İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5180 %0.03
49,5811 %-0.04
5.776,40 % 0,41
91.246,01 %-1.879
Ara

Komisyon ve Ötesi; CHP NE YAPMALI?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Komisyon ve Ötesi; CHP NE YAPMALI?

Komisyon nihayet ilk toplantısını TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 48 üye ile yaparak "Milli dayanışma,  kardeşlik ve demokrasi" adıyla ete kemiğe büründü. 51 üyesi olması tasarlanan komisyon, 3 üye ayrılan İYİ Parti'nin katılmaması nedeniyle 48 üye ile yapmak durumunda kaldı geride kalan salı günü. 3 üyenin AK Parti,  CHP ve DEM arasında paylaştırılarak komisyonun 51 üyeye tamamlanması bekleniyor. 

CHP'NİN DURUŞU 

Açıklamalara göre,  CHP'nin hassasiyetleri komisyonda dikkate alınmış,  "nitelikli çoğunluk" (3/5) ve "demokrasi"nin komisyonun adına girmesi sağlanmış... CHP'nin sözcülerinin açıklamalarına göre, komisyonda "Cumhuriyetin temel nitelikleri" ve "anayasa" tartışma konusu olmayacakmış... CHP'nin sözcüleri,  gerek parti içindeki gerekse Cumhuriyetçi kamuoyundaki endişeleri de dikkate aldıklarını, işlerin olumlu gitmediği bir zemin oluşursa komisyondan çekileceklerini de deklare ediyor. Özgür Özel de bir miting konuşmasında "değil Cumhuriyetin sütunlarıyla oynanmasını,  bu sütunlara bir çivi bile çakılmasına izin vermeyeceklerini" belirtti. 

ERDOĞAN'IN ÇIKIŞI

Fakat bu noktada yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın komisyonun ilk toplantısından önce ilginç bir çıkışı,  daha doğrusu CHP'ye bir salvosu oldu. Erdoğan, mealen dedi ki, “CHP'nin günahı çok,  ancak komisyondaki duruşuyla bu günahlarının kefaretini ödeyebilir!”

Yani,  "komisyondan çekilmeyi aklınızdan geçirmeyin,  benim çizdiğim edep dairesinde kalın" demeye getiriyor. Özel ona gereken yanıtı verecektir. CHP'nin herhalde yürütmenin başından ayar alacak hali yok! 

Oysa,  23 yıllık iktidarında memleketi getirdiği nokta açısından asıl kefaret ödemesi gereken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisi. 

KOMİSYONA "DEMOKRASİ" EKLENDİ İSE ÖNCELİKLE AMASIZ, FAKATSIZ HUKUKA DÖNÜLMELİ

Madem komisyonun adında demokrasi de var, -ki, hukuk da demokrasinin olmazsa olmazı- o halde ilk ve bugünkü ikinci toplantıdan önce olmasa da hemen akabinde yürütme hiç vakit kaybetmeden AYM ve AİHM kararlarını uygulamaya başlamalı,  hukukun asgari gereklerini yerine getirecek iklimi oluşturmalıdır. Kimse çıkıp "yargı bağımsız, biz karışamayız" diyerek kamuoyu ile maytap geçmeye kalkmasın! Keza,  kayyım uygulamasına da derhal son verilmelidir.  "Kent uzlaşısı" bir suçmuş gibi değerlendirilmekten çıkarılmalıdır. PKK ile uzlaşmaya giden yürütme nasıl böyle bir 'suç' icat edebilir? Öteyandan,  cezaya dönüştürülen tutukluluklara son verilmeli,  adli kontrol vb. olanaklar varken somut delillere dayanmayan yargılamalar tutuksuz olarak yapılmalıdır. Cezaya dönüştürülen ve yılları bulan tutukluluklara son verilmelidir.  Adalet,  ucuz,  çabuk ve erişilebilir olunca adalettir. Tutukluluk ise o da ortada somut delil veya suç üstü durumu varsa şayet, çağdaş hukukta istisna olmalıdır. Özetle,  yargının araçsallaştırarak muhalefet için sopa haline getirilmesine son verilerek objektif hukuka dönülmeli, yürürlükteki anayasa amasız fakatsız sadakatle uygulanmalıdır. 

YURTTAŞ NASIL BAKIYOR?

Komisyon henüz toplanmadan önce 20-26 Temmuz arasında GÜNDEMAR'ın yaptığı kamuoyu araştırmasına göre,  yurttaş malum sürece,  "Terörsüz Türkiye" açılımına güven duymamaktadır. Ankete katılanların yüzde 58'i sürecin başarısına inanmıyor,  yüzde 12'si fikir belirtmiyor,  sadece yüzde 30'u sürece olumlu bakıyor. AK Parti seçmeninin yüzde 35'i, MHP seçmeninin de yüzde 45'inin sürece olumlu bakması  ise Cumhur İttifakı'nın seçmen tabanında bile bu konudaki inançsızlığı işaret ediyor. Bu verileri de komisyondaki muhalefet unsurları dikkate almak durumundadır. 

CHP AÇISINDAN KOMİSYON TAKVİMİ,  KATMANLI SÜREÇ...

Komisyonun çalışma süresi 31 Aralık 2025'e kadar,  ancak nitelikli çoğunlukla bu süre gerektiğinde her seferinde 2 ay uzatılabilecek. 

İşte CHP açısından bu takvim önemli. Çünkü,  Özel,  üzerine basa basa 2025 Kasım,  hadi olmadı,  2026 ilkbaharında "erken seçim" diyor ve bunu bir kampanya haline de getirdi. O zaman kaçınılmaz olarak CHP'nin çalışmalarını erken seçime endekslemesi önemli. Zaten bakın Ser-AR'ın son anketine göre yurttaşların yüzde 69'u erken seçim isterken,  yüzde 28'i istemiyor. Seçmenin üçte ikisinden fazlasının erken seçim istediği koşullarda CHP'nin hem yürüyüp hem de ciklet çiğnemeyi becermesi büyük önem taşıyor. Yani komisyonda herşey yolunda gittiği ölçüde üyeleri çalışsın CHP'nin,  ancak genel merkez bir yandan da ağırlığı seçim hazırlıklarına versin. Eylülde kamuoyuna açıklanacağı deklare edilen parti programı taslağı artık bitirilsin. Seçim programı da böylelikle altlığıni kazanmış olarak ete kemiğe bürünecektir. Bu neden önemli? Şunun için: CHP'nin bu saatten sonra artık mitinglerinde Özel’in ağzından seçim programını,  yani iktidar programını,  vaatlerini maddeye dökmesinin zamanı geldi de geçiyor. CHP'nin nasıl bir düzen vaat ettiği, iktidara gelince hangi sorunu nasıl çözeceği, nasıl bir Türkiye vaat ettiği seçmene bir,  en fazla iki elin parmaklarıyla anlatılmalıdır. Daha özeti,  CHP'nin Türkiye'yi çok daha iyi yöneteceğinin mesajları verilmelidir (Bu arada CHP'nin 39.  Olağan Kurultay süreci de başladı ilan edilen takvimle. Hem erken seçim talebi hem kurultaya dönük mahalle   ilçe, il seçimleri,  kongreleri bir arada nasıl yürütülecek; umarım CHP MYK'sı bütün bunları masaya yatırmıştır. Gerçi olası bir Kasım 2025 erken seçimi takvim olarak kadük oluyor artık zamanlama açısından,  bu durumda erken seçim talebi 2026 ilkbaharına kayacak. Ancak öyle bir takvimde de yine kurultay süreci ile seçim arasında yeterli hazırlık zamanı olmayabilir). 

KOMİSYONUN GÜNDEMİ,  TEK GÜNDEM DEĞİL 

İktidar,  komisyonu halkın ve ülkenin gerçek yakıcı gündeminden uzaklaştırmak için kullanmayı deneyecektir. Tabii ki Kürt sorununun çözümü, kardeşlik de önemli bir gündem ama hukuk,  demokrasi,  hayat pahalılığı ve geçim zorluğu, barınma sorunu ve konut açığı,  sağlık ve eğitime erişebilme,  sosyal güvenlik,  basın-ifade-düşünce özgürlüğü, birçok endekste yerlerde sürünmek de önemli gündemler. 

SİCİLİ BOZUK BU İKTİDARA DEMOKRASİ İÇİN GÜVENİM "SIFIR"!

Son sözüm,  demokrasiyi iktidara gelene kadar kullanıp,  iktidara iyice yerleştikten sonra ayaklar altına alan,  Cumhuriyeti kuran ve cari olarak birinci parti olan CHP'yi gözünü karartıp 'düşman' kategorisine sokmaya kalkan,  FETÖ'yü memleketin başına bela eden ve onu kullandığı dönemde Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ordunun en iyi yetişmiş evlatlarını esir ettirip yerlerine FETÖ mensuplarının gelmesine ve böylelikle darbe teşebbüsüne neden olan bir iktidara güvenerek ve hele onunla birlikte demokrasiyi,  hukuku kazanmak ancak bir hayaldir. 

Başta CHP olmak üzere, Atatürk Türkiye'sine gönül veren partiler   sivil toplum komisyona o kadar da bel bağlamadan hukuku ve demokrasiyi ilk genel seçimlerde kazanmak için seferberlik ilan etmelidir. CHP'nin ve diğer muhaliflerin üyeleri komisyonda çalışmaya devam ederken,  asıl yapılması gerekeni gözden kaçırmamak gerekir. 

Bir Türk atasözü şöyle der: Perşembenin gelişi,  çarşambadan bellidir. AK Parti'nin,  onu artık iyice avucuna alan Erdoğan'ın sicili ortadadır. Türkiye,  ABD ile ve taşeronu durumudaki PKK ile ağız birliği içinde ulus devlete,  Türkiye Cumhuriyeti'ne rahmet okutmak isteyen, son kozunu oynamaya çalışan bu iktidara prim vermeyecektir. Türkiye,  Erdoğan'dan çok ama çok büyüktür. Erdoğan parantezi aslında 5 yıl önce kapanmıştı fakat malum nedenlerle 5 yıl sonraya kaldı. Türkiye,  CHP ve muhalefetin diğer unsurları Erdoğan'ın bir 5 yıl daha alamaması için gerekeni yapacaktır. 

Komisyon,  tamam ama ötesi de var ve ötesi gözardı edilemez. Milli Dayanışma,  Kardeşlik ve Demokrasi komisyonunun çalışmaları sürerken muhalefetin iktidarın belinden su almaya devam etmesi de şart. Ki, iktidar sandık gelene kadar belini doğrultamasın. Komisyon çalışmaları,  bilhassa CHP'nin iktidarı silkelemesini durdurmamalıdır. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *