Bu düşük iktidar memleketimizin kaderini belirleyemez!

Bu düşük iktidar Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderini belirleyecek toplumsal rızadan da seçmen desteğinden de yoksun!
'Düşük', çünkü 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde sandıkta boyunun ölçüsünü aldı! 'Düşük' çünkü o günden beri de erim erim eriyor, memleketin, yurttaşın derya olan derdine derman olamıyor. Mutfaktaki, barınmadaki, istihdamdaki, eğitimdeki, sosyal güvenlik ve sağlıktaki vb. yangın söndürülemiyor... Nitekim bu erime anket sonuçlarına yansıyor. CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'na dönük tutuklama ve davalar Cumhur İttifakı'nın seçmen tabanında bile yüzde 30-40 oranında inandırıcı bulunmuyor.
İKTİDAR ANAYASAYI DEĞİŞTİRME HAK VE YETKİSİNE SAHİP DEĞİL!
Parti İktidarı, düştüğü duruma karşın Erdoğan'ı yeniden cumhurbaşkanı seçmeninin de ötesinde yedeğine aldığı MHP ve DEM/PKK ile birlikte memleketin kaderiyle oynamaya, anayasayı değiştirmeye kalkıyor! Ne münasebet?!.
Anlaşılıyor ki, CHP'yi tasfiye, tasfiye edilemiyor iğdiş etme planlarının gayesi sadece önünüzdeki seçimi almak değil; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ayarlarını bertaraf etmeye dönük anayasa değişikliğidir.
Adı konulmamış 'süreç'in oturduğu yer de tam da burasıdır. Zaten İmralı ve Kandil bunu 'süreç' içinde açıkça vurguladı, hatta altını kalın çizgilerle çizdi. Neymiş?.. 1924 Anayasası ve Lozan Barış Antlaşması geçersiz olmalıymış? Yani, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel belgelerine çok güçlü bir itiraz!.. Cari yürütmeden bu itiraza "Hoopp... Ne oluyoruz?" diye bir karşılık geldi mi? Geldi de biz mi atladık? Yok…
SÜLEYMANİYE'DEKİ ŞOV!
Silah bırakma şovu ve öncesindeki İmralı'nın video şovunun ardından KCK'dan gelen açıklama ise Pentagon ve Kandil'in ortak senaryosunu iyice açığa çıkarıyor!
PKK havuç, KCK sopa! Kurgu böyle...
Silah bırakma sembolik. 30 PKK'lı 30 boş tüfek ve boş fişekliğini bıraktı. Çünkü binlerce PKK'lı çoktan YPG-PYD'ye katıldı ağır silahları ve mühimmatı, tüm donatılarıyla birlikte. Nerde o paramotorlar, ağır makineliler, havan topları, roketatarlar, vb.? Süleymaniye'deki silahların bırakılması bir ilüzyonik şov. Cilalı pop-imaj devrinin ürünü... Bunu hep birlikte göreceğiz... Bu silahların balistiğine bakmadan nasıl yaktırıyorsunuz? Belki bu silahlarla örneğin, Başbağlar'da katliam yapıldı? Belki 33 asker kurşuna dizildi izinden dönen? Bu sorular malum süreci yürütenlerin vicdanlarını hiç mi sızlatmıyor?
KOMİSYON, KAPALI KAPILAR ARDINDAKİ PAZARLIKLARIN ŞEKERLE KAPLANIP YUTTURULMAK İSTENDİĞİ BİR ZEMİN
Öteyandan bu 'süreç' hiç de şeffaf değil. Göstermelik mecliste grubu olan partilere güya ziyaret ve bilgi verilmesi DEM tarafından, hepsi bu. Herşey Pentagon, iktidar, İmralı ve Kandil arasında dönüyor. TBMM devre dışı. Türkiye'nin kurucu unsuru-partisi CHP devre dışı!
TBMM'de kurulacak komisyon ise 'pişirilen bir yemeği' servis yapacak! Yersen! CHP MYK'sı bu komisyona katılacağını ancak gerekirse tavrını gözden geçireceğini, TBMM Başkanı Kurtulmuş'a bu hususta 16 maddelik bir metin verildiğini açıkladı. Görünen köy kılavuz istemez diye biliriz. CHP'nin endişeli katılımı "Kürt yurttaşlarla kontağı kaybetmemek kaygısından kaynaklanıyor olsa gerek. Oysa CHP'nin doğrudan Kürt yurttaşları muhatap alması, iktidarın DEM ile kurduğu ittifakın seçimlik olduğunu ve aynı zamanda ortak vatanımız, memleketimiz olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ayarlarına tecavüz unsuru olacağını izah etmesi daha yerinde olur diye düşünüyorum. Bu çerçevedeki ikircimli bir duruş şu sıra çok güven duyulan CHP'nin etrafında oluşan halede soru işaretleri oluşturabilir. CHP'nin bu konuda bir kuyumcu titizliği ile hareket etmesi önemlidir.
CHP'nin bu çerçevede anlatması gereken şudur bütün seçmenlere:
"Arka kapıda ABD, iktidara, 'sen Suriye'de SDG yönetimine (YPG-PYD'ye) ses çıkarma, iç kamuoyuna dönük çıkarıyormuş gibi yap sorun değil. Buna karşılık biz de -zaten içerde kalmamış olan- PKK'yı onurlu tasfiyeye ve silah bırakmaya ikna ederiz; sen de PKK'ya silahları bıraktırıp tasfiye eden adam olarak siyasi primini yersin' dedi ve iktidar da siyasi çıkarı için memleketin çıkarlarını bir kenara bıraktı. Hem de anayasada ifadesini bulan Türk kimliğini ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ayarlarını tartışmaya açtı!"
Hep söylerdim; "Türkiye’nin Kürt sorununu çözmesi için Milliyetçi-Ülkücü kesimin ikna olması gerekir." Şimdiki durumda ise "CHP'nin ikna edilmesi gerekir" demek gerekiyor herhalde. Türkiye'nin devleti kuran partisini, ona gönül verenleri Atatürk Türkiye'sinin izcilerini ikna etmeyen hiçbir 'süreç' başarıya ulaşamaz! Öteyandan, Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye'ye ilişkin resmi tezi "toprak birliği ve siyasi birlik" değil mi? Ankara, bu tezden vazgeçti de mi Pentagon'un SDG planına göz yumacak? Bu da ayrı bir soru...
PENTAGON'UN ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞI SENARYO
Pentagon Türkiye Masası, İsrail ve YPG-PYD-PKK ile neyin üzerinde çalışıyor dersiniz? İktidarın aklı buna yetmez ya da işbirliğine teşne olması gerekir ki örneğin 'Türk-Kürt-Arap' desin!
Emperyalizmin kısa, orta ve uzun vadedeki 'Kürt oyunu'nun kısa vade hedefi ana dilde eğitim, Kürtlerin ayrı bir ulus olarak kabulü ve 'ortak devlet anayasası' . Orta vadede sistem içinde federal, konfederal paylaşımlar. Uzun vade için sıkı durun; Suriye'nin üçte birindeki devletçiktlerde uyguladığı modeli Türkiye'nin tamamına teşmil ederek bütün Türkiye'yi yönetecek 'demokratik cumhuriyet'i oluşturmak. Yani, Pentagon, Kürtleri asli, yapıştırıcı unsur olarak organize edecek. Bunun için de zamanını kollayacak. PKK’nın sözde silah bırakıp feshi sadece bir ilk adım.
CUMHURİYET YIKICILIĞI PROJESİ!
Altını kalın çizgilerle çizeyim; MHP'nin de seçmenini ve tabanını kaybetme pahasına destek olduğu AK Parti /DEM-PKK projesi (süreç) "Cumhuriyeti yıkıcılığı" projesidir! TBMM'de kurulacak komisyon gerçekçi olmayan ve düşük bir iktidar tarafından sahiplenilen bu projeyi meşru ve anayasal-yasal kılmaz! Cumhuriyet yıkıcılığı projesi Atatürk Türkiye'sinin inanmış yurttaşlarının sert reaksiyonu ile karşılaşır. Bu reaksiyon sadece meydanlarla, sosyal medya ile sınırlı kalmaz. Seçmenin önüne gelecek ilk sandıkta da gürül gürül gösterir kendisini. Artık iki cepheye doğru gidiyor Türkiye; kökeni, inancı ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu yurttaşlarının "Atatürk Cumhuriyeti" cephesi ve "Cumhuriyeti yıkıcılığı" cephesi. Türkiye'mizin Kürt kökenli onurlu yurttaşlarının yıkıcılık cephesinde yer alacağını umanların nasıl hüsrana uğradığını da yaşayacak, göreceğiz.
1923 CUMHURİYETİNİN SİLKELEME ZAMANI
Şimdi, başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin silkeleme zamanı; silkeleyin Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkıcılığı projesinin bileşenlerini; silkeledikçe göreceksiniz Atatürk Türkiye'sine gönülden bağlı Kürtçe ve Arapça konuşan yurttaşlar da nasıl yanınızda saf tutuyor.