İstanbul
Parçalı az bulutlu
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,7926 %0,51
47,7498 %0,57
4.396,96 % 0,28
119.324,97 %0.265
Ara

“İran halkı Pehlevi’yi istiyor”

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
“İran halkı Pehlevi’yi istiyor”

Rastlantı bu kadar olur. Geçen akşam bir arkadaş toplantısında karşılaştığım kişiden neler dinledim, neler... Bu kişi İranlı bir Azeriydi. Oniki yıldır Türkiye’de yaşıyormuş. Yaşı 35. Burada iş kurmuş. Ailesi Tahran’daymış. Arada bir ailesini görmeye Tahran’a gidiyormuş.

Güvenliği amacıyla bu kişinin ismini vermek istemiyorum. Anlattıkları çok ilginçti. “İran’da artık halkın dini baskılardan bunaldığı ve mollalar rejiminden bir şekilde kurtulmak istediği haberleri çok yaygın. Mollalar rejimi devrilebilir mi?” soruma şu cevabı verdi:

“Molla rejimi 46 yıldır İran’da akla hayale gelmeyecek baskılar uyguladı; din adına bulaşığı yolsuzluklar inanılmaz boyutlarda. İranlılar bıktı, usandı. Hele kadınlar... Rejim şu anda devrilmez. Çünkü halk her ne kadar mollalardan nefret etse de İsrail’in saldırılarından sonra yabancı bir gücün gelip kendilerini yönetmesini asla istemez.

“İsrail’le savaş bitsin. Sonrasında mutlaka iç dinamikler harekete geçecektir.”

Peki, rejim devrildiğinde halk,  eski Şah Rıza Pehlevi’nin oğlu Veliaht Prens Rıza Pehlevi’nin geri dönüp İran’a lider olmasını ister mi, soruma da cevap şöyle:

“Pehlevi’nin halktaki desteği yüzde 60’dan fazladır. Artık bu mollalar gitsin, yeni bir rejimde Pehlevi dönsün düşüncesi çok yaygın. “

Mollalar galiba kadınların üstündeki sert baskılardan vaz geçtiler, tespitim şu cümlelerle destekleniyor:

“Bugün Tahran sokakları akıl almaz modern görünümlü kadınlarla kaynıyor. O kadınların kılık kıyafetleri, dekolte giysileri inanın İstanbul’da yok. Bir de estetik ameliyata, estetik dermatoloji işlemleri yaptırmaya çok meraklılar. Makyaj deseniz, hepsi sanki birer foto model.

”Mollalar kadınların yıllarca süren isyanlarına sonunda boyun eğdiler. Artık kılık kıyafetlerine karışan yok. Ahlak polisi de sinmiş görünüyor.”

Anlaşılan İran’da erkek nüfustan çok kadınların etkili olmalarıyla mollalar bulundukları zirveden bir gün alaşağı edilecekler. İlginçtir, 1979 Şubat darbesi öncesinde Şah’ın devrilmesinde “çarşı” yani halkın ekonomisi ve kadınların örtünme hakkı etkili olmuştu. Nereden nereye... Şimdi kadınlar açılmak istiyor ve canlarını vere vere de mollalara bu haklarını dayatıyor. Anlaşılan İran’ı sonunda akılları başlarına gelen kadınlar kurtaracak.

Bir de son soru: “Duyduğum kadarıyla İran’ın şehirlerinde torbacıların sattıkları uyuşturucu maddeler yaygın kullanılıyormuş.İçki satışı nasıl?”

Yanıt:” Uyuşturucu var tabii. İçki yasak olsa da evlerde, kapalı alanlarda istediğiniz kadar içilebiliyor. Herkes herkese içki sağlıyor.”

Siyasal İslam’ın ikiyüzlülüğüne bakar mısınız? Uyuşturucuyu sat, gençleri zehirle. Hiç önemli değil. İçkiye gelince, ortada görünmeden çatlayınyacaya kadar iç. Ben onu sana karaborsadan fahiş fiyatla satarım; cebime atacağım paraya bakarım. Bakınız bizde alkollü içkilere sürekli yapılan ötv zamları ve okulların önünde ecstasy, coptagon  hapı satan torbacılar...

TACO VE İSRAİL

Öte yandan Amerikan halkı kaçık Başkan Donald Trump’la açıktan açığa alay etmeye başladı. Halk arasında Trump’ın adı TACO’ya çıktı.  Trump Always Chikens Out yani, Trump her seferinde korkup kaçar, cümlesindeki İngilizce sözcüklerin baş harflerinden oluşan bir lakap. Haksız da değiller.

Geçenlerdeki  basın toplantısında bir gazeteci Trump’a yeni lakabıyle ilgili ne düşündüğünü sorunca şu yanıtı aldı:

“Ben mi korkup kaçıyormuşum? Bunu ilk defa duydum. Korkup kaçmak ve ben, öyle mi? Haydi oradan!”

Trump seçim kampanyasını ABD’yi büyütmek, dış askeri müdahalelere son vermek ve Ukrayna savaşını hemen bitirmek vaadleri üstüne kurmuştu. Ne oldu? Seçilir seçilmez her tarafa bulaşmaya, Grönland’a, Kanada’ya el koymaya, Meksika Körfesi’nin adını Amerikan Körfezi olarak değiştirmeye, pek çok ülkeye akıl almaz yükseklikte gümrük vergileri uygulamaya kalkıştı. Sert kayalara çarpınca geri adım attı. İçeride olmadık düzenlemeler yapmaya yeltendi. Bu sefer de ABD yargısının kararlarını karşısında buldu. Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasının üstünden altı aydan fazla zaman geçti. Ukrayna savaşı sürüyor. Bu arada, eskiden sıkı fıkı dost olan Trump’la Rusya Lideri Putin’in arasına kara kedi girmiş görünüyor.

Bu yakınlarda çekilen bir videoda siyasilerin ve halktan bazı insanların Trump Yönetimi’ne tepkileri yer alıyor. Bu kişiler, ABD’nin İsrail’i neden böylesine desteklediğini, Amerikan halkının bir kısmı açlıktan kıvranır, sokaklarda yatarken İsrail’in savaşına neden milyarlaca dolar harcandığını sorguluyor. Videodaki şu cümle de çok dikkat çekici:

“ABD’yi Yahudi lobisi mi yönetiyor?”

Öte yandan Trump, İsrail’le İran arasında ilan edildiği söylenen ateşkes anlaşmasının iki tarafça da ihlal edildiği haberleri üstüne, şöyle sunturlu bir küfür savurdu:

“Karşımızda uzun zamandır birbiriyle savaşan iki ülke var. Bunlar öylesine birbirleriyle didişiyorlar ki ne s..ime bu haltı ettiklerinin farkında değiller.”

Trump’ın kaçık, güçsüzleri ezmeye çalışan ama karşısında gücü görünce korkup kaçan bir kişilik olduğunu biliyorduk da  son söyledikleriyle ününe bir de ağır küfürbazlık  eklendi.  Şimdilik ABD-İsrail-İran üçgeninde durum bu. Bir not daha. Tanıdık geldi mi?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *