ABD Başkanı Donald Trump çılgın ve tehlikeli biri. Son derece pervasız. Tam bir "Çirkin Amerikalı"!
Trump başkanlık koltuğuna bir dönem aradan sonra ikinci kez henüz oturmadan delice çılgın ve tehlikeli hedefler koymaya başladı. Koltuğa oturduktan sonra da vitesi yediye taktı! Tabiî onun Pentagon'un oyun planı içinde konuştuğunu unutmadan koyduğu hedefleri, maddeleştirerek aktarayım:
GRÖNLAND, KANADA, MEKSİKA KÖRFEZİ, GAZZE
1)Trump, Kuzey Kutbu'nda Danimarka'ya bağlı büyük ölçüde özerk bir bölge ve dünyanın en büyük adası olan Grönland'ın kontrolünü ele geçirmeye yönelik ifadeler kullandı. İlk olarak 2019'da, ilk döneminde Grönland'ı satın alma niyetini açıklayan Trump, bu defa daha da ileriye giderek kontrolü ele geçirmek için ekonomik veya askeri güç kullanma ihtimalini de değerlendirebileceğini ifade etti.
2)Trump, Kanada'yı ilave gümrük vergileriyle tehdid ederek "Kanada'yı yılda 200 milyar dolardan fazla sübvanse ediyoruz. Neden? Bu böyle devam edemez. Mantıklı olan tek şey, Kanada'nın 51. eyaletimiz olmasıdır." diyerek Kanada'nın ABD'ye katılması halinde tüm gümrük vergilerinden kurtulacağını, askeri açıdan daha güvende olacağını ve artık sınır sorununun kalmayacağını ileri sürüp "Dünyanın en büyük ve en güçlü ulusu her zamankinden daha büyük ve güçlü olacak; Kanada da bunun büyük bir parçası olacak." hedefini işaret etti.
3)Trump, koltuğuna yeniden oturur oturmaz 20 Ocak 2025'te ABD kıta sahanlığının Meksika ve Küba ile deniz sınırına kadar uzanan bir alanını belirten 14172 sayılı "Yürütme Emri"ni imzaladı. ABD İçişleri Bakanlığı, ABD federal kurumlarının 24 Ocak'tan itibaren "Amerikan Körfezi" ismini kullanacağını belirtti. Yani, ABD Meksika Körfezi’ni ilhak etmek istiyor.
4)Bir süre önce Air Force One uçağında gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, "Gazze'yi satın almaya ve sahiplenmeye kararlıyım. Orayı yeniden inşa etme konusunda, Orta Doğu'daki diğer devletlere oranın bazı bölümlerini inşa etmeleri için verebiliriz," dedi.
SURİYE'NİN 1/3'Ü VE TÜRKİYE'YE DÖNÜK PROJEKSİYON
Evet, ABD, Trump ile birlikte Grönland, Meksika Körfezi, Kanada ve Gazze'ye açıkça sulanmaya başladı! Ve, eşzamanlı bir şekilde açıkça değil de dolaylı olarak "kara gücü" üzerinden Türkiye’yi sarsacak tehditlerini savurdu! PKK 12. Kongresi'nin sonuç bildirgesi, PKK'nın boyunu, cürmünü çok çok aşan ifadeler içeriyor. Lozan'a, ulus tanımımıza ve üniter ulus devlet yapımıza bulaşıyor! Söz konusu ifadeler hiç kuşku yok ki Pentagon'un Türkiye ve Kürt Masası imalatıdır. Sivas Kongresi’nde yırtılan Sevr'i hortlatmak, Türkiye’ Cumhuriyeti'nin tapu senedi olan Lozan'ı bertaraf etme arzusunu ortaya koymaktadır.
Bir daha not edeyim açıkça: Trump, arka kapıdan zaten misyonunu tamamlayan ve YPG-PYD'ye mündemiç olan PKK'nın tabelası ile devri geçen çakaralmazları karşılığında Suriye'deki SDG yönetiminin onayını-kabulünü istemektedir Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan. Aynı şekilde, Trump, Suriye Devlet Başkanı Şara'dan da SDG yönetimi ile anlaşmasını ve YPG-PYD ile beraber çalışmasını istiyor. Bu yüzden HTŞ ve SDG bir araya gelip görüşmeler, anlaşmalar yapıyor.
ÜLKE ÇIKARLARI MI, KOLTUK MU?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın derdi ise şimdilik koltuğunu korumak, iktidarı ne pahasına olursa olsun bırakmamak! O yüzden aşırı el yükselten PKK'nın taleplerinin aslında Pentagon'un tehdidi olduğunu çok iyi biliyor ve 'aslan terbiyeciliği' yapıyor o yüzden. Tabii sözde "PKK'ya rahmet okutan" bir aktör olacak ve bunun siyasi primini toplayacak seçimlerde. Bu havucu Trump vaat ediyor.
Grönland, Meksika Körfezi, Kanada, Gazze, Suriye'nin petrolü de kapsayan 1/3'ü ve ileride 'demokratik Türkiye' konsepti ile sıkı durun; Türkiye’nin tamamı! FETÖ ile Türkiye’nin tamamını neredeyse alacak olan ABD değil miydi? Ne dersiniz?
MEVCUT İKTİDAR BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR
Türkiye, iktidarını kaybetmeyi bir "milli güvenlik sorunu" olarak gören AK Parti iktidarını sandıkta alt ederek milli güvenliğini garanti altına alabilir. O zaman kimse Lozan'a bulaşamaz! Yani, bu iktidarın bizatihi kendisi bir milli güvenlik sorunudur. Bu iktidar döneminde Lozan'a bulaşıldığını da gördük! Malum, Lozan'ın devamı olan Montrö ile ilgili bildiri yayınlayan emekli amiralleri de soruşturan bu iktidardı.
