Slavoj Zizek, İsrail-Filistin mevzusundaki asıl sabıkalıları tanımladı: Hem Hamas, hem de Netanyahu yönetimi

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Slavoj Zizek, İsrail-Filistin mevzusundaki asıl sabıkalıları tanımladı: Hem Hamas, hem de Netanyahu yönetimi
Abone ol
“Hamas’ın çirkin terör eylemlerinin kayıtsız şartsız kınanması gerekirken, Kutsal Topraklarda gerçekte neyin söz konusu olduğu buna karıştırılmamalıdır. Yapılacak tercih; katı görüşlü bir grup ya da bir yönetim arasında değil, her iki taraftaki kökten dinciler ile hala barış içinde yaşama umudu olanlar arasındadır.” diyerek başlıyor yazısına dünyaca ünlü filozof Slavoj Zizek…

Oğuz Büber - Muhalif Özel

Dünyanın şu anda en önemli gündem maddesi olan İsrail-Filistin ya da diğer tabirle İsrail-Hamas savaşıyla ilgili ünlü filozof Zizek de bir yazı paylaştı. Yazısının bir bölümünü sizlerle paylaşıyoruz….

“Hamas’ın İsrail’e yönelik başlattığı barbarlık ‘eğer’ veya ‘ama’ olmadan, koşulsuz olarak kınanmalıdır.” diyen Zizek, sivillerin köylerde, Kibbutz’lerde, müzik festivallerinde; katledilmesi, tecavüz edilmesi ve kaçırılmasını bir pogrom olarak değerlendiriyor. Buradaki gerçek hedefin ise İsrail devletini ve tüm İsrail’leri yok etmek olduğunu söylüyor. Durumu algılamak için ise tarihsel bağlamı bilmek gerektiğini vurguluyor.

Ünlü filozof dikkate değer ilk noktanın, çoğu Filistinlinin yaşamını biçimlendiren mutlak umutsuzluk olduğunu belirtiyor. Ve 10 yıl önceden bir örnek veriyor:

“Yaklaşık 10 yıl önce, Kudüs sokaklarındaki münferit intihar saldırılarını hatırlayın. Sıradan bir Filistinli, anında öldürüleceğini bilmesine rağmen bir Yahudi’ye yaklaşır, bıçağını çıkarır ve kurbanını bıçaklardı.”

Gerçekleşen bu terörist eylemlerde hiçbir mesajın olmadığını, “Özgür Filistin” haykırışlarının bulunmadığını söyleyen Zizek; olayların perde arkasında da büyük bir organizasyonun yer almadığını, eylemlerin sadece şiddetli umutsuzluğun bireysel tezahürleri olduğunu belirtiyor.

İşlerin daha kötüye gidişinin ise Binyamin Netanyahu’nun, Batı Şeria’daki Filistin topraklarının ilhakını açıkça savunan aşırı sağcı ve yerleşimci partilerle yeni bir ittifak kurduğunda olduğunu söylüyor.

Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir inandığı felsefeyi de şöyle tasvir ediyor: “Benim hakkım, karımın hakkı, çocuklarımın Batı Şeria’da serbestçe dolaşma hakkı Araplarınkinden daha önemli.” Ben-Gvir’le ilgili önemli bir bilgiye daha yer veriyor: “1994’te El Halil’de Araplara yönelik katliamının ardından ülkede terör örgütü olarak tanımlanan aşırı Arap karşıtı partilerle bağlantısı sebebiyle daha önce askerlik hizmetinden men edilmiş bir adam.”

Zizek’in İsrail’le ilgili dikkat çekici bir tespiti de var: “Orta Doğu’daki tek demokrasi statüsüyle uzun süre övünen İsrail, Netanyahu’nun mevcut hükümeti altında teokratik bir devlete dönüşüyor.”

Şu anki hükümetin ‘temel ilkeler’ listesi yer alanları da şöyle açıklıyor: “Yahudi halkının, İsrail topraklarının her yerinde münhasır ve devredilemez bir hakkı vardır. Hükümet, İsrail topraklarının her yerinde; Celile, Negev, Golan, Yahudiye, Samiriye’de yerleşimi teşvik edecektir.”

Bu tür taahhütler karşısında Filistinlileri İsrail ile müzakere etmeyi reddettikleri için suçlamanın saçma olduğunu söyleyen Zizek, Netanyahu hükümetinin resmi programının bu haliyle kendisini müzakere masasından kaldırdığını ifade ediyor.

Slavoj Zizek yazısının geri kalan bölümünde asıl sorumlular olarak iki tarafın da milliyetçi kısmını işaret ediyor ve herhangi bir barış fikrine karşı olduklarının da altını çiziyor.

Zizek’in Project Syndicate’deki yazısının tamamı…
 


Yorum Yazın