İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5359 %0.07
49,6539 %0.06
5.778,15 % 0,44
92.077,40 %-1.249
Ara

CHP’ye tarihindeki dördüncü büyük kumpas!

YAYINLAMA:
CHP’ye tarihindeki dördüncü büyük kumpas!

İktidar, iyice araçsallaştırdığı yargı marifetiyle sadece CHP’nin cumhurbaşkanı adayını kıskaç altına alıp aday olup olamayacağı bile belli olmayan cari cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına kimin çıkıp çıkmayacağına hükmetmek istemekle kalmıyor… Aynı zamanda CHP’deki değişimi sağlayarak 47 yıl sonra birinci parti olmasını sağlayan özneyi de tasfiye etmek istiyor! 4-5 Kasım 2023 38. Olağan Kurultayı, ardından gelen 31 Mart 2024 yerel seçim zaferi; İmamoğlu-Özel ittifakının elde ettiği sonuçlar 13 yıllık “Erdoğan-Kılıçdaroğlu suni dengesi”ni bozdu. Bu tablo, iktidarın sinirlerini de iyice bozdu. Ne güzel, 22 yıldır tıkır tıkır giden süreç bir anda sarsıldı ve yolun sonu gözüktü çünkü!

İKTİDARIN OYUN PLANI İÇİNDE OYUN ARAYIŞLARI

Şimdi bütün dert dava, CHP’yi iğdiş etmek, üzerinde tepinmek, giderek bölmek… AK Parti iktidarının kafasında “eski Türkiye”nin yegane unsuru, kurucusu CHP’yi kapatarak “yeni Türkiye”nin önünü iyice açmak fikri palazalanıp devletle bütünleştiği anlardan itibaren vardı; kalemşörleri, televizyon bülbülleri, sosyal medya trolleri bunun için ortamı ısıtmaya çok çalıştılar. Sökmedi. Bu defa kayyım atayabilir miyiz diye baktılar. 38. Olağan Kurultay’la ilgili davayı gündeme getirip yetkisiz mahkemelerden “mutlak butlan” kararı peşine düştüler. CHP’nin 7. Genel Başkanını da erketeye yatacak bir zemin oluşturdular (Zaten 7. Genel Başkan 38. Olağan Kurultay’dan hemen sonra adeta ikinci bir adeta paralel “genel başkan makamı” oluşturdu Ankara’da. Kurultayda kaybetmeyi bir türlü içine sindiremedi)!

İKİTDARIN AMACI, CHP’Yİ İKTİDARI TAŞIYACAK DEĞİŞİM SÜRECİNİ SABOTE ETMEK

Bütün mesele, CHP’nin kurultayı ile ilgili açılan davanın özü şu: “Nasıl yaparız da CHP’yi değişimi sağlayan ve sıçrama yaptıran, ilk seçimde iktidarı elimizden alacak gözüken İmamoğlu-Özel ittifakının elinden alıp yeniden mümkünse 7. genel başkanın eline mührü veririz!..” (7. genel başkan da buna sıcak baktığını “partiyi kayyıma bırakmam” diyerek ifade ediyor!

Bir partinin eski-önceki genel başkanının yüzde 22’lerde bıraktığı partisini yüzde 38’lere çıkaranları alkışlaması, arkasından durması beklenirdi. Etrafında pervane olanların da “Ne yapıyorsunuz, böyle olmaz,” demesi gerekirdi. O basiret o cenahta yok zahar. CHP’ye iktidarın kurduğu kumpasla açılacak kapılar o kapıdan girenleri rezil, rüsva eder.

CHP’Yİ KAPATMA GİRİŞİMLERİ

Filmi geriye saralım… Türkiye Cumhuriyeti’ni kurucu ayarlarından saptırmak isteyenler, Büyük Atatürk’ün yolundan çekip almak isteyenler karşısında CHP’yi hep engel olarak gördü. 1)1960 öncesinde DP iktidarı TBMM’de kurduğu ve yargı yetkisiyle donattığı tahkikat komisyonu marifetiyle hem de “İkinci Adam”, Garp Cephesi Komutanı, Lozan Kahramanı, önceki başbakan, cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nin genel başkan olduğu CHP’yi kapatmaya yeltendi! 2)12 Mart Muhtırası akabinde Ziverbey’deki MİT işkence köşkünde Amerikancı-faşist orgeneral kliğinin yönetimindeki işkenceli sorgularda Bülent Ecevit ve CHP’libirçok parlamenter hakkında aleyhinde alınan düzmece ifadeler dayanak yapılarak CHP kapatılacak, yüzlerce milletvekili ve senatör tutuklanacaktı! 1973 sonbaharında yapılan genel seçimlerde CHP’nin birinci parti çıkmasıyla bu oyun bozuldu. 3)Amerikancı-faşist 12 darbesiyle CHP kapatıldı nihayet! Altı Ok etrafında toplananlar Ecevit’in CHP’den istifas ve DSP’yi kurmasıyla bölündü. SHP de vardı. 1992’de, uzun süre sonra CHP yeniden açıldı.  Bazılarının hevesi kursağında kaldı. Bir süre sonra da SHP-CHP birleşti ama CHP-DSP bölünmesi merkez solu etsizleştirdi.

VE BUGÜNLER…

Bugüne dönersek… İktidar CHP’nin başına çorap örüp kapatamayacağını görüyor, buna gücünün yetmeyeceğini idrak etmiş gözüküyor… Gelsin o zaman yargısal süreçler… CHP’yi yeniden yüzde 22’lere çakalım… Hatta becerebilirsek bölelim… Tadından yenmez!

Yargısal süreçler, medyadaki dezenformasyonlar ister istemez ortaya kuklaları, piyonları, işbirlikçileri de çıkarıyor. Sahne ‘zenginleşiyor’! İktidar göz göre göre CHP’nin iç işleyişine müdahale ediyor!

Bu oyunu bozmak yerine, oyuna başrolden kıç role kadar eklemelenenlere yazıklar olsun! Ateşin içinden geçerek kurulan ve çökmüş bir imparatorluğu Kurtuluş’un ardından ulus devlete dönüştüren CHP, yüzyılı aşan tarihindeki dördüncü büyük saldırıyla karşı karşıyadır ve acı olan bu saldırının Atatürk Türkiyesi’ni de hedef almasıdır. İktidar 19 Mart darbesini pekiştirecek şekilde 400 milletvekili bulup DEM’i de Cumhur İttifakı’na almış olarak anayasayı halk desteği olmamasına karşın Erdoğan-Bahçeli-Öcalan eliyle değiştirmek istiyor! Seçmen desteği yüzde 30’un altına inen, İmamoğlu’na yapılanları AK Parti seçmeninin yüzde 30’unun, MHP seçmeninin yüzde 45’inin benimsemediği bir iktidarın anayasa yapma yetkisi yoktur! O anayasa geçersizdir! O yüzden CHP’ye dönük iktidar kumpasından sonuç umanların bir daha, bir daha düşünmeleri, büyük bir vebalden kendilerini kurtarmaları gerek. CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın, parti yönetiminin meşruiyetinin şu veya bu şekilde CHP’li az da olsa bir kesim tarafından ve özellikle de 7. genel başkan tarafından ‘kuşkulu’ görülmesi çok sorunlu bir tablodur. İktidar bu kesimi bir ‘oyuna’ davet ediyor. Onlar bu oyunu bozan tarafta yer almalı, safını bu doğrultuda seçmelidir.

30 Haziran Pazartesi günkü duruşmada da bir karar çıkmayacak kurultay davasıyla ilgili. Zaten bu dava sonuç odaklı değil, süreç odaklı Özel’in de dediği gibi. Amaç, CHP’yi hırpalamak, mümkünse bölme iklimi yaratmak. Hoş, bölünmez de, ‘bölünmüş’ gibi bir iklim oluşturmak…

MUTLAK BUTLAN KOŞULLARI VE UNSURLARI YOK

Mutlak butlan kararına gerekçe olacak koşullar ve unsurlar ortada yok. CHP delegesi aldığı yetkiyle usulüne uygun şekilde oy vermiş. Kime oy verdiği kapalı bir zarfta oy sandığına atılmış. Mahkeme buna karışmaz. Öte yandan,”şaibe” hukuken bir anlam taşımıyor. Herhangi bir karara gerekçe oluşturamaz. Hadi diyelim ki hukuken bir karşılığı olmasa da 38. Olağan Kurultay’da ‘şaibe’ var. Nasıl bir ‘şaibe’ ise genel başkanlık seçimi ikinci tura kalıyor! Peki, 18 oy farkın olduğu ilk turda o salonda ne oluyor da ikinci turda fark iki yüzü geçiyor? İki tur arasında herkesin gözünün önünde de delegelere bir şey mi verildi? Dahası, 6 Nisan 2025’teki 21. Olağanüstü Kurultay’da aynı delege oy kullandı ve bu kez neredeyse oylamaya katılanların tamamına yakınının oylarıyla seçilen Özel’e İnönü döneminden bu yana ilk kez firesiz bir PM sundu. YSK da bu kurultayı tescil etti.

İktidar, çok açıktır ki davadan hukuki bir sonuç alamayacağını bilse de sürecin yıpratıcı etkisine oynuyor! Ülkenin onca sorunu varken, kapımıza kadar bir savaş gelip dayanmışken memleket abesle iştigal “mutlak butlan” üzerinde konuşuyor. Çünkü, iktidar öyle istiyor!

Diyelim ki hukuk hiçe sayıldı, eşkem köşkem, CHP 38. Olağan Kurultayı iptal edildi. İster kayyım ister kim gelirse gelsin CHP’yi 45 gün içinde kurultaya götürmek durumunda ve yine mevcut delegelerle yapılacak kurultay. O kurultayda da İmamoğlu ve Özel ne derse o olacak. Çünkü, oy kullanacak delege kumpasın parçası olmaz! Kim CHP’yi yüzde 22’den 38’e çıkarmışsa kıymetini bilir ve ona oy verir. Hele CHP’ye dönük kumpas kuran bir iktidarın aparatı olmaya meyletmiş kimselerin yüzüne bile bakmaz, “Alah akıl fikir versin, vicdan versin” der geçer.

ÖZEL, CHP’NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI İMAMOĞLU’NA UZAKTAN BAKACAKMIŞ!

CHP’nin 7. genel başkanı iktidarın borazanı ve özellikle son dönemde CHP’nin içini karıştırmaya dönük yayınlarla dikkat çeken TGRT’ye konuşup “kayyıma mı bırakayım?” diyor! Sosyal medyada birçok gerçek isim onun fotoğrafını “geliyor gelmekte olan” sloganıyla paylaşıyor! Akla ziyan hareketler bunlar, yazık, çok yazık. 7. genel başkan bir de İzmir’deki Kocaoğlu’na yönelik dava sürecindeki duruşuna gönderme yaparak Özel’e de İmmaoğlu’na yönelik davada aynı duruşu, yani, “uzaktan izlemeyi” önermiş! Birincisi, Kocaoğlu, o süreçte çok sıkıntı yaşadı, oldukça yalnız bırakıldı ve bundan da yakındı. Açıklamaları ortada… İkincisi, elmayla armutu karıştırmamak lazım; tabii ki Kocaoğlu da kıymetli bir figür CHP için; ancak İmamoğlu sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil, aynı zamanda CHP’nin resmi cumhurbaşkanı adayı. Üstelik dokuz ayrı kamuoyu araştırma kuruluşunun anketlerinin ortalamasına bakılırsa Erdoğan’a yüzde 15 civarında fark atıyor; yani İmamoğlu “müstakbel Cumhurbaşkanı”. Anlaşıldı mı?

EMİNAĞAOĞLU’NUN DEDİĞİ

Bu bahse, yani 30 Haziran’da görülecek dava kapsamındaki konuya son noktayı değerli hukukçu Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun sosyal medyada yaptığı paylaşımla, hukuki bağlamda koymak istiyorum. Hukuki açıdan olası gelişmeleri beş maddede şöyle değerlendiriyor Eminağaoğlu:

“1)Mutlak butlan nedenleri suç oluşturuyorsa, o eylemin gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden açılmış olan ceza davasındaki ifadelerle yetinilemez, ceza davasının sonucu da beklenilmeli.

2)Kılıçdaroğlu, hukuk davasının davacısı değil. Davacısı gibi hareket edemez.

3)Hukuk davasında 30 Haziran’daki duruşma ertelenir.

4)Butlan kararı verilince eski yönetim kendiliğinden partinin başına GEÇEMEZ. Hukuk davası davacılar lehine sonuçlansa bile, o kararın uygulanması istinaf ve temyiz sürecinden geçip KESİNLEŞİNCE olanaklı.

5)Butlan halinde, tedbir/kayyım hali ve sayısı, tamamen mahkemenin TAKDİRİNDE.  Bu kişiler, önceki yönetimden olamaz. Çünkü bu durum, kararın kesinleşmesinin beklenmeyerek, yasaya aykırı olarak tedbir/kayyım kararı anlamına gelir. Mahkemece görevlendirme halinde bu kişiler, CHP'li başka kişiler olabilir.”

XXX

Eminağaoğlu’na da, kendime de tek şerhim var: Anayasa Mahkemesi’nin bile iktidarca ‘takılmadığı’, hakimlerin coğrafya teminatının çiğnendiği, 7 yıl avukatlık yapan önüne gelen AK Partili belde, ilçe, il yöneticisinin ‘adalet dağıttığı’ Türkiye’mizde herşey olabilir! Çünkü olağan süreçlerden geçmiyor Türkiye; adı üzerinde “19 Mart darbesi” günlerindeyiz… Türkiye’yi düşünmeyen, hukuk ve demokrasiyi umursamayan, meşru yollar tükense de kendi iktidarından başka bir şeyi görmek istemeyen çılgın bir yönetimle karşı karşıyayız!

Çok şükür, 30 Haziran’da 81 CHP il başkanı da Ankara’da, CHP Genel Merkezi’nde olacak. Bilmem, anlatabiliyor muyum?

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 5 ay önce
AKP Osmanlı Tarihini, Türk Kurtuluş Tarihini ve Türk Siyasi Tarihini,Hatta Almanya hatta tüm Avrupa terihlerini okuyup inceleyip ,işine yarayabilecek hususları uygulayan bir Parti.......Aydınlara yapılanlar,sürgün cezaevleri,gazete kapatma vb Şantaj tehdit din sömürüsü.....Algı operasyonları,yalanlar,hileler.......100 yıllık CHP olmak değil mesele...Tepeden alta kadar nitelikli kadrolarla yonetilemiyoruz....CHP tarihindeki en büyük fırsat bu oysa.......Tehlikenin farkında olmayanlar.
BEĞENME
0
CEVAPLA
Z
Ziyaretçi 4 ay önce
Bir hayli mühim bir konu olan ve dikkatimi çeken "Kumpas" içerikli yazına nâçizâne bir yorum getirip göndermiştim bir süre bekleyen yorumum burada görünmüyor. Takdir edersindir ki şaşkın ve üzgünüm. İyi günler.!!
BEĞENME
0
CEVAPLA