Mahiyye

Bazı insanlar, bazı insanların yaşayabildikleri bir ömür süresince, anlayamayacakları şekilde iz bırakırlar. Tesadüf, diye bir şey yoktur. Her kişiden, her olaydan hele birde, Dünya tarihinde hiçbir ulusa nasip olmamış, zor kelimesinin yetersiz ama sonucunun ise Beyoğlu Belediye Başkanının konuşmasında ifade ettiği şekilde en iyi açıklanabilir.
Beyoğlu Belediye Başkanı,İnan Güney’n sözlerinde ifade etmiş olduğu, Mehmet Akif Ersoy’n “Allah bu millete bir İstiklal Marşı daha yazdırmasın” dedirtecek kadar net şekilde ifadesinde sunduğu gibidir.
Ne kadar yurdun toprağını, karış karış da gezseniz, yüzünüze ılık bir rüzgar yahut mezar başında dolaşan beyaz kelebekleri ile hatırlatacak ecdadı, eğer hatırlamak isterseniz, hatırlayacaksınızdır.

2 TEMMUZ 2025
Dünya tarihinde “Kahraman Türk Kadını”nı “Üsteğmen” ünvanı ile yine kendi seher yıldızının sonsuzluğunu, bize miras bırakmış olan,
Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’n, ismini verdiği –Gözü Karalığından-dolayı Kara Fatma/ Fatma Seher Erden’n, aramızdan fiziken ayrılışının 70.yılındayız. Her yıl olduğu gibi anma programı gerçekleşecek.
Gerçek adı MAHİ olan ve tıpkı benim ismim gibi Farsça anlamı olan ve birazda dilden süzülüveren yayılışı gibi MAVİ ‘yi çağrıştıran;
Ama sadece kendine ait değil, herkesi kucaklayan! Bir özgürlük anlayışı ile cepheden cepheye, geriye ne eş, ne çocuk, ne kendine bir yaşam kaygısı taşımadan. Mal, mülk, fırsatçılık, ayrımcılık ve de bencillik kelimelerinin yanından bile geçmeyen. Yüksek Vatan Sevgisi ile dolup taşan, anlamı BALIK ve ikinci anlamı, AY yani Mahinur, dersek Ay Işığı olan ve dem aydınlatan.

Balık, en büyük kısmeti kendi varlığı ile veren. Esir düşüp, düştüğü yerden esir alan. Kendine zulmedenlerin kafasını kesip, karargahına getirecek yürekte ama her şey bittiğinde de, ben kadın iken derken, dikiş olarak kumaş yerine, kendi yarasını diken!
Hastane kayıtlarında ismi geçmeyen!
Daha fazla için aç gözlülük, fıtratında olmayan. “Onur ve Namus” timsali ve sonuçta, mahiyyesini “Ben para için değil vatanım için yaptım” diyebilecek kadar tarifi zor bir iradenin, öz benliğin, gerçek tarihi karakterin, benim gibi bilmem kaç kişinin rol modeli, Hatun kişinden Üsteğmen Fatma Seher Erden’den bahsediyoruz.
Eğer Farsça kökenli isminin sonuna, Mahiyye dersek, o döneme ait bakiyesi gibi özetle; varlığı, ismi ve duruşu ile bunu ortaya çırılçıplak koymuş bir şahsiyetten bahsediyoruz.

MAHİ’ye!
İLKNUR BEKTAŞ
Araştırmacı Yazar, İlknur Bektaş, eşi Faruk Bektaş ile uzun yıllardır, elini taşın altına değil sadece aklı, yüreği ve bu kutsal topraklara olan vatan borcu şiarı ile canla başla çalışıyorlar.
Emek emek…
Mahi NUR ve İlk NUR!

Sizce hepsi tesadüf mü? Elbette değil.
Hepsi, Mahi’nin esen seher yıldızının ışıkları… Ve hayal ettiği, öncelikle cephede erkek kadar yürekli ve daha fazlasını da yapabilmiş, iradenin temsilcisi Kahraman Türk Kadınlarının yolunu açan.
Medeni Kanun, Seçme ve Seçilme Hakları ile ATATÜRK’n, yeni bir ülkede olması gereken gerçek profilin mimarı olan isimsiz niceleri ve Gözü Kara Mahi /Üsteğmen Fatma Seher Erden’n ışığı, duası ve bedelini, sadece canı ile beden ile değil. Soyunu, evlatlarını, eşini kaybederek ödemiş nicelerinin günüdür. 2 TEMMUZ…
Aynı zamanda MADIMAK(1993) anılırken, aradan geçen Yetmiş Dört Yıl ve geçecek her iki temmuzda, İstanbul’dan Sivas’a yürüyerek gidecek bir gözü karalıktan bahsediyoruz.
Elbette saygıyla anıyoruz.

Yüksek enerjileri ile kendine yakın olanlarla yansımaya, yansıtılmaya ve yaşatılmaya ilmek ilmek devam ediyor.
Her şeyi, en güzel şekilde görmeyi, talep etmek dünya işi. Ama ortaya katkıda bulunmak ise vefa!
İnsana, dosta, vatana ve bu aziz vatanın her bir karışına sorumlu olduğumuz, bilincin vefası.
O yüzden İlknur’ma, yılların emeğini bir araya getirip, yıllardır bizi daha da artan kalabalığımız ile buluşturduğu için şükranlar. Sonsuz teşekkürler…
Ve elbette bununla yetinmeyip; alın teri, göz nuru, her bir “Gerçek Tarihi Karakteri” kitaplaştırdığı ve aydınlaması için topluma sunduğu hizmet için de.
70.YIL

Hayatın, değerin bu kadar ucuzlaştırılıp; devşirildiği günümüzde, doğru kalabilmek gerçek bir meziyet.
Kazım Karabekir Paşa (aynı zamanda TBMM Meclis Başkanı) ve Annemiz, Timsal Karabekir Yıldıran, bizimleydi.
İlknur Bektaş, konuşması ardından söz aldı ve şunları kaydetti:
-Türk evladı doğduğu andan itibaren asker doğar. En ufak bir sıkıntıda erkeğinin yanında, ölümü göz alır, kadın olarak. Beşikten mezara kadar kadın yahut erkek, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ne hizmet etmek borcumuzdur. Görevimizdir. İbadetimizdir. Ne Mutlu Türküm Diyene-
Ben ise konuşmamı yaparken, baktım önümde, Timsal Anne. Kazım Karabekir’n kızına ismini niye, Timsal, koymuş? Hiç düşündünüz mü? İkinci kızının adı neden, Emel? Onu ve sözlerini örnek almayıp, kalkıp, kimi kayda değer alacağız?
Arka çaprazımda, Mahi’m. Kadın ve ulus özgürlüğünün, mihenk taşı.
Üsteğmen, Fatma Seher Erden.
Onun bir gerisinde,
“ATATÜRKÇÜM” diye her Ulusal Egemenliğimizin, Atamızın en büyük değeri olan “Çocuk Kalbi” ile taçlandırdığı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramlarında, Florya’daki köşkte koşan, Atamızı salıncağa ve denize sokan, kendisinin manevi kızı Ülkü Adatepe, kızı Betül Adatepe.
Sağ yanımda, İlknur’m.
Bizim Mahiyyemiz, önce kendi değerlerimiz.

ATADAN GELENLER…
Atamızın manevi kızı merhum, Ülkü Adatepe’nin kızı Betül Adatepe ise konuşmasında şunları ifade etti.
“Gözü kara, korkmayan, yiğit bir kadındı. Kendisi düşmanlara bedel ödetmiştir. O nedenle kendisinin manevi şahsında, tüm kahraman Türk kadınlarını saygı ve sevgiyle anıyorum”

Milli Mücadelenin Kahraman Kadınlarını Anma Anılarını Araştırma ve Yaşatma Derneğince, her yıl 2 Temmuz tarihinde olduğu gibi Beyoğlu Kulaksız Mezarlığında, önce kabri başında Kuran-ı Kerim, dualar ve konuşmalar gerçekleşti.
Çok sayıda Stk başta olmak üzere eğitimcilerinde yer aldığı ve içlerinde;
CHP İSTANBUL İl Başkanlığı Sivil Toplum Kuruluşları Komisyon Yöneticisi, Duygu Çelik.
Metropol Özel Öğretim, Kadıköy Şb Yöneticisi, Nil Bağcı.
Çepni Dernekleri Federasyon Başkanı Muhammet Arif Genç ve Genel Başkan Yardımcısı Ergül Önder.
İstanbul Fatih Seyyid Ömer Muhtarı, H.Buket Kızıltan.
Büyükçekmece, Özel Hayat Yaşlı Bakım Merkezi, Fatma Araz.
Emekli Öğretmenler; Emine ve Tülay Hanım.
Resim Öğretmeni, Öznur Aydın.
Ve birçok bu güzel ve özel kahraman kadın sayesinde, dostlar.
Herkes temsiliyetini yaşatmaya devam ediyor.

Ecdadında, Kurtuluş Mücadelesinde bulunmamış birini bulmak zordur. Fabrika ayarları burada. Gücünüz, gücümüz ve sahip çıkmamız, pamuklara sarıp sarmalamamız.
Daha iyi anlamamız ve elbette daha iyi anlatmamız!
Anlatabilmek için doğru bilgiye sahip olmamız!
Bir elzem, bir zorunluluk ve Timsal Annemizin dediği gibi her Türk vatandaşının borcudur.

Annemiz, Fatma Seher Erden’in fiziken aramızdan ayrılışının 70.yılında, isimsiz nice kahraman kadınlarımızı anarken, eşsiz insanlar, mirasımızın temsilcileri; TİMSAL KARABEKİR VE BETÜL ATADAN ilkkez burada ve bu yıl bir araya geldi.
Şark Fatihi, İlkokulu Kars’da okumuş, ifade ettiğimde “Ah canım deyip, gözleri dolarak elimi tutan Timsal Annemiz” ve onun kardeşi merhum EMEL KARABEKİR ÖZERENGİN’de anarak, her yıl geldiğim Kulaksız Mezarlığında, naşının mermerinde yazan, gözü kara Üsteğmen Mahi/ Fatma Seher Erden’n sözünü, göremediklerini ya da dikkatli bakmadıklarını düşünerek, yinelemek istiyor ve sözlerimi, Ey Türk Gençliği Hitabesinde de geçmekte olan son satırları hatırlatarak tamamlıyorum.
Mekanları cennettir, önemli olan biz ne şekilde vazifemizi yapıyoruz?
“ESASEN BÜTÜN EMEL VE ARZUM, YAPMIŞ OLDUĞUM HİZMETTEN HİÇBİR MENFAAT BEKLEMİYORDUM. BU İTİBARLA TALTİF EDİLMİŞ OLDUĞUM RÜTBEMİN MUKABİLİNDE VERİCELECEK MAAŞIMI KIZILAY’A TERK ETMEKLE SON VATANİ VAZİFEMİ YAPTIM”
ÜSTEĞMEN FATMA SEHER ERDEN
2 TEMMUZ 1955, İSTANBUL
İSTANBUL’DAN SİVAS’A ATASINA YÜRÜYEREK GİDEN. SUİKAST İHTİMALİNE KARŞI BU BARİYERİDE AŞABİLEN BİR KADININ, ESİR DÜŞÜP- ESİR ALARAK, MEMLEKETİNE DÖNMESİNDEKİ KUDRETİ AMMA VELAKİN, HİÇ BİR MENFAAT BEKLEMEKSİZİN, CAN ORTAYA KOYMASINDA Kİ ONURU, YÜCELİĞİ BİLMEM HERKES ANLAYABİLİR Mİ?
RUHU ŞAD OLSUN!
SONSUZ ŞÜKRAN SAYGI VE MİNNETLE