İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28
88.258,17 %0.083

Uçurtma

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Uçurtma

Geçen haftadan beri Türkiye, “yerli ve milli” üretim olduğu açıklanan KAAN savaş uçağının “yerli ve milli olmadığı” haberleriyle çalkalanıyor. Hani bir kaç yıl önce kendi savunma sanayimizi tamamıyla yerli üretimle “taçlandıracağımız” açıklanmıştı ya...

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD seferinden dönüşünden hemen sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan New York’ta yaptığı bir konuşmada, “KAAN uçaklarının motorlarını ABD vermiyor,” deyiverdi. Allah Allah... Bu ne demek? Hani KAAN’ı göklerde uçuracak, tüm dünyaya yerli ve milli uçak sanayiimizin başarısını duyuracaktık? Yetmedi, geçtiğimiz Temmuz ayında Endonezya’yla 48 Kaan uçağı için kapsamlı satış sözleşmesi imzalanmıştı. O anlaşma ne olacak?

Yapılan açıklamalar ve okuduklarımdan anladığım kadarıyla KAAN uçağı şu anda bir planör; siz belki uçurtma da diyebilirsiniz.

Neden mi? Çünkü zavallı KAAN’ın motoru yok. Yerli ve milli sanayimiz uçağın sadece kaportasını üretebilmiş.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ortalığı sarsan o açıklamasına iktidar kanadından hiç bir yalanlama gelmedi. Var sayalım ki, yakın dostluklarına binaen   Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’nin kaçık Başkanı Donald Trump’la bir telefon görüşmesi yaptı ve  Trump’tan Lockheed Martin şirketi üretimi jet uçakları motorlarının 40 tanesinin Türkiye’ye gönderileceği sözünü aldı.

İyi de Trump kendi başına böyle bir karar alamaz. Çünkü ABD Başkanları’nın, ben yaptım oldu, deme yetkileri yasal olarak yok.  Böyle bir kararı ancak ABD Kongresi alabilir ki bu da çok zor görünüyor. Nedeni ise CAATSA yaptırımları. Onu da açayım. ABD 2018’de, Ankara’nın Rusya’dan S-400 hava savunma sistemini satın almasıyla Türkiye’ye ABD’nin Hasmı Ülkelere Yaptırım Uygulanması Yasası’nı (CAATSA) işletmişti. Yaptırımlar çerçevesinde Türkiye, kurucu ortak olduğu F-35 savaş uçakları programından, 2.5 milyar dolar ödemesine rağmen çıkarılmıştı. Bu yaptırımlar hala uygulamada. Parası ödenen altı F-35 hala ABD’de hangarda bekletiliyor. Kongre’nin Türkiye’ye bugünkü bakış açısına göre yaptırımların kaldırılıp KAAN’ın ihtiyacı olan motorların alımı bir hayli zor görünüyor.

Öte yandan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Anadolu Ajansı’na bir açıklama yaparak, KAAN’ın seri üretiminin yabancı değil, yerli motorla planlandığını ve geliştirme faaliyetlerinin başarıyla tamamlandığını söyledi.

Görgün’e teşekkür ederiz de burada bir pürüz var. Dışişleri Bakanı Fidan öyle olmadığını söylüyor. Kime inanacağız?

Öte yandan Alman DW kanalına konuşan ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, “Trump Yönetimi Türkiye’yle daha iyi ilişki istiyor ve bunun için Kongre’yle ne düzeyde ve nasıl bir maliyetle esneklik sağlayabilir, buna bakıyor,” dedi. DW’nin haberi şöyle devam ediyor:

“Jeffrey,’Savunma ilişkileri kapsamında görüşmelerin olduğunu biliyoruz. Ancak neyin kararlaştırıldığını henüz bilmiyoruz. İki Başkan haydi yapalım şu işi, dese bile hukuk ekibi, teknik ekip, ekipman üreticileri gibi kişilerle konuşulması gerektiğini öğrendik,’ değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 füze savunma sistemi konusunda ‘yapılacak en akıllıca şeyin bu sistemden kurtulmak ve başkasına satmak’ olduğunu belirten jeffrey, ‘(Bu sistemler) Türkiye’nin savunmasına yardımcı olmuyor, altını oyuyor. F-35’lere giden tek yol bu olmasa da en kolay yol bu,’ diyor.”

Ez cümle, yerli ve milli bir uçak yaptığınızı söyleyeceksiniz. Bu uçağın sadece kaportasını üretip motorunu ABD’den almayı beklerken bir de, “Artık seri üretime geçiyoruz,” havasında Endonezya’yla 48 Kaan satışı için kapsamlı satış sözleşmesi imzalayacaksınız. Ama uçağın aslında uçak değil bir planör hatta uçurtma olduğu ortaya çıkacak. İsterseniz daha fazla konuşmayayım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *