Rüzgâr ve güneş enerjisindeki artış, kömürün rekor düşüşüne yol açtı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Rüzgâr ve güneş enerjisindeki artış, kömürün rekor düşüşüne yol açtı
Abone ol
Enerji sektöründe faaliyet gösteren düşünce kuruluşu EMBER tarafından gerçekleştirilen küresel ölçekli araştırma, 2020 yılında elektrik üretiminde kömürün payının rekor düşüş yaşadığını ortaya koyuyor.

 

Bu düşüşün, salgının dünya genelinde elektrik talebindeki artışı duraklatmasının yanı sıra rüzgâr ve güneşin dirençli büyüme göstererek kömürün yerini alması sonucu gerçekleştiği belirtiliyor. Ancak 2015 yılından bu yana artan elektrik talebi, temiz elektrik üretiminde yaşanan büyümeyi geride bırakarak fosil yakıt kullanımında artışa yol açtı. Bunun sonucunda, küresel ölçekte enerji sektörünün emisyonları, 2020 yılında Paris Anlaşması'nın imzalandığı 2015'e kıyasla daha yüksekti.

Rapor, Türkiye için önemli bulgular sunuyor:

Kömürden elektrik üretimi art arda iki yıl düşüş gösterdi. Ancak bu 7 TWh azalmanın esas nedeni, elektrik talebindeki büyümenin son iki yılda geçici bir duraklama dönemine girmiş olmasıdır. Talep, 2020 yılında yalnızca %0,6 oranında artmıştır. 2020 yılında doğal gazdan elektrik üretiminde yaşanan artış da kömürün üretiminin daha geri planda kalmasına neden olmuştur.

Rüzgâr ve güneş enerjisi, 2020 yılında Türkiye’deki üretimin %12’sini oluşturdu. Bu oran, dünya ortalaması olan %9,4’ün bir miktar üzerinde olmasının yanında ABD’de gerçekleşen orandan bile yüksektir. Dünyada rüzgâr ve güneş enerjisinin üretim payı, son beş yılda iki katına çıkmış iken, Türkiye yaklaşık %4’ten %12’e yükselerek etkileyici bir biçimde üç kat artış elde etmeyi başarmıştır.

Türkiye, 2015 yılından bu yana elektrik üretiminde kömürün payının arttığı yalnızca üç G20 ülkesinden biridir. Doğal gazın yerini, ondan daha kirli bir yakıt almaktadır.  Dünya genelinde kömürden elektrik üretiminde, 2015 yılında %38’lik bir oran elde edilmişken, 2020 yılına gelindiğinde bu oran %34’e düşmüştür. Öte yandan Türkiye’de kömürün payı %29’dan %34’e yükselmiştir. Türkiye’nin kömürden elektrik üretiminin 2015 yılından 2020 yılına %39 oranında artmasıyla birlikte Türkiye, G20 ülkeleri arasında en büyük artış gösteren ikinci ülke olmuştur. (Daha büyük artış, %44’lük oranla yalnızca Endonezya’da görülmüştür.)

Raporun yazarlarından Kıdemli Enerji Analisti Sarah Brown, “Kömürden elektrik üretimi, üst üste iki yıl boyunca bir miktar düşüş göstermiş olsa da Türkiye’nin kömür riski son bulmuş değil. Rüzgâr ve güneş enerjisi üretimindeki artış umut vadediyor fakat bu artış yalnızca elektrik talebindeki sınırlı artışı karşılamaya yetecek düzeyde oldu. Türkiye’yi önümüzdeki on yıllık süre içinde, özellikle elektrik talebi arttıkça, kömürden üretimi düşürmek gibi önemli bir görev beklemektedir” diyor.

2020'DE RÜZGÂR VE GÜNEŞTEKİ ARTIŞ, KÖMÜRÜN REKOR DÜŞÜŞÜNE YOL AÇTI BU DÜŞÜŞÜN ALTINDA KÜRESEL SALGIN NEDENİYLE ELEKTRİK TALEBİNDEKİ ARTIŞIN DURAKLAMASI YATIYOR.

Londra, 29 Mart 2021] Araştırma, 2020'de yeni rüzgâr türbinleri ve solar paneller tarafından üretilen elektriğin (+315 TWh) küresel ölçekte kömürden üretilen elektrikte (-346 TWh) rekor bir düşüşe neden olduğunu ortaya koyuyor. Ancak rapor, bu durumun küresel salgın nedeniyle dünya genelinde elektrik talebindeki artışın duraklaması nedeniyle mümkün olduğuna dikkat çekiyor. 2015 yılından bu yana artan elektrik talebi, temiz elektrik üretimindeki büyümeyi geride bırakarak fosil yakıtlarda ve emisyonlarda artışa neden oldu.

 

Ember’in küresel lideri Dave Jones, "Elektrik talebindeki artış eğiliminin yeniden hayata geçmesi durumunda, elektrik üretiminde kömürün payının düşmesini sağlamak için dünyanın daha fazla rüzgâr ve güneş enerjisine ihtiyacı olacak. 2021'de Çin, Hindistan ve ABD'de kömür kullanımının şimdiden artmasıyla birlikte, büyük ölçekli bir dönüşümün henüz gerçekleşmediği açıkça görülüyor" diyor.

Enerji sektöründe faaliyet gösteren düşünce kuruluşu Ember tarafından bugün yayınlanan Küresel Elektrik İncelemesi Raporu (Global Electricity Review), 2020 yılında küresel ölçekte elektrik sektöründeki dönüşümün görünümünü ilk olarak ortaya koymak amacıyla dünyadaki her ülkenin elektrik verilerini analiz ediyor.

Salgının duraklattığı elektrik talebiyle rüzgâr ve güneş, kömürün rekor düşüşüne yol açıyor.

Salgın 2020'de dünyayı durma noktasına getirdi ve dünya genelinde elektrik talebindeki artışı duraklattı. 2009'dan bu yana ilk kez gerçekleşen talepteki küçük ölçekli düşüş (-%0,1), finansal krizin etkisinden daha sınırlı şekilde gerçekleşti.

Rüzgâr ve güneş, salgına rağmen 2020'de %15 (+314 TWh) artarak dirençli bir büyüme gösterdi. Bu artış, İngiltere’nin tüm yıl ürettiği elektrik miktarından daha fazla. Günümüzde küresel ölçekte üretilen elektriğin yaklaşık onda biri güneş ve rüzgârdan üretiliyor; bu durum aralarında Hindistan (%9), Çin (%9,5), Japonya (%10), Brezilya (%11), ABD (%12) ve Türkiye’nin (%12) de yer aldığı G20 ülkelerinde de kendini gösteriyor. Avrupa, rüzgâr ve güneşin nasıl hızla inşa edilebileceğine ve elektrik sistemine entegre edilebileceğine dair güven vererek dünyaya öncülük ediyor. Rüzgâr ve güneş enerjisinin payı Almanya’da %33’e ve İngiltere’de %29’a ulaşıyor.

Rüzgâr ve güneş enerjisindeki büyüme, kömür enerjisini %4'lük (-346 TWh) rekor düşüşüne yol açıyor. Bununla birlikte, Uluslararası Enerji Ajansı tarafından ortaya konulan modeller, dünyanın 2050 yılına kadar net sıfır emisyon saldığı hedef kapsamında, kömürden elektrik üretiminin her yıl %14 düşmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Elektrik talebindeki artışın yeniden hayata geçtiği durumda, kömürdeki düşüşün devamlılığı rüzgâr ve güneş enerjisinde önemli ölçüde hızlanmayı gerektiriyor.

