Mustafa Tiğrek

Mustafa Tiğrek


Cumhurbaşkanına hakaret suçu kaldırılmasın

Cumhurbaşkanına hakaret suçu kaldırılmasın

Kemal Kılıçdaroğlu, DW Türkçe’nin konuyla ilgili sorusunu 14 Mayıs'tan sonra "Cumhurbaşkanına hakaret" maddesinin TCK'dan kaldırılması için kanun teklifi vereceklerini söyleyerek  cevapladı.

Bence kaldırılmasın. Yani kaldırılsın ama, 14 Mayıstan sonra en azından bir dönem daha devam etsin, sonra kaldırılsın.

Niye derseniz…

***
Bir ülke endi cumhurbaşkanına niye hakaret eder bilmiyorum. Ama mütemadiyen kendi cumhurbaşkanımıza hakaret eden bir ülke var. Savcılar bunu söylüyor, hakimler bunu söylüyor, mahkeme dosyaları bunu söylüyor…  

Öyle 3-5 kişi de değil…. On binler yüz binler var.

CHP’li Muharrem Erkek, Erdoğan'a yönelik 'hakaret' suçlamasıyla, 2014-2020 yılları arasında açılan soruşturma sayısının 160.169 olduğunu açıkladı.

Yaklaşık 45.000 kişiye dava açılmış. Yaklaşık 13.000 kişi de mahkûm edilmiş.

Bu soruşturmalar nasıl başlıyor bilmiyorum. İhbarla başlıyorsa, kim bilir kaç yüz bin kişi savcılığa müracaat edip “Cumhurbaşkanına hakaret ettiler” demiş.

Demekle kalmamış; duyumlarını, delillerini sunmuş. Belki yemin etmiş. Savcılar, bunlardan 160.000‘ini soruşturmaya değer bulmuş, 160.000 dosya açmış. Cumhurbaşkanına hakaret edildiği iddiası 160.000 kere yazılı hale getirilip soruşturma dosyasına girmiş. Savcılar bunun 45.000’i için ikna olmuş. Davaya dönüştürmüş. 

Davalar hâkim önüne gelince 45.000 hâkim de hakaret iddiasına tanıklık etmiş. Hatta 45.000 mahkeme kâtibi, 45.000 mübaşir, 45.000 avukat… 

Soruşturulan her kişinin üçer beşer yakını konudan haberdar olsa, “Cumhurbaşkanına hakaret” konusuna taraf veya tanık sayısı milyonu geçiyor.

Tabii her hakaret şüphesi, savcıya ulaşamaz. Adam sahilde balık avlarken, durakta otobüs beklerken, kahvede oyun oynarken, markette fiyatlara bakarken, gazete başlıklarını okurken, televizyon kanalları arasında gezinirken, deprem haberlerini dinlerken vs. yaptığı hakaretlerin tamamının savcıya ulaşması, soruşturmaya konu olması teorik olarak mümkün değil. 

Bu durumda soruşturulan kişi sayısına karşılık, soruşturma potansiyeli olan kişi oranı nedir? Mesela 1/10 mudur bilmiyorum. Belki matematikçiler, belki istatistikçiler, belki sosyologlar bu soruyu cevaplayabilir. Ama nereden bakarsanız milyonlarca kişi “Cumhurbaşkanına hakaret” konusuyla irtibatlı hale geliyor.

Dünya tarihi boyunca kendi kralına, padişahına, başkanına, cumhurbaşkanına… böylesine, mütemadiyen hakaret eden, başka bir ülke olduğunu sanmıyorum. 

Bu açıdan “Cumhurbaşkanına hakaret” davalarımızın marka değeri var. Üstelik de TOGG’dan hem daha yerli hem daha milli. 

TOGG gibi bataryası oradan, motoru buradan, tasarımı filancadan bir yerli ve milli değil. Cumhurbaşkanı bizden, hakaret eden bizden, hakaret bizden, kanun maddesi bizden, savcısı bizden, hâkimi bizden…

Daha yerli ve daha milli başka bir ürünümüz belki Malatya kaysımız belki Giresun fındığımız olabilir.

Hakaret edenler Tunus’tan hurma getiren tacirler olsa, bir açıklaması var. “Manda yoğurdu hakikaten kalitedir. İçine şöyle Medine hurması doğrarım, çay kaşığı kestane balı ve yulaf ezmesi atarım. Bunu yer yatarım, şifa…” diyen Erdoğan’a, talepleri Medine hurmasına yönlendiriyor diye kızmış olabilirler.

Ama öyle değil. Doktor hakaret ediyor, avukat hakaret ediyor, öğretmen hakaret ediyor, akademisyen hakaret ediyor, gazeteci hakaret ediyor, sanatçı hakaret ediyor İşçi hakaret ediyor, fırıncı hakaret ediyor, mimar, hakaret ediyor … Ortaokullu hakaret ediyor, liseli  hakaret ediyor, üniversiteli hakaret ediyor… Çocuk hakaret ediyor, genç hakaret ediyor, yaşlı hakaret ediyor, kadın hakaret ediyor…

Yani her meslek grubundan, her eğitim düzeyinden, her sosyal sınıftan, her yaştan… her çeşit insan hakaret ediyor.

Sanki millet olma vasfımız; tasa da ve sevinçte birlik değil de Cumhurbaşkanına hakarette birlik.

Ortada psikoloji, sosyoloji, antropoloji, tıp, siyaset, ekonomi ve bilcümle bilim dallarının, kendi alanlarında incelemesi gereken durumlar var. 

Elde; soruşturma ve dava tutanaklarından oluşan yığınsal veri olması, araştırmacıların kendi tez ve analizleri için muazzam fırsatlar veriyor.

***
Apartmanda yönetici olduğumu var sayalım. Apartman sakinleriyle sorunlarım olsun.

Ha bire bana hakaret ediyorlar. Kimi çatıyı onartmadım, kimi bahçe duvarını boyatmadım, kimi asansörün bakımını yaptırmadım… iddialarıyla hakaret edip duruyor.

Belki ben; apartman aidatlarından bir kısmını iç ediyorum, çatı bahçe, asansör, bodrum, kanalizasyon vs. onarımları için 100 liralık işi 500 liraya yaptırıp, 400 lirasını kırışıyorum… 

Veya ben melek gibi adamım ama apartman sakinler sakin değil, saygısız, huysuz saldırgan, terbiyesiz, şerefsiz, adi…. falan.

Bu noktada durum kitlenir. Yapılacak her türlü değerlendirme, spekülasyon olur. 

Ancak; benden sonra seçilecek yöneticiye nasıl davrandıklarına bakmak, belirsizlikleri azaltır.

***
İşte 15 Mayıstan sonra, cumhurbaşkanına hakaret sucu kaldırılırsa veriler eksik kalır.

Aynı kanun maddesi en azından bir dönem daha yürürlükte kalmalı, toplumun yeni cumhurbaşkanına hakaret eğilimleri de gözlenmeli. Her iki dönemin verileri karşılaştırılmalı.

Aksi takdirde on binlerce yüz binlerce soruşturma ve dava verileri, sağlıklı değerlendirme yapmaktan uzak, spekülasyon malzemesi olur.

Cumhurbaşkanına hakaret suçu; bir dönem daha yürürlükte kaldıktan sonra, kaldırılsın tabii.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar