İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5444 %0.06
49,6681 %0.03
5.770,25 % 0,30
91.962,65 %-1.177
Ara

Ferzan Özpetek ve Sofrada -Elmaslar

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Ferzan Özpetek ve Sofrada -Elmaslar

SENARİST’liğini, Gianni Romoli ve Carlotta Corradi ile yazdığı ve gerçekten adeta bir Fellini edasıyla bizi 1969’ ışınyalan, değerli Ferzan Özpetek’i, yönetmen koltuğunda görüyoruz.

SOFRA

Sofra adabı, bir kültürdür. Sofrada nasıl oturulup, konuşulacağı zamanla değişen kıyafet seçimleri ile daha rahat kıyafetlere doğru yönelmiş olsa da. Sofranın ve sofraya icabet edenlerin “niteliği” konuşulanların-geleceğe aktarılmasında-oldukça önem taşır.

İstinye Park’da gerçekleşecek olan ELMASLAR Filminin basın ön gösterimine giderken, yolda muhakkak bizi sofrada karşılayacak, dedim ve yine yanılmadım. Ferzan Özpetek’n derinliği, farkındalıkları sadece yansıtmak ile kalmıyor. Şiir gibi içselleştirdiği, kaybettiğimiz o vefa duygusunu. Henüz törpülenmemiş insansı yansımaları ile veriyor.

Bu filmin farkı, teknolojinin olmadığı bir yalınlıkta ne kadar güzel ve mutluymuşuz’n, altını çiziyor olması. Ama ondan önce kesinlikle, tüm dünyaya göstermek istediği ve “ELMASLAR” olarak atfettiği. Hemcinslerim, KADIN’LAR…

Dünyaca ünlü, iftiharımız Yönetmen, Ferzan Özpetek 2024 yapımı, ELMASLAR adını verdiği filmini iki bölüme ayırmış. Kendisinin de kadrajda olduğu film, bir filmin okuma provası ile başlıyor. İkinci bölümde, tekrar karşımıza yine masada ve tüm ekiple çıkan yönetmen, bu sefer kadın oyuncularının canlandırdıkları karakterlerin, yaşam ve kendi kişisel hayat çizgilerindeki film boyunca iyi bir kurgu ağı ile örülü geçişlerdeki –çözülmeler- ile sunuyor.

E lmaslar/ D iamanti Filminde, 1969 yılında geçiyor. Görkemli ama mütevazı bir terzi atölyesinde gibi başlayan ama özünde moda sektörünün gelişimine hizmet eden, 2.Dünya savaşı sonrası kalkınmaya çalışan dünyanın, İtalya’sında, kırsaldan şehre gelen iki kız kardeşten (Luissa ve Gabriella) tüm/ dünya kız kardeşliğine varan örgü, muazzam. Üç yerde gözlerimi dolduran sahneler, müthiş bir final sahnesi. Muazzam bir örgütlenmenin, farklılıklarına rağmen kadın ruhunun; derinliği, yaratıcılığı ve üretkenliği atölyede masaya yatırılıyor. Yönetmen, Ferzan Özpetek’in vefa duygusu ile kadınlara gösterdiği özen ve saygı apayrı bir güzellik.

Roma’da bulunan ve Oscar ödüllü En İyi Kostüm Tasarım olarak müşterilerine hizmet verirken, Tiyatro Sanatçısı ile Sinema Oyuncusunun yıllardır birbirleri ile kapışmalarını. Müşteri memnuniyeti ve kapris, ego tavan yaptığında, işletme sahibi olarak ne şekil önlemler alındığını. Bir film ortaya konulurken, her bir alanın, yani kostüm ile müzik olarak, tartışmasız birbirinin- birer mütemmim cüz olarak bir filmi temsil ettiklerini.

Kadınların yaratıcılıklarının, erkek dünyası tarafından hor görülüşlerinin altını çize çize defalarca ve her bir karakter üzerinden çok farklı olarak esasen –sevilmeyen ve değer görememiş kadınları-anlatmaya devam ediyor.

Elmaslar Filminde, rol alan kadınların kimi yeri olmadığı için çocuğunu atölyeye taşımak zorunda iken. Kimi, nedenini bilemediği sorunları ile uğraşıyor. Kimi kadın diğerleri tarafından- sen, şanslısın evde kaslı kocan var başında-derken, darp edildiğini, manipule edilerek hem fiziksel, hem duygusal şiddet yaşadığını, bilemiyor.

Kadınların çocukları ise hep erkek. Bir tanesinin kız ama o da kazada ölmüş. Yönetmen, karmaşık gibi görünen ancak çok iyi örgü ağı ile bezenmiş kareleri birleştirdiğinde zannederim ki, o erkek çocuklarını, eşleri tarafından yeterli ilgi ve sevgiyle karşılaşamamış kadınlar büyüttüğü, işte bu yüzden erkeklerin zincirleme süregelen-yetersizlik-içinde olduğunu vurguluyor.

Sevgi, şefkat ve ilgide alınamayan eksik yetersizlik bir kostüm gibi erkek dünyasına geçiyor.

Mutsuz Kadın var ise bu tamamen yanındaki adamın eseridir.

Kadınların güzel varlıklar olduğunu; adeta bize bir “Moda Defilesi” olarak tam ve bütün heyecanı ile sunuyor.

Benim gibi “Sophia Loren” hayranı olan ve yurt dışına ilk çıkış yaptığı ülke, İtalya olması sebebi ile filmin sonunda dediği gibi –Belki, bir gün birlikte çalışma imkânı buluruz-

My Way ile büyümüş, hayatında siyaz-beyaz karelerde gördüğü, gerçekte de aradığı bir Frank Sinatra düşüne sahip biri için o güzelim kadınları ve yaşanmışlıklarını, son sahnelerde sadece seslerinin verdiği buğu ile nemlenen yüreğimi ifade edebilmem, oldukça güç.

Evet, benimde hayalim, Ferzan Özpetek’n bir projesinde var olmak. Neden olmasın?

Elmaslar, filminin sonunda rol alan ve almasını istediği oyuncular için kullandığı repliği, çocukluk şımarıklığı, diyebilirsiniz. Bende küçük –Simon- gibi üzerime alınayım.

Çünkü, Sinema, ortak sevdamız.

Neticede yıllar önce Kadir İnanır- Alev Baymur  (1990- Sayın Başkan)Filminde mini mini rol almış, seneler sonra 2014-SarayBosna-Kader-Kısa Film. Tek kişilik Kadına Şiddete karşı bir Kadın’ı canlandırarak, yönetmene En İyi Yönetmen ödülünü kazandırmıştım.

Bir koridordan geçmek bile yeter. Netice de o bir Ferzan Özpetek

GELELİM ELMASLAR’a, iki saat on beş dakika nasıl geçti anlamadım.

Masal gibi bir Film.

Müziklere mi hayran olsak, yoksa oyunculuklara mı?

Kurgu ya mı yoksa yönetmenin titizliğine ve ince dokunuşlarına mı?

Aktarılan duyguya yoksa bize bile özenle sunulmuş, karşılama sofrasına mı?

Dökülen boncuklar, Murathan Mungan’ın –Eskidendi Çok Eskiden-Şiirinin mısralarını kaşıyan, o düğme kutuları, rulo rulo kumaş rafları.

Ve unuttuğumuz o ince, kenetlenmiş sevgiler…

Grazia Mile!

Etu, Bellisima Ferzan Özpetek!

EMEL SEÇEN

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *