devletçe, Milletçe yerine getirilmelidir.

Bu vesileyle TBMM’nin anlam ve önemi hakkında ATATÜRK’ün dile getirdiği bazı vecizelerden alıntıları kaynaklarda yer aldığı şekliyle aşağıya kaydediyorum:

🔴 ATATÜRK şöyle diyor: “Şimdiye kadar milletimizin başına gelen bütün felâketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır. Bu kadar acı tecrübeler geçiren Millet'in bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün olmayacaktır.”

🔴 ATATÜRK şöyle diyor: “Millet ve memleket adına ve hesabına tek başvurulacak yer burasıdır; yani Yüksek Meclisinizdir. Bu yasal hakkı, bu milli hakkı, bu doğal hakkı hiçbir sebep ve bahane ile ve hiçbir düşünce ile, hiçbir kimseye ve hiçbir kurula terk edemeyiz.”

🔴 ATATÜRK şöyle diyor: “Vatandaşlar, vatandaşınız olan herhangi bir şahsı istediğiniz gibi sevebilirsiniz. Fakat bu sevgi sizi milli varlığınızı bütün sevgilerinize rağmen herhangi bir şahsa, herhangi bir sevdiğinize vermeye sebep olmamalıdır.”

🔴 ATATÜRK şöyle diyor: “Memleketin alın yazısında biricik yetki ve kudret sahibi olan Büyük Millet Meclisi, bu memleketin düzeni için, iç ve dış güvenliği ve dokunulmazlığı için en büyük kefildir. Büyük milli dertler şimdiye kadar ancak Büyük Millet Meclisi'nde şifa buldu.”

Ebedî Önderimiz Büyük ATATÜRK’ü, Millî Mücadele Arkadaşlarını ve Millî Mücadelemiz boyunca TBMM’de yer alan ilk Vekillerimizi rahmet, şükran, sevgi ve saygıyla anıyorum.