DERDİMİZ MEMLEKET
Muhalefetin, Millet İttifakının adayı kim?
Sürekli bu sorunun sorulması ve tartışılmasında ki murat nedir. Gerçekten merak edilmesi mi yoksa niyet başka mı?
Bir seçim tarihi açıklandı da biz bunu mu kaçırdık!
Seçime şurada birkaç ay kaldı da biz mi bilmiyoruz!
Seçimin kazanılmasını adaydan mı yoksa partilerden, partililerden mi bekliyoruz.
Zaten istenen tek adam rejiminden kurtulmak iken, muhalefetin adayı kim tartışmasına katılmak, cumhur ittifakı birleşenlerinin tuzağına düşmek olabilir mi? Belki…
SORUNLAR
Önce, devlet yapısında ve bürokrasisindeki bozulmaların ve erozyonun nasıl giderileceği, kamuda işe alımlarda uygulanan yol ve yöntemler, partizanlık, her türlü kayırmacılığın nasıl önleneceği, hukuk ve adalet sisteminin nasıl düzeltileceği, özgürlüklerle ilgili kısıtlamalar ve hak ihlalleri ve bunların sadece kaldırılması değil bir daha kısıtlanmaması için alınması gereken tedbirler, kadına şiddet, kadının eşit ve özgür birey olmasına tahammülsüzlük, eğitimimiz ne olacak, işsizlik nasıl çözülecek, iç ve dış borçlar, özelleştirilen kurumlar ile sektörler ve bu uygulamaların ekonomimizde ve sanayimizde yarattığı tahribatlar, yandaş müteahhitler ve ayrıcalıkları, çevre ve doğa katliamları, medya ve gazetecilik alanındaki yıpranmalar, yandaş medyaların sahiplenilmelerinin ve işletilmelerinin finansmanı, kamu bankalarınca verilen krediler, mafya ve suç örgütleri ile bunların ulusal ve uluslararası ilişkileri, iş dünyası ve akademik alanda bilim ve teknolojide geri kalmışlık, üniversitelerimizin durumu, kamu alım ve satımlarında şeffaflığın ve güvenilirliğin nasıl sağlanacağı, üretimde verimlilik ve sürdürülebilirlik, yatırım ve arge alanlarında yapılması gerekenler, komşularımız ile sorunlarımız, dışardan gelen ve içerden giden göçler, işsizlik, enflasyon, döviz varlıklarımız ve kurları vb say sayabildiğin kadar….
NE İSTİYORUZ, NE İSTEMİYORUZ
Tüm bu ve benzeri sorunlar, problemlerin nasıl çözüleceği ile ilgili sanki hiçbir şey yapılmıyor ve/veya yapılmayacakmış/hatta yapılmasa da olurmuş gibi varsa yoksa Millet İttifakının adayı kim tartışması acaba gerçekten bu ülke ve millet için en faydalı ve yararlı olanı mı? Ülke için kaygılanan dertlenen insanların öncelikle istedikleri bu mu?
Bir de üstüne özgür medya dediğimiz televizyon ekranlarında, kızarak bağırarak muhalefet parti başkan ve yöneticilerine ne yapmaları gerektiği ile iktidar partisine oy verenlere de ne yapmamaları gerektiği hususunda, baya baya ses yükselterek akıl ve ayar vermek ne kadar doğru?
Hele ayıplarıyla kendinden olmayanları yaftalayanların, yalanlarıyla ötekileştirdiklerini itibarsızlaştırmaya çalışanların sesleri bu kadar yüksek ve arsızca çıkıyorken, kindar ve öfkeli bir nesil yetiştirmek isteyenlerin bu kaba ve ayrıştırıcı dilleri karşısında kullanmamız gereken dil böyle mi olmalı?
DOĞRU NE, YANLIŞ NE
Ülkeyi ve hepimizi yokluktan, yoksulluktan, haksızlıklardan, hukuksuzluklardan, adaletsizlikten kurtarmak için sabırla, sükûnetle, barışçı ve uzlaşmacı bir dille, herkesle kucaklaşmayı öncelikleyen, kavga etmeden, öfkelenmeden, sakin ve alçak sesle hepimizin derdini ve dermanını anlatmak daha doğru olmaz mı?
Muhalefet parti lider ve yöneticilerine; Millet İttifakının ortak Cumhurbaşkanı adayı kim olacak sorusunu zamana bırakıp, sorunlarımıza odaklanarak, bunların bir an önce çözülmesini teminen mümkün olduğunca mağduriyet yaşayan geniş toplum kesimlerini de dahil ederek etkili bir çalışma yürütülebilmesi için, önerilerimizi, talep ve isteklerimizi, birleştirici, bütünleştirici, sıcak ve samimi bir üslupta seslendirmek iyi olmaz mı?
Yine herhangi bir ayrım yapmadan, sakin, hoş görülü, yumuşak, sabırlı ve açık bir dille, kızmadan, öfkelenmeden, kardeşçe derdimizi anlatsak, kim mağdursa, kim zulme ve haksızlığa uğrarsa yanlarında olacağımıza inandırsak, bizi tanımalarından ve anlamalarından korkmadığımızı göstersek, doğrunun ve güzelin bizim davamız olduğunu, bölmek değil birleştirmek için mücadele ettiğimizi görmelerini sağlasak ve bunu ısrarla yinelesek daha faydalı olmaz mı?
OLURSA BİR ŞİKÂYET ÖLÜMDEN OLSUN
Biz de büyük şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı gibi bir memleket isteyelim mi;
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Gerek bireyle gerekse kitleyle ilişkilerde üsluba vurgu yaparak doğru bir tesbitte bulunmuşsunuz. Başarıya götürmenin sırrı iletişimin sihirli dilidir. Kutluyorum.
Duygularımızı dile getirmişsiniz yüreğinize sağlık Başkanım sağlıkla kalın.
tebrikler başkanım güzel bir makale olmuş.
Kim cumhurbaskani adayi olacak uzerinden yapilan gundem, boyle devam ederse muhalefet kazansa bile bu durum bir tek adam idaresine yol acabilir. Yani kazanirken kaybetmek dedikleri bu.
Ulke yangin yerine donmuş. Ekonomi batmiş, burokrasi tarumar edilmiş, yoksulluk hat safhada. Egitim deseniz nereden tutsaniz elinizde kalir. Saglik politikalari deseniz artik sagligimizi koruyamiyor. Daha neler neler. Insanlar kendilerini anlayan, sorunlarini cozecek, bolunmuslugu bitirecek, birlik ve beraberligi saglatacak, hak hukuk ve adalet getirecek bir anlayişi isterken gundemin cumhurbaskani kim olsun diye mesguo edilmesi kime faydali? Onceligimiz simdilik plan program ve baris. Tebrikler bu yazi icin.
Hislerimize tercüman olmuşsunuz. Elinize, emeğinize sağlık.
Kaleminize sağlık Başkanım. Sağlıkla kalın.
Kemal Kılıçdaroğlu olsun dürüst liğder
Sağ duyulu doğru bir tepit
Yazıyı tüm seçmenlerin ama öncelikle Millet İttifak bileşeni partililerin okuması lazım… Öncelenmesi gerekenin ne olduğu ve nasıl bir tutum alınması gerektiği çok net anlatılmış. Başka bir yazınızda da artarak devam eden toplumsal muhalefete nasıl önderlik edileceğine değinmenizi öneririm. Kaleminize sağlık…
Çok doğru tesbitler, aynen katılıyorum, kiminle kazanacaksak adayımız o olmalı, kişisel ikballeri bir kenara bırakıp, toplumsal düşünmeliyiz, muhalefetin daha programı bile yok.
Sabah sabah sağduyunun ve sabrın önerildiği, gerçek sorunlarımızın konuşulmasının ve çözümlerinin açıklanmasının öneminin anlatıldığı güzel bir yazı okumanın keyfini yaşattınız. Yine umut veren görüşler. Teşekkürler.
Her zamanki gibi harika bir yazı olmuş başkanım. Kaleminize sağlık.