Asıl neden Ukrayna’daki hezimet mi?

Putin sonun başlangıcına mı geldi?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Putin sonun başlangıcına mı geldi?
Abone ol
Rus lider Vladimir Putin için tehlike çanları çalıyor mu? Rusya'daki durum nasıl? Rus halkının Ukrayna'daki savaş için düşüncesi ne? Bir devrin sonuna mı geliyoruz?

Muhalif Analiz

Savaş dönemlerinde liderler; generallerini kazanırken değil, kaybederken değiştirirler. 11 Ocak’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Sergei Surovikin'in yerine Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov'un getirileceğini açıkladı. Üstelik Surovikin, Ukrayna’daki Rus Askeri Kuvvetlerinin komutanı olarak daha yeni atanmıştı. Bunun bize gösterdiği tek sonuç: Putin, Rusya’nın Ukrayna’da kaybettiğini anladı.

Ordunun tepesinde yaşanan bu sarsıntı, Putin’in başarısızlığını kabul ettiğinin tek işareti de değil. Rus lider her sene düzenlenen yıl sonu basın toplantısını da iptal etti. Görünüşe göre kendisine sadık ve yandaş bir basın kuruluşundan soru almaya bile tahammülü kalmamış durumda. Noel’de Kremlin’deki Katedral’da çekilen görüntüleri de pek iç açıcı değildi.

Propagandacılarından Sergei Markov da, geçen yılın kazananını ABD ve Biden olarak tescilledi. Muhabir Maksim Yusin’in görüşü de aynı yöndeydi. Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir talk şovda Rusya’nın ‘askeri harekat hedefleri’nden hiçbirine erişemediğini söyledi.

Putin’in eski danışmanlarından Sergei Glazyev bile Rusya’nın Batı’ya karşı olan savaşını kazanma noktasında; net bir hedefi, sağlam bir ideolojisi veya kaynakları olmadığını kamuoyuna duyurdu.

Putin, orduya birkaç yüz bin asker daha aldıktan sonra bahar saldırısını başlatarak 2022’de yaşadığı kayıpların telafisini sağlamak istiyor. Fakat Rus liderin her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen itibarı önümüzdeki dönemde alacağı başarılı sonuçlarla bile eski haline gelmeyecek. Ukrayna’daki savaşta yaşadığı faciayla anılacak.

Öncelikle, artık savaş arenasında Rusya’nın ezici bir zaferini göremeyeceğiz. Rusya silahlı kuvvetlerinin; Putin’in geçtiğimiz sonbaharda ilhak ettiği Ukrayna’daki dört bölgeyi de ele geçirecek kapasitesi de, iradesi de yok.

Başkan Volodimir Zelenski’nin ABD ve NATO’dan talep ettiği silahların temin edilmesi durumunda Ukrayna’nın karşı saldırılarının başarıyla sonuçlanması daha da mümkün hale gelecek. Yani Putin’in askeri zafer kazanarak itibarını yeniden kazanması pek olası bir durum değil. Bunu artık tüm çevreler kabul ediyor.

Putin’in Ukrayna’yı barbarca işgal etmesi Rusya’nın küresel ekonomideki yirmi yıllık entegrasyonunu da bir anda yok etti. Ve Rusya bugüne kadar, bir ülkeye karşı uygulanan en büyük yaptırımlarla karşı karşıya.  Bu sürecin Putin iktidarda olduğu sürece devam edeceği de öngörülüyor.

Yaptırımlar şu an için kalıcı. Daha az saldırgan, daha az otokratik bir lider iktidara geldiğinde gevşemenin de başlayacağı düşünülüyor.

Bu arada Rusya, ekonomik seçkin sınıfın zaten farkında olduğu ve yakındığı ekonomik sıkıntı ve durgunlukla boğuşacak. Rusya’nın elit ve kaliteli sınıfından binlerce kişi ise ülkeyi terk etti. Binlercesi de terk etmeye çalışıyor. Putin, Rusya’da özel sektörün saygısını da yeniden kazanamayacak.

Diğer bir detay da; Putin’in toplumsal desteği zayıf ve azalıyor. Kamuoyu yoklamalarında ise arkasında hala bir halk desteğinin bulunduğu görülüyor. Ancak Rusya’daki anketler büyük bir baskı altında gerçekleşiyor. Anketlere yanıt verenler rejimin taraftarları iken, yanıt vermemeyi tercih eden çoğunluk ise muhtemelen desteklemiyor. Ve bu anketlerde bile coşkunun azlığı ve  savaşa yönelik desteğin azalması dikkatleri çekiyor.  İşgalin sona ermesi durumunda halen Putin’in yanında saf tutacaklar da var. Ve gelen desteğin demografik yapısı da ayan beyan ortada: Yaşlı, az eğitimli, kırsalda yaşayan ve fakir olan kesim Putin’in tarafındayken; genç, şehirli, eğitimli ve zengin kesim karşısında yer alıyor.

Diğer göstergeler de Putin için oldukça korkutucu. Geçen yıl Rus emperyalizmini destekleyen kitle hareketleri ülkede yeniden boy göstermezken buna karşın savaş karşıtı protestolar yapıldı.

Savaş başlamadan önce Putin, Rusya'nın en popüler muhalefet lideri Alexei Navalny'yi tutukladı. Navalny ise hapishanedeki hücresinden savaşı kınamaya devam ediyor. Putin Ukrayna'yı işgal ettiğinden beri, savaşı protesto ettikleri için yaklaşık 20.000 kişi gözaltına alındı ​​ve tutuklandı. Rusya’nın Ukrayna’da savaş suçu işlediğini söylediği için hapis cezası alan Alexei Gorinov ve Ilya Yashin de buna dahil. Savaş gerçekten halk tarafından destekleniyor olsaydı en ufak bir eleştiride insanlar hapse girer miydi?

Paranoyak lider Putin, birçok bağımsız medya kanalını kapattı, sosyal medyayı da yasakladı. Tüm bunlara karşın Rusya devleti kontrolündeki medya kuruluşlarının izlenme oranları düştü. Sürgünde faaliyet gösteren bağımsız medya giderek daha fazla talep gördü.

Bir devrimin olma ihtimalini tahmin etmek zor. Fakat Putin’in saray darbesi ya da halk ayaklanması yoluyla devrilme ihtimalinin düşük olduğu aşikar.

Yirmi yılı aşkın bir süredir iktidarda olan Putin, oldukça baskıcı bir diktatörlük inşa etti. Kendisini eleştirenler hapisteyken, yakın çevresindekiler bile ondan korkuyor.

Birdenbire iktidardan düşmesi durumunda, yerine geçecek kişinin böyle bir rejimi sürdüreceği düşünülmüyor. Çünkü aslında, bu militan ve milliyetçi duruşun kitlesel takipçisi ve ideolojik çekiciliği bulunmuyor.

En olası senaryo ise; gözden düşmüş ve desteği azalmış olsa da Putin’in yakın gelecekte de ipleri elinde tutacak olması.

Putin’in en güzel günlerinin geride kaldığı söylemek yanlış olmaz. Rejimin geleceği konusunda pek iyimser sözler edemeyiz. Putin’in Ukrayna’da yaşadığı başarısızlığının Putinizm için sonun başlangıcı olarak görebiliriz.

Rusya Devlet Başkanı’nın son dönemdeki davranışları da bu gerçeği gözler önüne serer nitelikte…


Yorum Yazın