Hamas masum insanların canını nasıl aldı?

İsrail’deki müzik festivali nasıl katliama dönüştü?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
İsrail’deki müzik festivali nasıl katliama dönüştü?
Abone ol
Terör örgütü olarak nitelendirilen Hamas iki gün önce İsrail’e düzenlediği operasyonla yüzlerce masum insanı katletti. Katliam nasıl başladı? Neler yaşandı? İçeriğimizde…

Muhalif Özel - Oğuz Büber

İlk roketler şafaktan hemen önce ateşlenmişti.

Roketler, gece boyu dans eden binlerce kişinin üzerinden gökyüzünde kavis çizerek ilerledi. 

Başlangıçta festivaldeki yüksek müzik sesinden dolayı patlamaların sesi fark edilmemişti.

Bir kesim ise Gazze’den gelen roketlere alışıktı ve bu yüzden umursamamıştı.

Hatta bu umursamazlığın kayıtlı bir örneği de vardı.

Festivale arkadaşlarıyla grup olarak katılan 27 yaşındaki Millet Ben Haim, saldırıdan yalnızca birkaç dakika önce arkadaşıyla birlikte verdiği pozda “Siren ve roket sesleri duyduk, tonlarca roket” yazısını da yer verdiği bir paylaşımda bulunmuştu.

Ardından müzik sesi durmuştu…

Çadırlı bölgelerden ve eğlence alanlarının hoparlörlerinden bir ses yükselmişti:

“Arkadaşlar kırmızı alarma geçtik!” diyerek tekrar tekrar anons geçilmişti.

Bu kriz anında herkesin tepkisi farklı olmuştu…

Aceleyle oradan ayrılmak isteyen ve koşmaya başlayanlar olduğu gibi; birçok kişi de aydınlanan gökyüzündeki roket parıltılarını görmek için geriye bakıyordu.

Kafaları oldukça karışıktı.

Ve silah sesleri duyulma başlandı…

Ben Haim, “Koşmaya başladık, nereye gideceğimizi bilmiyorduk; kimse ne ye yapacağını bilmiyordu” diyor.

Kibbutz Reim yakınlarında gerçekleşen Tribe of Nova Trans Müzik Festivali’ne cumartesi sabahı gerçekleştirilen bu saldırı terörist grup Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarının da ilkiydi.

Militanlar konser alanını aşarak kalabalığa ateş açmış ayrıca çok sayıda kişiyi yakalayarak rehin almışlardı.

Festivale gidenlerin anlattıklarına göre; Hamas örgütüne mensup teröristler ellerinde silahlarla kaçış yollarını kapamış, kaçan arabalara pusu kurmuş ve kaçıracak insanlar bulmak için bölgeyi taramışlardı.

İsrail’in gönüllü acil müdahale grubu ZAKA’ya göre, Pazar günü konser alanından çıkan ceset sayısı en az 260’dı. Ülke genelinde ise en az 700 kişi yaşamını yitirdi.

İsrail Savunma Kuvvetleri’nin açıklamasına göre onlarca hatta yüzlerce kişi hala kayıp. İsrail medyasına göre bu rakam 100’ü geçiyor.

Hamas ise rehinelerin Gazze’de tünellerde ve farklı güvenli yerlerde tutulduğunu belirtiyor. Aralarından kaçının ise festivalden ele geçirilen kişiler olduğu bilinmiyor.

Pazar günü; vahşetin yaşandığı yerde, terk edilmiş araçların yanına büyük bir soğutmalı kamyon getiren İsrailli askerler cesetleri bu araca koydular.

Alanda canhıraş bir şekilde sevdiklerini arayan festivale katılanların yakınları, teröristlerin saldırdıkları etkinlikte binden fazla kişinin olduğunu söylüyorlardı. Festivalden canlı olarak kurtulan kişiler ise gerçek rakamın 3-4 bin arasında olduğunu tahmin ediyorlar.

Festivale gerçekleştirilen saldırıyla ilgili garip bir bilgi de mevcut.

Cuma günü saat 22.00’de etkinliğin başlamasına yalnızca birkaç saat kala katılımcılara bile festivalin nerede olacağı henüz söylenmemişti.

Bilet alacak olanlara başlangıçta şöyle deniliyordu:

“Etkinlik, Tel Aviv’in yaklaşık bir buçuk saat güneyinde, ağaçlarla dolu, güzelliğiyle başınızı döndürecek ve tamamen rahatınız için düzenlenmiş güçlü bir doğal bölgede olacaktır.”

Festival, İsrail’i Gazze Şeridi’nden ve onun yaklaşık iki milyon sakininden ayıran çitin sadece üç mil uzağında gerçekleşti.

Katılımcılara festival alanına ateşli silah veya keskin nesneler getirmemeleri de söylendi.

Yani festivale gideceklerin bile kısa süre önce öğrendikleri etkinliğin yerini HAMAS’ın bilmesi ya da öğrendikleri anda hızlı aksiyon almaları şaşırtıcıydı. Aynı, İsrail’in savunma sisteminin gelen roketlere karşı neden çalışmadığı gibi bir soruyu getiriyordu akıllara. Demir Kubbe hava savunma sistemi Filistin roketlerine geçit vermesiyle de oldukça eleştirildi.


Saldırı başladığında yorgun ve savunmasız halde olan katılımcılar, çok az saklanma olanağına sahip oldukları geniş bir alanda mahsur kalmışlardı.

Ben Haim, militanların yaya olarak kendilerine yaklaştıklarını uzaktan fark etmişti. O anları, “Çok bitik halde olan bir arkadaşımdan arabanın anahtarlarını aldım ve mümkün olduğunca çok kişiyi arabaya bindirip deli gibi sürmeye başladım.” diyerek anlatıyor ve ekliyor: “Geride kalan insanların çoğu ya kaçırıldı ya da öldürüldü.”

Yollarda arabalara ateş açıldığını ve istisnasız her yerde silahlı kişilerin olduğunu söylüyordu.

Sonrasında Ben Haim ve arkadaşları arabalardan atlayıp tarlalarda koştuklarını söylüyorlar:

“Nereye koşsak daha fazla insan bize ateş ediyordu. Kaçmak için iki saat boyunca koştuk. Çalıların arasında sürünmeye başladık. Ve artık koşamayacağımı fark ettim.”

O, beraberindeki iki arkadaşı ve tanımadığı biri daha çalılığa uzanmışlar ve üstlerini yaprakla örtmüşlerdi.

Haim: “Sessiz kaldık ve polise ulaşmaya çalıştık. Polis çok fazla insan kaçırıldığı için bize yardım edemeyeceklerini söyledi.” diyor.

Yedi saat geçtikten sonra telefonunda yüzde 2 şarjı kalan Ben Haim, insanları kurtarmak için orada olan bölgedeki bir vatandaş tarafından bulundu.

O dehşet anlarını yaşayan ve basında gördüğümüz tek isim Ben Haim değildi.

Erkek arkadaşı Avinatan Or ile beraber çalıların arasında saklanan 25 yaşındaki Noa Argamani, Ben Haim kadar şanslı değildi. Argamani‘ye yardım zamanında gelmemişti. Or, Argamani’nin babasına sabah 10 sıralarında mesaj atarak güvende oldukların bildirse de, bu mesaj Argamani’nin ailesini endişelendirmemek içindi. Çünkü bu ailenin aldığı son mesajdı.

Cumartesi günü Filistin sosyal medyasında çıkan bir görüntüde gerçek ortaya çıkmıştı. Videoda Argamani’nin erkek arkadaşından koparıldığı ve motosikletle götürüldüğü anlar yer alıyordu. Erkek arkadaşı Ör ise elleri bağlı bir şekilde birkaç kişi tarafından itilerek götürülüyordu.

Daha sonra sosyal medyada ortaya çıkan bir videoda Argamani’nin esir olarak tutulduğu, fayans zeminli bir odada minderler üzerinde oturmuş su içtiği görülüyor. Yani en azından hayatta olduğu biliniyor.

Çaresizlik içerisinde olan bir kişi de Shani Louk’un annesi Ricardo Louk. Ailesi Louk’a internette yayınlanan vahşi videolardan birinde denk geldi.

Videoda Hamas militanlarının yanında bir kamyonetin arkasında yarı çıplak halde hareketsiz yatan bir kadın görülüyor. 30 yaşındaki dövme sanatçısı Shani Louk, dövmeleri ve rastalı saçları sayesinde ailesi tarafından teşhis ediliyor.  

“Bize kızımızın Filistin’lerle birlikte arabada baygın haldeyken ve Gazze Şeridi’nde dolaştırılırken ki bir videosu gönderildi” diyen Anne Louk “Sizden bize herhangi bir yardım veya haber göndermenizi rica ediyorum” diyerek yardım çağrısında bulundu.

 


Yorum Yazın