İstanbul'daki masa ve Trump'tan Rusya ve Ukrayna'nın barışı için ateşkes önerisi
Rusya Federasyonu ve Ukrayna, üç yıl sonra nihayet İstanbul’da bir araya geldi. Ancak oldukça 'şişirme' bir prezantasyona karşın dağ fare doğurdu ve zaten böyle olacağı da belliydi, başka türlü olamazdı. Öyle ki medyada Trump ve Putin'in bile İstanbul’a gelebileceği günlerce gündemde kaldı. Bunun kesinlikle olmayacağını geçen hafta çarşamba akşamı MK Haber TV'deki Yakın Plan'da anlattım. Nitekim gelmediler.
EN ÜST DÜZEYDE BİR ARAYA FİNALDE GELİNİR
Devlet başkanları, ortada bir savaş veya önemli anlaşmazlık, veyahut başka önemli bir gelişmeye ilişkin görüşmelere başlangıçta katılmaz. Hele savaş-barış görüşmeleri söz konusu ise önce istihbarat ve askeriye temas eder. Sonra da diplomasi devreye girer ancak alt düzeyde. Giderek diplomatik temas düzeyi yükselir ve bir noktada siyasi erkler bir araya gelir ama yine bakan yardımcısı, bakan düzeyinde. Artık son noktada devlet veya hükümet başkanları bir araya gelir ve imzalar atılır.
İstanbul’da Hakan Fidan ve Amerikan mevkidaşı ile Ukrayna Milli Savunma Bakanı bir araya gelse de Rusya Federasyonu-Ukrayna görüşmeleri ikinci-üçüncü derecedeki aktörlerin katılımı ile gerçekleştirildi. Rusya Federasyonu adına Dışişleri Bakanı Lavrov bile gelmedi İstanbul’a, heyet başkanlığını Putin'in müşaviri Medinsky yaptı. Zelensky'nin Ankara'ya gelişi kuşkusuz diplomatik bir adımdı, demek istediği bu adımla, "Ben geldim, diğer taraf, yani Putin nerede?" Ancak kanımca bu da ucuz bir gösteriydi.
İKİ TARAFIN TALEPLERİ
Peki tarafların talepleri neydi? Rusya Federasyonu'nun talepleri şunlardı:
-2022 İstanbul taslağının müzakere temeli olarak kabul edilmesi.
-İlhak ettiği Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson'dan Ukrayna'nın çekilmesi.
-Ukrayna’nın tarafsız, bağlantısız, nükleersiz ve silahsız bir ülke olması.
-Kırım ve diğer ilhak edilen bölgelerin Rusya toprağı olarak tanınması.
-Avrasya güvenlik sistemi kurulması.
Ukrayna'daki talepleri de şunlardı:
-Ülke sınırlarının ve egemenliğinin tamamen tanınması.
-NATO üyeliği veya benzeri güvenlik garantileri.
-Kırım ve işgal altındaki tüm bölgelerin iadesi.
-Avrupa barış gücü konuşlandırılması.
-ABD ve Avrupa’dan ekonomik ve askeri destek.
Görüldüğü gibi iki tarafın talepleri yüz seksen derece, yani taban tabana zıt. Rusya, işgal ettiği Ukrayna topraklarını ve yerleşim birimlerinin ilhakını ve bunun Ukrayna tarafından kabulünü; ayrıca Ukrayna'nın Batı ile ilişkisini kesip rotasını kendisine çevirmesini isterken Ukrayna da Rusya Federasyonu'nun işgal ettiği topraklardan çekilmesini, Rusya tehdidine karşı NATO üyeliğini ve başka Batılı güvenlik garantilerini talep ediyor.
İLK ETAPTA ELLER YÜKSEK AÇILIR
Anlaşmazlıklara ilişkin görüşmelerde taraflar başta ellerini en yüksekten açarlar. Bu normaldir. Giderek gerçekçi ve iki tarafı da tatmin edecek bir sonuca ilerlerken elini karşılıklı olarak indirirler. Taleplere bakıldığında, zaten en başa dönmek istediği görülüyor iki tarafın da. Bir fark, Rusya Federasyonu'nun işgal ettiği toprakların Ukrayna'nın yaklaşık beşte birine ulaşması.
SAHİ, SAVAŞ NEDEN ÇIKMIŞTI?
Savaşın neden çıktığını hatırlayalım; Ukrayna, NATO'ya girmek, Batı'ya yelken açmak ve Rusya'nın etkisinden çıkmak, tehdidinden uzaklaşmak istiyordu. Bu, Rusya'nın hiç razı olmayacağı bir yönelimdi. Ukrayna'ya savaş açması ABD ve NATO'ya yaradı; 2. Dünya Savaşı sonrasında tarafsız kalan İsveç ve Finlandiya NATO'ya katıldı. Bu, Ukrayna-Rusya savaşının ilk önemli sonucu oldu. Üstelik NATO üyesi olmasına karşın Rusya Federasyonu ile de dengede olan Ankara, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımının önünü açtı. Malum, NATO'da kararlar oydaşma ile alınıyor ve yeni bir üyenin katılması veya reddi için bir üyenin vetosu yetiyor.
Demek istediğim, iki tarafın anlaşması için NATO'nun ve Batı'nın 'patronu' ABD ile Rusya'nın anlaşması gerekiyor. Son dönemdeki Trump-Putin paslaşması bunun mümkün olabileceğini hissettiriyor.
İLK ÖNEMLİ ADIM KALICI ATEŞKES OLABİLİR
İstanbul’daki diyaloğa, masaya dönersek... Taraflar esir takasında anlaşmış... Eller inmiş haliyle... Giderek atılan gerçekçi ve küçük adımlarla masa dağılmadan görüşmelerin süreceği öngörülebilir. Belki kalıcı bir ateşkes de sağlanabilir yakında (Trump’ın dünkü açıklaması da bu doğrultuda ve ateşkes için Putin ve Zelensky ile temas kuracağını belirtti). Finale gelişirse İstanbul’daki masa, bakalım ortaya nasıl bir anlaşma metni çıkacak? Ortada çetin, zor bir denklem var. Kestirmek hakikaten zor. Sadece şunu söylemek mümkün belki; Vaşington-Moskova ilişkileri bir tür zorunlu gevşek işbirliğine evrilirse Ukrayna ve Rusya Federasyonu da bir orta noktada buluşabilir.