Marielle
Biz Marielle’leri hak ediyor muyuz?
-SİZİN NE HALT ETTİĞİNİZİ BİLİYORUM!-
Başlıklı filmin adı bu ve de tam da başlıktaki gibi “Halt yiyenlerden” yani birbirlerine karşı dürüst olmayanlardan bahsetmekte. Senaristliğini ve yönetmenliğini, Frederic Hambalec’n üstlendiği sıra dışı film süresi, seksen sekiz dakikayı aşıp, yaklaşık iki saat gibi ev gözetiminde tutarak; sosyolojik açıdan da incelenmesi gereken çocuk yetiştirme şartlarına haiz olması gereken ebeveyn profilinin altını kalın kalemle çizmekte.
Çocuk sahibi olmanın ömür boyunca bitmeyen sorumluluğunu, en basit örnekle okulda arkadaşı ile tartıştığında anne-babanın dürüst davranmadan, hakkı esas sahibine teslim etmenin etikliği ve bir tokat ile başlayan kurgu. Filmin sonuna kadar hayatın sonuna kadar yediğimiz tokatlar ve karşısında, hak teslim etme, sorumluğunun tamamını anne ve babamızdan ve onların etik toplum anlayışından geçtiğini belirmekte.
Dolayısı büyüyüp kendi ayaklarımız üzerinde durmaya başladığımızda, temel bilgiler “İNSANIN YETİŞME VE TOPLUMSAL KULLANMA KILAVUZU” olarak açığa her şekilde çıkacağı, filmin sonuna kadar çarpıcı şekillendirmeler ve izleyiciyi de içine alan gerçekliğe sürüklemekte.
Günümüzde –Durugörü/Metafizik-gibi kavramlar üzerinden sıra dışı ama bir o kadar olağan halleri; toplumun en küçük birimi “Aile” çatısı altında; olmazsa olmaz olan –Dürüstlük-ilkesi üzerinden sunuyor. Sunarken de herkesin birbiri tarafından gözlemlendiğini ifade etmeye çalışıyor.
Anne ve Baba, çocuğu gözlemliyor, cezalandırıyor ama çocukta anne ve babasını hayatını şekillendirecek bir rol model olarak inceleme altında tutup, sorgulayabiliyor.
Ailelerin ister severek, ister sadece çocuk yapmak için imza atıp birbirlerine verdikleri yeminlere yahut karşılıklı akde ne kadar sadık kalabiliyorlar. Gerçekten seviyorlar mı? Yoksa yüzeysel bir şeyler mi yaşanıyor. Olağan ve zamanla sıradanlaşan, ahlaksızlığın her formunu kendine ikna etmeye çalışan anne yahut babanın, sorumluluklar arttıkça, sorunların genişlemesi ardındaki –DÜRÜST KALABİLME-önce kendisi ile yüzleşebilme hali filmde ince ince sunuluyor.
Hambalec’n adalet ve dürüstlük terazisinde; bir evladı tokatla cezalandırmanın karşılığı ve esasında hangi zamanda ve de ne için yapılması gerektiğini, babanın alyansını çıkarmasında. Başından beri baba olmaya çekinik bir ebeveyn profilini verirken. Kendi annesine duyduğu nefreti, kendi çocuğunda ve eşinden göremediği yakınlığı, giderek sıkıcı ve monoton hale girmiş. Var ama yok evlilik=aile kurumu üzerinde. Evin reisi erkek olduğu ve onun iş kolu olan yayıncılık ve kitap kapağı üzerinde dönmesi. Basılacak olan yeni kitap kapağının tasarımında “kafası olmayan bir kuş” resmedilmesi, kafasını kullanamayanları gösterirken özünde; görünmeyen yani insan doğasında bulunan mevcut duyular dışında tıpkı duru görü gibi özelliklerle, insan hayatının gözlemlenebilmesi yanında şekillendirilebileceğini belirtmekte.
Bununla birlikte ailenin çocuklarının anlamaması için Alman olarak Fransızca dilini tercih etmeleri. Fransızca dilinin özgürlüklerin ülkesi anlamında tercih olmakla birlikte, hem en küçük toplum biriminden dünya kıtalarına uzanan insanlığının birbirlerini görmezden gelmelerinin altını da farklı olarak çizmekte.
Aynı zamanda Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde belli bir yaşa geldikten sonra daha özgür birer birey olma yolunda önlerini açan ailelerin, eksik aile modeli olduğunda ortaya çıkabilecek sorunları bütünsel yaklaşım olarak sunmakta.
Film ağır işliyor ama her karede insan sorumluluğunun olmazsa olmazları; başta Sevgi , Saygı ve Dürüstlük en temel unsurlar olduğuna dikkat çekmekte.
Ergen olma yolunda çocuklarımıza temelden itibaren ne verdik? Ne umduk? Her anne ve babanın yapması gereken –Koşulsuz Sevgi-şartını gerçekleştirebildik mi?
Yoksa ileride bize bakar diye büyüttüğümüz ve de büyütürken sadece kendi kurallarımız ile şekillenen ama ebeveyn kusurlu olduğunda affı olurken çocuk olunca çifte standart uygulanan bu işleyişinin bedelinin yansıması, her türlü geri dönecektir.
Çocuklarınızın üstün yetenekleri olabileceği gibi her çocuk zaten birer yetenek ama gerçek koşulsuz sevgi, sevgi dolu ortam, birbirine sevgi ile bakan, paylaşan anne ve baba göremedikçe en başta çocuk, içinde neyi büyütüp, yeşertecek.
Ders çıkarımı yüksek, izlenilmesi ve üzerinde çıkarımlar yapılarak, daha iyi olma ve daha iyi insan yetiştirebilme yolunda bir el kitabı olarak karşımıza çıkan bir film seçkisi olarak, Berlin’den ödüllü dönen –Sizin Ne Halt Ettiğinizi Biliyorum-Filmi, BirFilm katkılarıyla sinemalarda.