İzmir’de son bulan anlaşmazlıktan çıkacak dersler var
İzmir’de, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Türk İş'e bağlı Belediye İş Sendikası'na üye 5700 işçiyi ilgilendiren ve çalışma barışını zedeleyen, kent gündemini meşgul eden anlaşmazlık geride kalan haftanın son iş günü cuma öğleden sonra çözüldü. Anlaşma üzerine sendika üyesi işçiler ve bu süreçte işten çıkarılan bir grup işçi büyük sevinç yaşayarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay lehine Kültürpark'taki başkanlık önünde uzun süre tezahüratta bulunurken, işçilerin anlaşmayı kutlamak için halay çektiği görüldü.

ANLAŞMAZLIK NEYE DAYANIYORDU?
Peki, öncesinde DİSK'e bağlı Genel İş Sendikası'na bağlı 23 bin işçiyi de kapsayan TİS görüşmelerini de etkileyen ve greve neden olan İzmir Büyükşehir ile Belediye İş arasındaki üç anlaşmazlık konusu neydi?
Büyükşehir, daha önce bağıtlanan sözleşmedeki "işe devam primi" ve "rapor almama" priminin iptalini, ayrıca Eylül 2025'teki ara zammın Ocak 2026'ya çekilmesini istiyordu. Dr. Tugay, ilk iki maddeyi anlamsız ve yersiz buluyor, ara zammın da sürdürülebilir mali süreçte aşırı yük getireceğini açıklıyordu. Sendika ise 2024 Mart'taki seçime yakın imzalanan TİS'in uygulanacağında diretiyor, geri adım atmak istemiyordu.
BELEDİYE İŞ NEREDE HATA YAPTI?
Sendika kanımca ülkenin ve belediyenin durumunu dikkate almayarak, kamuoyunun nabzına bakmayarak anlaşmazlık sürecinde büyük bir hata yaptı. Çünkü, CHP'li belediyeleri açıkça iktidar 'silkeliyor', yargı marifetiyle üzerine gitmekle kalmayıp mali kıskaç uyguluyordu. Ayrıca, çoğu vasıfsız olan belediye çalışanlarının ücret ve sosyal hakları dışarıya göre en az iki tık yukarıdaydı. O yüzden İzmir kamuoyu da, genel kamuoyu da Belediye İş'in izlediği tutumu satın almadı, Dr. Tugay'ın izlediği çizgiyi satın aldı. Sendika maalesef bu noktayı gözardı etti.
KEMAL TÜRKLER'DEN ÖĞRENDIĞIM SENDİKACILIK
Bu satırların yazarı, 45 yıl önce 17 Temmuz’da suikast sonucu hayatına son verilen Maden-İş ve DİSK'in efsanevi genel başkanı Kemal Türkler'in hasbelkader hapishane-koğuş arkadaşı olma ayrıcalığını yaşadı. Haliyle bu satırların yazarı sendikacılığı, hele demokratik sınıf ve kitle sendikacılığını biraz bilir.
Sendikacılık, salt ücret sendikacılığına indirgenemez. Sendikacılık, değişen somut koşulları dikkate almadan, koordinatları görmeden bir inatla aynı hatta kalmak hiç değildir. Belediye İş, keşke anlaşmazlık konusu olan ve çok da sıkıntı oluşturmayacak üç maddeyi revize etmeyi baştan kabul edip üzerine de işvereni 'silkeleyen' hükümeti protesto için üyelerini Cumhuriyet Meydanı’na davet etseydi.
Sendika, ilk aşamada daha önce yazdığım gibi işçileri sandığa çağırıp bir referandum yaparak şu soruyu sorabilirdi:
"Aranızdan 1030 çalışan işten mi çıkarılsın, yoksa söz konusu üç maddeyi TİS'ten kaldıralım mi?"
İşçinin yanıtı üç maddenin kaldırılması olacak, bu arada birkaç yüz işçi işten çıkarılmamış olacak, kalanlar da haftalarca aileleriyle birlikte gerilim içinde kalmayacaktı. Demokratik sendikacılık, bazen de işçiye gitmeyi, referandumu gerektirir, üyelere başvurmayı gerektirir.
BU ANLAŞMAZLKTAN ÇIKACAK SONUÇLAR
Bu süreci kaleme almamın nedeni, sonuçlar çıkarılması için tabii... Çalışma barışının yerli yersiz bir daha bozulmaması için... Makulde buluşulması için...
Haksızken üste çıkmak iyi olmuyor, kamuoyu bunu satın almıyor. Dr. Tugay, bunun bilincinde olarak olduğu yerde durdu ve anlaşmazlık bu şekilde çözüldü. Sendika da, oturup bir düşünecek ilerideki çalışmaları için yararlanmak üzere sonuçlar çıkaracaktır elbette.
Başkan Dr. Tugay, işten çıkarılan işçilerin geri alınacağı sözünü verdi, sendika bunu takip edecektir. Anlaşmazlık konusu olan ikisi gerçekten absürd üç madde revize edildi. Çalışma barışı sağlandı. İzmir’de Büyükşehir şimdi başkanından bulvarları süpürenlerine kadar daha bir şevkle çalışacak, enerjisini önündeki işlere verecek. Çalışma yaşamıyla ilgili bilim insanları da, sendikacılar da, konuyla ilgili konuşan ve yazanlar da ilginç bir laboratuvar olan bu anlaşmazlık sürecinden dersler çıkartıp not edecekler.