Dünya kömürden uzaklaşırken, Çin yalnız kalıyor

Çin, salgının gerçekleştiği yıl kömürden elektrik üretiminde önemli artış gören tek G20 ülkesi oldu. Kömür üretiminde Çin'i takiben en büyük dört ülke olan Hindistan (-%5), Amerika Birleşik Devletleri (-%20), Japonya (-%1) ve Güney Kore’de (-%13) 2020 yılında kömürün payında düşüş yaşadı. Çin, günümüzde dünyadaki kömürden elektrik üretiminin yarısından fazlasından (%53) sorumlu durumda.

Emisyonlar halen azalmıyor

2020'de kömürde rekor düşüş yaşanmasına rağmen, salgının gerçekleştiği yıl elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonlar, Paris Anlaşması'nın imzalandığı 2015'e kıyasla halen yaklaşık %2 daha yüksekti. 2015'ten bu yana elektrik talebi %11 (+2536 TWh) arttı, ancak bu artış, temiz elektrik üretimindeki artışı (+2107 TWh) geride bıraktı. Sonuç olarak, doğal gazdan üretilen elektrik %11 (+562 TWh) artış gösterdi ve kömür üretimindeki düşüş %0.8 (-71 TWh) ile sınırlı kaldı.

Ember’in küresel lideri Dave Jones, “İlerleme dünyanın hiçbir yerinde yeterince hızlı gerçekleşmiyor. Küresel salgın sırasında kömürden elektrik üretiminde rekor düşüş yaşandı, ancak bu düşüş, ihtiyaç duyulan düşüş miktarının altında gerçekleşti. Küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırmak ve ısınmanın tehlikeli ulaşmasını önlemek için kömürden elektrik üretiminin 2030 yılına kadar %80 azaltılması gerekiyor. Aynı zamanda kömürü ikame edecek ve küresel ekonominin gücünü elektrikten almasına yetecek miktarda temiz elektrik üretmemiz gerekiyor. Dünya liderleri henüz bu dönüşümün ne ölçekte gerçekleşmesi gerektiğinin farkına varmadılar" diyor.

Ember’in kıdemli analisti Dr. Muyi Yang, “Bazı ilerlemelere rağmen Çin, halen kömür üretimindeki artışı sınırlandırmakta zorlanıyor. Hızla artan elektrik talebi, kömür kullanımını ve emisyonları artırıyor. Talep artışının daha sürdürülebilir şekilde gerçekleşmesi, Çin'deki kömür santrallerinin özellikle de en verimsiz santralleri aşamalı olarak kapatmasını sağlamanın yanı sıra, ülkenin iklim hedeflerine ulaşması adına birçok fırsat sunuyor," diyor.

Ember Hakkında

Ember, küresel ölçekte elektrik üretiminin kömür yerine temiz kaynaklarla ikame edilmesini hızlandırmak amacıyla kurulan bağımsız, kâr amacı gütmeyen bir düşünce kuruluşudur. Kurum bünyesinde bu politikalara yön veren en yeni ve yüksek etki yaratan araştırmalar gerçekleştiriliyor.

Ember’in Küresel Elektrik İnceleme Raporu Hakkında

Rapor, 2020 yılında elektrik sektöründeki küresel dönüşümün görünümünü ilk kez ortaya koymak amacıyla dünyadaki her ülkenin elektrik verilerini analiz ediyor. Raporda 2000 yılından bu yana her bir ülkenin hangi yakıttan ne kadar elektrik ürettiğine dair veriler bir araya getiriliyor. Dünyadaki elektrik üretiminin %90'ını gerçekleştiren 68 ülkenin 2020’ye kadar her yıl için verisi bulunuyor. Bu veriler, dünya çapında üretimde yaşanan değişimleri değerlendirmek üzere yapılan çalışmanın temelini oluşturuyor. Bunun dışındaki ülkelerin tamamının 2019 yılına kadar tüm verileri yer alıyor. Araştırma kapsamında, dünyadaki elektrik üretiminin %84'ünün gerçekleştiği G20 ülkelerinin her birinin derinlemesine değerlendirmesinin yapıldığı ülke analizleri de yer alıyor. 


Yorum Yazın