Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe
Abone ol
Ülke olarak sıkıntılı dönemlerden geçtiğimizin hepimiz farkındayız. Neyse ki böyle bir dönemde bile bizi mutluluğa boğacak ‘Filenin Sultanları’ var…

Dört bir yanımız zam, dört bir yanımız vergi oldu.

Geçmişte de bakanlık üstlenen Mehmet Şimşek göreve gelir sert bir politika izleyeceğinin sinyallerini vermişti.

Maliye Bakanı olmasının üzerinden çok süre geçmedi ki; gözle görülür birçok değişim yaşandı.

Döviz pahalanırken Türk Lirası değer kaybetti. Bunda dövizin gerçek değerinin ortaya çıkarılması istendiğini belirtilmişti.

Şubat ayında yaşadığımız depremlerin ardından artan maliyetler sebebiyle; KDV ve ÖTV'ye zam yapıldı. KDV yüzde 18'den yüzde 20'ye çıkarıldı. Akaryakıtta ise ÖTV oranı arttı. Böylece akaryakıt çeşitlerine 5 TL'ye varan zamlar yapıldı. 

Asgari ücret, memur ve emekli maaşları artırıldıktan sonra temmuz aynıda vergilere de zam yağmuru başladı. Kısaca maaş yükseltmelerinin hiçbir anlamı kalmamış oldu.

Motorlu taşıtlar, katma değer ve özel tüketim kalemlerinde yüksek bir artış yapıldı. Bu zamlar sonrasında ürün ve hizmetlerde de zam yağmurları yağmaya devam ediyor. Uzmanlar bu zamların daha fazlasının da geleceğini; bunlar daha iyi günlerimiz diyerek belirtiyor.

Ekonomi şu anda ülke olarak en büyük sorunumuz. Tabii bunlar geçmişte yapılan birçok hatanın sonuçlarından sadece biri.

Peki sadece ekonomide mi sorun yaşıyoruz? Ya da bu soruna çözüm bulmak odaklanmak varken başka problemlerde mi yaratmaya çalışıyoruz desek daha doğru olur.

Ne mi demek istiyoruz, şöyle anlatalım…

Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Eğitim Bakanı, “Veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz” gibi bir ifade kullandı. Bunu da velilerin erkeklerin bulunduğu bir okula kızlarını göndermek istememesine bağladı.

Bu söylem kamuoyu yoklamasıydı. Çünkü zaten İmam Hatip okulları var ve kız – erkek ayrı olarak eğitim görmekteler. İstenen karma eğitimin yok edilmesi ve eşitliğin ortadan kaldırılması idi. Hatta bu ifadelerin altında yatan anlam daha da derindi. Bu düşünceyi de konu daha fazla dillendirdikten sonra başka bir isme söyletiyorlardı.

Ayasofya Cami eski imamı Mehmet Boynukalın, "Laiklik, kız çocukları için ayrı okul açılmasına engelse, o laikliği kaldırmak gerekir." diyerek asıl amacın ne olduğunu bizlere anlatıyordu bir nevi. 

Kadınların geri kalmasını isteyen, okumasını uygun görmeyen, eve bağlı bir hayat sürmesini layık gören zihniyete bu sabah Türk kadınından tokat gibi bir cevap geldi. 

Filenin Sultanları gönlümüzün de sultanı oldu, bileğinin hakkıyla bir şampiyonluk kazandı. Dünyanın en iyi voleybol takımı olma unvanına da sahip oldu aynı zamanda.

Neye cevaptı bu şampiyonluk?

İstanbul Sözleşmesi’ni yok sayanlara…

Kadının yeri evdir diyenlere…

Kadını sahiplendirmek isteyen zavallılara…

Kadının çalışmaması gerektiğini söyleyenlere ve sosyal hayatta yer almamasını isteyenlere…

Kadınları ayrı bir okula hapsedip, yeteneklerini köreltmek isteyenlere…

Giyimine tarzına karışan yobaz zihniyete…

Cinsel yönelimleri üzerinden kadınları (insanları) yargılamak isteyenlere…

Kadınlar hakkındaki kararları kadınlara sormadan almaya çalışanlara cevaptı.

 

Atatürk’ün evlatları Ata’mızın kendileri için söylediği sözü de ne derece hak ettiklerini gösterdi:

“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”

 

Bir yanımız ekonomi, göçmen sorunu ile boğuşurken ve yaprak dökerken; diğer yanımız kadınlara karşı uygulanan yıldırma politikalarına karşı bize çok değerli hediye vererek bir anda her yeri bahar bahçeye çevirdi. 

Teşekkürler Filenin Sultanları…


Yorum Yazın