İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5444 %0.06
49,6681 %0.03
5.770,25 % 0,30
91.962,65 %-1.177
Ara

Dışarıdaki ve İçerideki Erdoğan

YAYINLAMA:
Dışarıdaki ve İçerideki Erdoğan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllık BM Genel Kurulu öncesinde düzenlenen Filistin oturumunda konuşurken efendim neymiş, “(…) zaman zaman alkışlarla kesildiği için belirlenen süreyi aşmış; teknik düzen gereği mikrofon 5. dakikanın sonunda otomatik olarak kapanmış (…) konuşmasını kısa bir süre sonra tamamlamış (…) Endonezya Cumhurbaşkanının konuşmasında da mikrofon aynı usule uygun şekilde kapanmış (…).”

Evet, Erdoğan’ın konuşması sırasında mikrofon 1-1,5 dakika kapandı. TBMM Genel Kurulu’nda da oluyor böyle şeyler. Ancak orası Dünya kürsürü, BM kürsüsü… Diplomasi geleneğini güçlü bir şekilde Atatürk’ün kurduğu Türkiye’yi Endonezya ile kıyaslayamazsınız… Alkışlarla kesildi mi birkaç kere konuşmanız; geri kalan konuşmanızı hızlandırıp bunu telafi edebilir, o kıvraklığı yapabilirsiniz. Ya da bir paragrafı özet geçersiniz metin dışına çıkıp mesele hallolur. Şu da var; konuşmaların mutlaka prova yapılması, zamanlamanın ölçülmesi gerekir. Bunu yaparken araya alkış olabileceği olasılığını da hesaba katıp zamanlamayı ona göre ayarlarsınız olur biter.

TRUMP’IN KUYRUĞUNA O KADAR TAKILIRSANIZ OLACAĞI BU

Diyeceksiniz ki aman siz de nelere takılıyorsunuz… Filistin meselesinde ABD’nin, Trump’ın kuyruğuna takılan politikayı eleştirsenize asıl… Doğru söze ne denir, evet, hani deveye sormuşlar, neden boynun eğri? Zavallı, nerem doğru ki demiş misali…

Aslında yazı günüm Cuma ama bu yazıyı güncellik kaygısı yanında bir de seyahat nedeniyle Salı sabahı (bugün) kaleme alıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtemelen Perşembe günü BM Genel Kurulu’nda konuşacak, umarım konuşmasında bu defa zamanlama sorunu yaşamaz, danışmanları gerekli önlemleri alır. Ekip önemli, Cumhurbaşkanını açığa düşürmemek değil sadece mesele, Türkiye Cumhuriyeti’nin prestiji, itibarı da söz konusu. Bu arada yine Perşembe günü Erdoğan’ın Trump ile ikili bir görüşme yapması da bekleniyor. Muhtemelen, Junior Trump’ın İstanbul ziyaretinde bir kısmı önden görüşülen konuların da açılacağı bir görüşme olur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan beklentim -ki, kamuoyunun beklentisi de bu yönde olacaktır- İsrail’in insanlık dışı politikalarını desteklememesi, bunun Türkiye kamuoyunu çok üzdüğünü ikili ilişkilerin gelişmesini zedeleyebileceğini ifade etmresi (Belki kendisinin siyaseten bu yüzden zor durumda kaldığını da ekler)… Erdoğan, İsrail’in Kudüs’ü tek başına sahiplenmesinin asla kabul edilemeyeceğini, bu bağlamda Trump’ın Kudüs’ü başkent olarak kabul edip elçiliğini oraya taşımasının da gözen geçirilmesini is₺eyebilir mi? İstemelidir tabii ama bekleyip göreceğiz. Peki, Erdoğan, ABD’nin Yunanistan topraklarında ve Ege’deki Girit’te aşırı silahlanmasına ne diyecek? Bunun kabul edilemez olduğunu ifade etmelidir. Dahası var; ABD’ye kaçan FETÖ mensuplarının iadesini isteyecek mi? F-35 projesine vb. girmiyorum… Ama tarihi ve kültürel bağlarımızın olduğu Filistin’in bir parçası olan Gazze’de bir insanlık dramı yaşanırken, etnik temizlik, ilhak girişimleri sürerken; bunu İsrail ve arkasındaki ABD-Trump yaparken katilin hamisi ile  ‘balayı’ yaşamanız Türkiye Cumhuriyeti’ni, yurttaşlarımızı incitiyor. Bu notu tarihe bırakmam lazım.

“HABERİ ÇOCUKTAN AL” DİYE BOŞUNA DEMEMİŞLER!

Şimdi içeriye, memlekete dönebiliriz yazının burasında. Bu sabah da ABB’ye operasyonla uyandık! Olmasaydı şaşardık zaten! Hele bir önceki Bayrampaşa operasyonu ve ardından yaşananlar artık bazı AK Partilileri bile çileden çıkarmışa benziyor! Fakat tabii bu AK Partililer herşeyin sorumlusunun “tek adam” olduğunu bilmiyormuşçasına eleştirilerini ona değil, partisine yöneltiyorlar! Onlara sormak lazım; “tek adam” hangi partinin genel başkanı? O partide “tek adam”ın dışında kimse kuş uçurabilir mi?

AK Parti’den il belediye başkanlığı da yapan Savcı Sayan’ın “Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanımızın etrafını çevirip bilgi kanallarını tıkadınız, gerçekleri ona ulaşmaz hale getirdiniz.” başlıklı feryadına bakalım:

“Milletin geçim derdi, pazardaki yangını, işsizin feryadı, esnafın çilesi umurunuzda mı? 

Siz nereden gelip nereye gittiğinizi, hangi sokaklardan doğduğunuzu bu kadar çabuk mu unuttunuz?

Yazık! Bu milletin sırtına yük olan gündemlerle partiyi yıpratıyorsunuz.

CHP’yi konuştukça onlara alan açıyor, onları büyütüyor, birleştiriyor, iktidar için umutlandırıyorsunuz…

Üstelik memlekette büyük bir ahlaksızlık baş göstermeye başlamış; gençlerimiz uyuşturucu batağında, aileler boşanma rekoru kırıyor, tefeciler milleti kıskaca almış. Toplumun temeli çöküyor, siz ise bu yangını görmezden geliyorsunuz! (…)

Siz farkında olmadan lideri tüketiyor, davayı zedeliyor, milleti umutsuzluğa itiyorsunuz.

Asıl mesele üç-beş belediye kazanmak değil! Asıl mesele bizden küsen, sırt çeviren milyonları yeniden kazanmak. 

Onlar niye bizden uzaklaştı, neden kırıldı? Bunu sorgulamadan, geçim derdini çözmeden, sokağın sesini dinlemeden, halka yüzünü dönmeden bu dava varlığını sürdüremez.

Beyler, aklınızı başınıza alın! CHP’yle yatıp kalkarak yol alamazsınız. (…)

Toparlanın, halkla kucaklaşın, milletin derdini dert edinin. Cumhurbaşkanımızın büyüklüğünü gölgelemeyin..

Ve unutmayın: Milletin karnı aç, cebi boş, ahlakı çöküyor. Gençlerimiz zehirleniyor, ailemiz parçalanıyor, toplumumuz çürüyor. (…)

İnşallah, bin bir emekle inşaa edilmiş bu gemiyi siz batırmazsınız?!.”

Ne demişler; “Haberi çocuktan al!” (Not: buradaki çocuktan kastım içerideki açık sözlüler).

ERİM ERİM ERİYEN AK PARTİ’DE MEVZU HAKİKATEN DE DERİN

AK Parti genel başkanlığının direktifi ile olsa gerek teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı ve genel sekreter de Sayan’ınki gibi feryatları duymuş olmalı ki sekiz il başkanını görevden aldı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD seyahatinin öncesinde. AKP Çanakkale İl Başkanı Ömer Faruk Göktürk, AKP Niğde İl Başkanı Mustafa Özdemir, Adıyaman İl Başkanı Faruk Bülent Kablan, Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, Muğla İl Başkanı Haluk Laçin, AKP Ordu İl Başkanı Selman Altaş, AKP Bitlis İl Başkanı Kadir Köstekçi ve AKP Tunceli İl Başkanı Bülent Süner ne diyecek, “görevden alındık” mı diyecek. Tabii “istifa ettik” dediler! AK Parti, üstelik 31 Mart 2024'te yapılan son yerel seçimlerde sekiz ilden Elazığ, Niğde, Bitlis ve Ordu'da seçimi kazanmıştı. Demek ki gemi oralarda da su alıyor…

AK Parti’den yapılan açıklamada da görevden almalar şöyle izah edildi:

"Kongre döneminin ardından partimizin şehirlerdeki siyasi varlığını en üst noktaya taşımak amacıyla yapılan kapsamlı değerlendirmeler sonucunda sekiz ilde görev değişikliğine gidilmiştir... Kongre sonrasında şehirlerdeki çalışmalarımızın istediğimiz düzeyin altında kalması değişime dair sürecin ana eksenini oluşturmuştur."

Demek ki dikiş tutmuyor. Elbise yama kabul etmiyor. Demek kİ, Sayan’ın söylediklerine kulak vermek gerekiyor!

AK Parti eski milletvekili Şamil Tayyar da "Bu sayı daha da artacak gibi gözüküyor" diyor ve ekliyor; “Umarım, ellerini korkak alıştırmaz, neşteri daha derine vururlar. Çünkü, mevzu derin."

Doğru söylüyor, bir gerçeğe parmak basıyor Tayyar; mevzu hakikaten derin AK Parti’de. CHP 38. Olağan Kurultayı sonrasında ne yapsa erim erim eriyor! 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde aldığı ağır yenilgiyi telafi etmek için savcılık-mahkeme kapılarında dolaşarak daha da eriyor. Hele 19 Mart 2025’te Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, diplomasının iptale kalkışılması, hakkında dava üzerine dava açılması anketlerde görülüyor ki AK Parti’ye bir şey kazandırmadığı gibi ekonomiyi daha da kırılgan hale getiriyor ve Cumhur İttifakı seçmeninin ciddi bir kısmı da iktidardan desteğini çekiyor.

İL BAŞKANLARI YERİNE ONLARI GÖREVDEN ALMAK BELKİ İŞE YARAR

Yazıya şöyle nokta koyalım: AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, hatırlayacaksınız, bir dönem aralarında İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyükşehirlerin de olduğu çok sayıda belediye başkanını ‘metal yorgunluğu’ gerekçesiyle görevden almış, afedersiniz istifa ettirmişti! Benzer yönteme şimdi il başkanları için başvuruluyor. Gittikçe “ergenekon kumpas davalarına” benzeyen malum belediye davaları ve ardı arkası kesilmeyen operasyon dalgaları sürerken AK Parti liderliği ne kadar il başkanını görevden alsa boş. Aslında tornistan yaparak görevden alacağı üç kişi var; birisi adliyede, ikisi hükümetinde. Malumu ilan etmeme gerek yok, onları AK Parti liderliği de kamuoyu da çok iyi biliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *