Hesap zamanı
Zamanımızda çok ilginç olaylara tanıklık ediyoruz. Geçen gün, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabad’da BM gözetiminde “Uluslararası Barış ve Güven Forumu” düzenlendi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bu foruma katılmak için Aşkabad’a uçtu. Erdoğan foruma katılan Rusya Lideri Vladimir Putin, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’le özel görüşmeler yaptı.
Tam Erdoğan ve Putin görüşmesi devam ediyordu ki gündeme bomba gibi bir haber düştü: Bir Rus füzesi Ukrayna’nın Odessa limanında demirli bir Türk feribotunu vurmuştu. Basında çıkan haberlere göre Türk şirketi Cenk Ro-Ro’ya ait Panama bandıralı “CENK T” adlı yolcu ve yük gemisi Odessa limanında demirliyken Rus füzesi tarafından vurulmuştu. Geçtiğimiz Cuma akşam saatlerinde meydana gelen saldırının ardından şirketten yapılan açıklamada şöyle denildi: “Gemi limanda bağlı durumdayken Iskander tipi bir füzeyle vuruldu. “
Neyse ki saldırıda can kaybı olmadığı, yolcu ve mürettebatın gemiden güvenli biçimde tahliye edildiği açıklandı.
Saldırıdan hemen sonra bizim Dışişleri Bakanlığı’ndan sade suya tirit diye niteleyebileceğimiz bir açıklama geldi. Bakanlık şöyle diyordu:
“Düzenlenen saldırıda bir Türk şirketine ait yabancı bandıralı geminin hasar görmesi bölgemizde devam eden savaşın Karadeniz sathına yayılmasıyla deniz güvenliği ve seyrüsefer serbestisi bakımından daha önce kayda geçirdiğimiz endişelerimizin haklılığına işaret etmektedir.”
Burada belirtmekte yarar var. Odessa’daki görgü tanıklarına göre gemi kazayla değil, tam nişan alınarak, nokta atışı vurulmuştu.
Erdoğan da Aşkabad dönüşü uçaktaki personeline şunları söyledi:
“Karadeniz’in bir hesaplaşma alanı olarak görülmemesi gerekir. Böyle bir durum Rusya ve Ukrayna’ya sadece zarar verir.”
Erdoğan’ın bu sözlerinin üstünden bir gün geçmeden bu defa Ukrayna donanmasından Rus SİHA’larının bir Türk tankerini vurduğu açıklaması geldi. Açıklamaya göre ayçiçek yağı yüklü Türk bandıralı tanker Viva Karadeniz’de, Ukrayna’nın münhasır ekonomik bölgesinde seyrederken Rusya tarafından vurulmuştu. Neyse ki bu saldırıda da can kaybı olmadı.
Bunun haberin şok etkisi daha geçmemişti ki bu defa Pazartesi gece saatlerinde hangi ülkeye ait olduğu bilinmeyen bir SİHA’nın F-16 uçakları tarafından Türkye hava sahasında vurulduğu haberi patladı.
Birisi bana izah edebilir mi? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni şamar oğlanına çevirdiler. Kimseden tık yok. Bir yanda ABD’nin kaçık Başkanı Donald Trump Erdoğan’dan “yakın dostum, sözlerimden hiç çıkmayan adam, ne desem yapıyor” diye söz ederken öte yandan Türk gemilerinin tepesine fırlatılan Rus füzeleri. Siz bir yandan NATO’nun sadık bir müttefiki olduğunuzu dünya aleme inandırmaya çalışacak, Trump sizden, sözlerimden hiç çıkmaz, yakın dostum olarak söz ederken itiraz etmeyecek, öte yandan da Rusya’dan S-400 füzelerini alıp Mersin’in Akkuyu limanını Rus askeri üssü haline getirecek olanakları sağlayacak, iki taraf arasında kendinizce “denge” siyaseti oynamaya kalkacaksınız. Sonra da başınıza uyarı füzeleri yiyeceksiniz. Büyük güçlerin hesap defterini açmaya başlaması böyle olur. Bir zamanlar “monşerler” sözleriyle aşağılamaya çalıştığınız, “eski Türkiye” Dışişleri Bakanlığı’nın en yetkin, tecrübeli ve birikimli diplomatlarını saygıyla anıyorum.
Gelelim NATO’ya. Kendisini NATO’nun en sadık müttefiki olarak ilan eden Türkiye’nin iki sivil gemisi Karadeniz’de Rusya tarafından vuruldu. Bu konuda Moskova’dan hiç bir özür açıklaması yok. Kime ait oduğu bilinmediği söylenen, ancak Rusya’nın olağan şüpheli görüldüğü bir SİHA Türkiye hava sahasında vuruluyor. Üçüncü bir tarafın bir NATO müttefikine saldırısı apaçık ortadayken bakalım ittifak antlaşmasının beşinci maddesi devreye sokulacak mı? Hiç sanmam. Geçmiş olsun.