İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5250 %0.05
49,6577 %0.12
5.776,09 % 0,40
92.313,50 %-1.025
Ara

Futbolun Ekonomisi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Futbolun Ekonomisi

Merhaba. İlk yazı. Bu köşede bir ekonomistin futbol alemine yerel bataklığımızdan bakışını, değerlendirmelerini, çözüm önerilerini okuyacaksınız ki kendisi bu alanda proje üretimi konusunda çaba sarf etmiş ve edecek biridir.

Birinci dakika, üçüncü cümle; kendi futbol dünyamıza neden bataklık nitelemesinde bulunduğum konusunda kimsenin bir merak, tereddüt sahibi olduğunu sanmıyorum.

Örneğin geçen sezon tam da Avrupa’da kulüpleri en çok men edilen ülkenin neden Türkiye olduğunu anlatan bir örnek yaşandı. Trabzonspor “ben 162 bin Liraya, 40 bin Euro’ya futbolcu oynatıyorum” dediği zaman bu yalan Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yendi. Ama UEFA inanmadı. Dediler ki “siz bizimle üç yıllık anlaşma yaptınız; vaat edilen zarar miktarını 19.5 milyon Euro aştınız, sizi men ediyoruz.”

Diyecek bir şey yoktu. Her şey açıktı. Ama bu olay kamuoyuna nasıl duyuruldu? Hesap hatası var, yanlış anlama var, dava açıp üç haftaya halledeceğiz. Bu art niyetli dış mihrak hamaseti konusunda öyle uzmanlık seviyesine çıktık ki birçok futbol taraftarı Trabzonspor’un neden Avrupa’da oynamadığını bilmiyor, unuttu gitti. Siyasetten spora her yerde etkili olan hamasi dilimiz yine mağdur yine gururlu....

Bu bataklık ve açmazlar içinde kulüplere en geç beş yıl içinde kayyum gelmesi kesindi, dayatılan Bankalar Birliği anlaşmaları çerçevesinde. Bu noktada uyanan, direnen Ali Koç ve Fenerbahçe oldu. Hem kulüp yönetiminin hem taraftarların iyi niyetli çabalarına karşın yakın gelecekteki kayyum ve satılma tehlikesi geçmiş değil iki nedenle...

Tehlikeyi gören ve itiraz eden Fenerbahçe beş ay önceki faizlerle anlaşabilecek mi? Halen ve mecbur şekilde yabancı oyuncularla döviz üzerinden anlaşılıyor; kur nerelere geldi ve toplam borç dağları aştı.

İktisatta basit bir ilke vardır; *bir kurum borçlanıyorsa büyümelidir.* Türkiye özelinde yakın dönemde hangi son beş yıla baksam büyük takımlarda toplam borcun üç katına çıktığını ama kulüp değerinin yarıya indiğini görüyorum. O halde kurtuluş nerede ve nasıl? Bu köşede yanıt aramaya çalışacağız ama son bir durum tespiti daha olsun: Bataklığın dibi de bataklık...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *