İstanbul
Açık
28°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
4.377,75 % -1,50
119.870,92 %0.8
Ara

İzmir: "Silkeleme"den itibar suikastine...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
İzmir: "Silkeleme"den itibar suikastine...

CHP'nin İstanbul’da yapacağı 100 Karası toplantısının şafağında İzmir'de verilen gözaltı kararları için emniyet harekete geçti!

Zaman ayarı 'mükemmel'! Merkezi çalışma 'kusursuz'!

AMAÇLANAN NE?

Olsun? Dikkatler İstanbul’daki önemli toplantıdan,  İmamoğlu'ndan İzmir'e çevrilsin!

Başka ne olsun? Kurultay iptal davasıyla CHP'nin içini karıştırma girişimine "ekler" yapılsın! Eh, nasılsa gözaltına alınan önceki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer,  kurultayda kaybeden Kılıçdaroğlu’nu destekleyen taraftaydı... Sanıldı ki Özel,  Soyer’e soğuk bakacak.  Bu hesap tutmadı,  Özel,  soluğu İzmir'de aldı ve Soyer’i de il başkanı Aslanoğlu'nu da kucakladı. Tıpkı İstanbul’daki,  Adana'daki mağdur yoldaşlarını kucakladığı gibi... Aslanoğlu da Soyer gibi il kongresinde de kurultayda da  Özel’in karşısındaydı. Òzel, kurultaydan sonra da Aslanoğlu ile çalışmayı sürdürdü. Kurultaya çeyrek kala,  Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ise 56 kişilik CHP İzmir Kurultay delegasyonu içinde Özel’in yanına giden, değişimi seçen ilk isim oldu. Soyer,  yanlış tarafta yer aldı, "değişim ama yerel seçimden sonra" dedi ve bedelini yerel seçimden sonra aday gösterilmeyerek ödedi. Aslında Kılıçdaroğlu da kazansa kurultayda,  Soyer’i aday göstermeyecekti. Bu da ayrı. Siyasetin nabzını tutmak önemli karar verirken, nerede duracağını belirlerken. 2019'da Dr. Tugay'ın Karşıyaka'dan talep açtığında adaylığının gerçekleşmesinde Soyer’in de katkısı olduğunu bizzat Dr. Tugay'ın açıklamalarından biliyorum. Fakat,  Soyer,  partinin verdiği kararı mutedil karşılamadı, kendisine 'haksızlık' yapıldığını düşündü ve 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde kampanyada kareye girmedi. Böylece,  Soyer ve Tugay arasında bir soğukluk oluştu. Hem halef-selef olarak hem de kurultaydaki duruş farklılığından. Bütün bunları neden anlatıyorum? İzmir'deki operasyondan murad,  bir bakıma CHP'nin içine fitne sokmak ya, amaç Soyer ile Tugay arasındaki soğukluğu, alçak tondaki gerilimi kavgaya dönüştürmek!

KAVGA ÇIKARMAK İÇİN BAYAĞI DEZENFORMASYON DEVREDE

Bunun için iktidar medyası ve maalesef CHP'nin içinde cirit atan bir yerel gazete İzmir'deki soruşturmanın Dr. Tugay'ın şikayetiyle açıldığı yalanını ortaya atıp dezenformasyona başvuruyor! Belge diye ileri sürülen yazışma açık; yürüyen bir soruşturma var,  buna istinaden belediyeden istenen evrakın verilmesi söz konusu. Hepsi bu. İki kamu kurumu arasındaki kaçınılmaz diyalog. Dezenformasyona başvuranlar akılları sıra sanki durduk yerde Dr. Tugay savcılığa suç duyurusu yapmış gibi bir hava estiriyorlar!

İZBETON VE KOOPERATİFLERİN NEREDEYSE ÖNÜNDEN GEÇEN GÖZALTINDA!

157 kişilik (birisi vefat etmiş) gözaltı ile öyle bir algı oluşturuluyor ki sanki bütün İzmir Büyükşehir'e bir operasyon var! Oysa,  konu tamamen önceki dönemdeki Izmir Büyükşehir'in IZBETON iştiraki üzerinden kooperatif modeliyle yürütülen kentsel dönüşüm faaliyeti. Buradan "kamu zararı" ortaya çıktığı iddiasıyla soruşturma açılmış. Zaten 2023 Temmuz’dan itibaren Mülkiye müfettişleri Soyer’in ifadesine başvurmuş. CHP il başkanı Aslanoğlu yargılanmış,  beraat almış (Aslanoğlu,  o süreçte henüz il başkanı değil,  sonradan oluyor). Soyer’in ifadesine göre mesele özetle şu: Kentsel dönüşüm konusuna müteahhitler ekonomik koşullar yüzünden girmeyince vatandaşın sorununu çözmek için bu formülü geliştirdik; kooperatifler üzerinden, IZBETON'u araçsallaştırarak kentsel dönüşümü hareketlendirmek istedik. Zaman zaman inşaatlarda sıkıntı oldu ama onları da kendimiz fark eder etmez düzelttik. Bütün amacımız vatandaşın kentsel dönüşüm arzusunu yerine getirmekti.

IZBETON ve kooperatiflerin adeta önünden geçenler için bile gözaltı kararı verilmesi çok ilginç! Odacı bile varmış gözaltına alınanlar içinde! Geçen dönemin İzBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten bile var! Gözaltı kararı verilen bir çalışan meğer vefat etmiş (Zaman ayarı buradan da belli oluyor)! Demek ki dosya çekmecede duruyor,  zamanı gelince gelsin şafak vakti gözaltılar! 156 kişinin içinde gizli tanık, düzmece itirafçı aranacak mi İstanbul’daki gibi,  bekleyip göreceğiz. O kadar sayıda gözaltı olunca ister istemez kuşkulanıyorsunuz.

TUTUKSUZ YARGILAMA ESASTIR

Bu yazıyı kaleme aldığım perşembe (dün) öğle vakti ve öğleden sonra ifadeler sürüyordu. Soyer ve Aslanoğlu'nun ifadeleri de muhtemelen alınmış olabilir. Ancak onların ifadelerinin önceden verdikleri ifadelerden farklı olacağını hiç sanmıyorum. Gazete yönetimi yazılarımızı bir gün önce istiyor ve o yüzden ifadelerin tamamlanmasının ardından savcının ne talep edeceğini, hakimlerin kararının ne olacağını muhtemelen yarın,  yani yazının yayınlandığı gün göreceğiz. Tabii olağan yargı koşullarında yargılamanın tutuksuz olması beklenir. Ancak ne kadar 'olağan' yargı koşullarındayız,  o da malum! Karar vericiler inşallah Aziz Kocaoğlu ve bürokratlarının İzmir'de 379 yılla fakat tutuksuz yargılanıp sonunda beraat ettiğini akılda tutarlar. Sonunda beraat edecek insanları içerde tutmak,  peşin olarak adeta cezalandırmak,  bir tedbir olan tutukluluğu cezaya dönüştürmek vicdan sahibi ve hukukun gereğini önde tutan savcı ve hakimlerin yapacağı birşey değil.

İZMİR’DEN İKTİDARA EKMEK ÇIKMAZ!

Son paragrafım da şu olsun; oyunu sahneye koyanlar avucunu yalar; Özel,  CHP İzmir’de oluşturulmak istenen kavga yerine yoldaşlık hukukunu ikame eder. İl başkanı, milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı, ilçe başkanları, ilçe belediye başkanları; hepsi bir büyük orkestranın unsurları gibi. Önceki milletvekili,  belediye başkanı, örgüt yöneticileri de bu büyük orkestranın fahri unsurları gibidir.  Rekabet olabilir bu unsurların arasında,  ama sadece olgun bir rekabet. Esas, yoldaşça dayanışma içinde birlikte çalışmaktır. Soğukluk, alçak tonda da olsa gerilim ve daha ötesi CHP'ye göre değil. Evet,  iktidar boşuna heveskar olmasın; İzmir'den iktidara ne zaman ekmek çıktı ki şimdi de çıksın? 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *