Moda dünyasının logo ve renk sevdası

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Moda dünyasının logo ve renk sevdası
Abone ol
Tiffany’nin turkuazı, Hermes’in turuncusu ve şimdi Sebastian Stan ile tanıştığımız Valentino’nun pembesi… Moda dünyasının renk ve logo tutkusu haberimizde.

Met Galası­: Moda için en önemli akşam. Her sene dünyanın en ünlü yıldızlarının dünyanın en büyük tasarımcıların kıyafetleriyle kırmızı halıdan yürüdükleri gece. Bu sene 2 Mayıs’ta gerçekleşen galada bütün yıldızlar temaya uygun bir şekilde 19. Yüzyıldan esinlenilen elbiseleriyle donanmışken Valentino’nun, Amerikalı aktör Sebastian Stan için farklı bir planı vardı: Pembe.

 

 

Hatta sadece pembe değil, baştan aşağı olabilecek en cart, en göz alıcı pembe. Üzerinde giydiği ceketinden pantolonuna, pantolonundan ayakkabısı hatta çorabına kadar bile, Amerikalı aktör bu pembeyle donanmıştı. Kısacası, Valentino’nun bu kıyafeti, kırmızı halıda 19. Yüzyıl korseleri ve şapkalarıyla dolaşan diğer yıldızlar arasında göze çarptı.

Her tasarımcının aylarca yılın teması üzerinde çalıştığı Met Galasına uyum sağlamayan Sebastian Stan ve Valentino, bu cart pembe kıyafetle bütün moda severlerini şaşırtmıştı. Ancak bu partide kimsenin bilmediği şey şuydu ki, aslında bu cart pembe kıyafet, Valentino’nun yeni imajının sadece başlangıcıydı.

Valentino, eski kırmızı ve siyah kombinasyonundan uzaklaştı, web sitelerinde ve instagram sayfalarında bu cart pembe renge yer vermeye başladı. Bu değişimin zirvesi ise Valentino Sonbahar 2022 gösterisindeydi. Valentino’nun kreatif direktörü Pierpaolo Piccioli’nin eseri olan bu pembe renk yani Valentino Pembesi PP, sadece kıyafetlerde değil ama gösterideki pistten modellerin makyajına kadar her yerdeydi. Şimdi ise bu pembe renginin Valentino vitrinlerinde görüleceği aşikar.

 

 

Valentino Sonbahar 2022 defilesine marka elçisi Zendaya, bu ünlü pembe rengiyle gelmişti.

 

 

Anne Hathaway de Valentino’nun temmuz başında Roma’da yaptığı defileye Valentino pembesi PP ile gelerek sosyal medyada konu oldu. 

 

 

Bu hikâye aslında yıllardır örnekleri olmasına rağmen yavaş yavaş moda tasarımcıların daha çok tercih edeceği bir akımı simgeliyor. Popüler mücevher mağazası Tiffany & Co, kendi markası haline getirdiği turkuaz rengini ilk kez 1845’de kullanmaya başlamıştı. Hermes de dünyaca bilinen cart turuncu rengini ikinci dünya savaşının Nazi Almanya’sında keşfetmişti. Aynı şekilde Bottega Veneta’nın klasik yeşil rengi 1990’lardan beri mağaza girişlerini süslüyor…

 

 

Özellikle de 2000’li yılların başında Louis Vitton ve Burberry gibi markaların öncülüğünde moda dünyasının logo sevdası artmıştı. Üzerinde bulunan logolar ile lüks markaların kıyafetleri adeta bir statü simgesi halini almıştı. Ancak yeni gelişen teknolojiler bu dinamiği bozmaya başladı.

 

 

Artık diğer alanlarda olduğu gibi moda da sosyal medya hesaplarından yürüyor. Konulan fotoğraf ve videolarda ise eskiden olduğu gibi marka logolarını tespit etmek zorlaşıyor.

Bu duruma olan en iyi çözüm renkler. Pazarlama şirketi Wunderman Thompson Intelligence’ın editörü Emily Safian-Demers, görsel ağırlıklı teknolojik dünyada markalaşmış renklerin çok daha kolay ayırt edilebileceğini açıklıyor. Hatta gittikçe popülerleşen Metaverse’de kişilerin gökyüzünü, ağaçları veya avatarlarını bile bu renklere boyayabileceklerini söylüyor.

Renkler dijital ortama çok daha kolay çevrilebiliyor.

Değişen teknolojiyle statü simgelerini korumak isteyen markalar artık logolarını kullanmak yerine kendi renklerini icat ediyorlar. Sonuçta bir logoyu 1 metre öteden görebilirken Valentino’nun cart pembesini 10 metre öteden görebilirsiniz.


Yorum Yazın