Dijital Güvenlik: Yeni Çağın En Büyük Sınavı
2025’in ilk çeyreği, ülkemizde yaşanan zorlu günlerin yanı sıra dijital dünyada sorunlar yaşamaktayız. Yapay zekânın hayatımıza bir anda dahil olması ve kullanımın yaygınlaşmasından dolayı insanların akıllarında soru işaretleri oluşturmaktadır. Yaşanan son siber güvenlik olaylarından sonra artık bu mesele kişisel değil, kurumsal ve ulusal güvenliğin de temel parametrelerinden biri haline gelmiştir veri gizliliği, yeni çağın dijital egemenlik mücadelesinin merkezinde yer alıyor.
Dijital Kolaylık = Mahremiyetin Yitimi
Mobil uygulamalar, sosyal medya platformları, akıllı cihazlar her biri hayatımızı kolaylaştırırken, aslında kullanıcılarının “bilgisi” olmadan kişisel verilerini, alışkanlıklarını ve davranışlarını görünür hale getiriyor. 2024 yılında yalnızca sosyal medya üzerinden toplanan kullanıcı verisi miktarının milyonlarca gigabayt boyutta olduğu tahmin edilmektedir. Bu verilerin büyük kısmı, kullanıcı rızasına dayalı olduğu iddiasıyla işleniyor fakat bu “rıza”, çoğunlukla okunmadan geçilen kullanım koşullarına saklanan kelimelerden öteye gidemiyor.
Dev sosyal medya platformların algoritmik yönlendirme, profil çıkarımı ve davranışsal hedefleme yoluyla bireyleri dijital olarak yönlendirdiği bir çağda, “gizlilik” kavramı yalnızca teknik değil, kişisel mesele haline gelmiş durumda.
Türkiye’de Veri Gizliliğine Karşı Alınan Önlemler
Türkiye’de veri gizliliğine yönelik ilk büyük adımı, 2016 yılında yürürlüğe giren 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile atıldı. Ancak dijitalleşmenin hızlanması ve teknolojinin gelişmesiyle bu kanunun bazı alanlarda yetersiz kaldığı görüldü. Bu nedenle, 2025’te 7545 Sayılı Siber Güvenlik Kanunu çıkarıldı ve Siber Güvenlik Başkanlığı’nın kurulması planlandı. Yine de bu iki yasa, teknoloji şirketlerinin hızlı ve karmaşık yapısına tam olarak ayak uyduramıyor. Her iki düzenleme Avrupa Birliği yasalarına benzese de uygulamada yaşanan gecikmeler ve denetim eksiklikleri kullanıcıların güvenini azaltıyor. E-Devlet hizmetleri, dijital sağlık verileri ve mobil ödeme yöntemleri yaygınlaştıkça, veri koruma önlemlerinin küresel standartlara uyum sağlaması gerekliliği öne çıkıyor.
Peki ilerleyen süreçte ne olacak?
Veri gizliliği, artık yalnızca bugünün değil, dijital geleceğin de temel belirleyicisi. Verinin kim tarafından, nasıl ve ne amaçla kullanıldığını bilmek ve denetleyebilmek, dijital toplumların sağlıklı gelişimi için vazgeçilmez hale geldi. Geleceğin dijital düzeni, güvene dayalı, sorumlu ve şeffaf veri politikalarıyla inşa edilmesinde yol gösterici olacaktır.
Türkiye’nin ve dünya ülkelerinin veri gizliliği politikalarını şekillendirirken, sadece şirketleri ya da uygulamaları değil, aynı zamanda etik değerleri, özgürlükleri ve demokrasiyi de gözetmesi gerekiyor. Çünkü veri gizliliği; ekonomik bir kaygı değil, insan onurunu koruyan bir ilke olarak ele alınması büyük bir önem teşkil etmektedir.
“Bu yazı, dijital hakların korunmasına yönelik evrensel bir perspektifle kaleme alınmış olup, herhangi bir kurum veya kişiyi hedef alma amacı taşımamaktadır.”