Bolşevik İhtilali

Ekim Devrimi’nin 105. yılı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Ekim Devrimi’nin 105. yılı
Abone ol
Tam 105 yıl önce bugün Rusya’da Bolşevikler iktidarı aldı ve insanlık tarihinde yeni bir dönemi başlattı. Bu devrim bugün hala işçi sınıfının en büyük zaferi olarak kabul edilmektedir.

1917 Rus Devrimi olarak da bilinen Ekim Devrimi, Vladimir Lenin tarafından “ekmek, barış, özgürlük” sloganı altında 1905 Rus Devrimi’nin devamı niteliğinde olmuş ve Petrograd (Petersburg) şehrinde ilk kıvılcımlarını yaymaya başlamıştır. 1905 Devrimi tamamen halk iradesiyle başlarken, Ekim Devrimi bir parti düşüncesiyle başlamıştır.

O dönemde Rusya’da diktatörlük ve mutlak yönetim şekli hakim konumdaydı. Rusya, Çar sistemiyle yönetilmekte; büyük bir ekonomik çöküş ve buhran yaşamaktaydı. Rus halkının çoğunluğu işsizler ve köylülerden oluşmaktaydı. Bu da kötü gidişatın kanıtları arasındaydı. Bu sefalete halk 1905’de ayaklanarak tepkisini gösterdi. Ancak sonrasında durumlar eskisinden de beter hale geldi. Petersburg ve Moskova’da, İşçi Sovyetleri kuruldu. Bu gelişmelerin ışığında Çar bazı önlemlere başvurdu. Duma’yı kurup halka bazı özgürlükler verdi. Denenen yöntem işe yaramadı. Hatta Çar’ın yönetimden alınmasına kadar gitti. Bu sırada I. Dünya Savaşı’na katılan Rusya’da sefaletin doruğuna ulaşılmıştı. Barış isteyen Rus halkına karşı hükümet I. Dünya Savaşı’na devam kararı verdi.

Lenin ilk devrim düşüncelerini 1903 yılındaki Roma Kongresi’nde dile getirmişti. Lenin ve düşüncelerini destekleyen ‘Bolşevik’ isimli bir topluluk oluştu. 1905 senesinde adaletsizlik, açlık ve yokluğa yönelik bir ayaklanma gerçekleştirildi ancak başarısızlıkla sonuçlandı. Birçok ülke demokrasi yönetimine geçmişken Rusya’da Çarlık sistemi devam etti. Diktatörlük bu dönemde dozunu en yüksek seviyeye çıkardı ve Çarlık Rusya’sının itibarını ve saygınlığını yok edecek duruma geldi. Duma kurulması Çar’ın tahttan indirilmesine neden oldu. Yerine geçici olarak “Krenski Hükümeti” kuruldu. Geçici hükümetin 20-21 Nisan’da savaşa devam etme kararı alması iç savaşı da körüklemiş oldu. Lenin ve düşünceleri bu dönemde halen işçi sınıfı tarafından destek görmüyordu; bu nedenle ayaklanma başlatılmadı. Bolşeviklerin eylem ve gösterileri hükümet tarafından yasaklanmış durumdaydı. Yasağın sonrasında 18 Haziran’da Bolşevikler bir eylem gerçekleştirdiler. 4 Temmuz’da başlayan iç savaşla birlikte de geçici hükümet Bolşevikleri yok etmek amacıyla birçok saldırı düzenlemeye başladılar.

Ekim Devrimi

Temmuz ayının başında yönetim bütünüyle kötü ellere geçmiş; iç savaş giderek tırmanmıştı. Barışın sona erdiği bu dönemde Lenin ve yandaşları hakkında tutuklama kararı çıkarılmıştı. Tutuklama kararı sonrasında Lenin Finlandiya’ya kaçmıştı. Gerçekleşen gizli bir toplantıda Troçki ve yandaşları Bolşevik Partisi’ne katılmış; bu gelişme üzerine Lenin Petersburg’a geri dönmüştür. 10 Ekim’de yaptıkları toplantıda ise silahlı ayaklanmalar için planlar yapmaya başlamışlardır.

Dönemin Genel Kurmay Başkanı Kornilov, komünistlerin ve Sovyetlerin yok edilmesi gerektiğini söylemiş ve Bolşeviklere karşı birçok saldırı planı hazırlamıştı. Kornilov’un aklında tek bir hedef vardı. Diktatörlük oluşturarak ülkenin yönetimini devralmaktı. Yaptığı planları geçici hükümete söyleyen Kornilov Krenski tarafından destek bulamadı. Buna karşın Kornilov Petersburg’daki Bolşevik’lerin üzerine askeri birlik gönderdi. Bolşeviklere sahip çıkan halk; gelen saldırıyı sertlik ve ciddiyetle geri püskürttü. Bu direniş sonrasında Bolşevik taraftarları büyük bir yükseliş göstermeye başladı.

7 Ekim tarihi için silahla ayaklanma düşünen Lenin’in planları bazı kişiler tarafından dışarı sızdırıldı. Buna karşın Lenin önderliğinde 24 Ekim tarihinde bir ayaklanma başlatıldı ve mutlu sona ulaşıldı. 26 Ekim günü Lenin’in başkanlığı üstleneceği Sovyetler Hükümeti kuruldu. Lenin’in ilk işi Troçki’yi Dışişleri Bakanı olarak görevlendirmek oldu. Hızlı bir şekilde Rusya I. Dünya Savaşı’ndan çekildi ve çöken ekonominin düzelmesi için önlemler alınmaya başlandı. Brest-litovski antlaşması ile Rusya’yı I. Dünya Savaşı’ndan çıkaran kişi de Troçki oldu.

Geçici hükümetten alınan iktidar Bolşeviklerin ve müttefikleri olan Sol SR’ların hâkim olduğu Sovyetlere verildi. Olayların devamında Bolşeviklere karşı olan monarşi yanlısı Beyaz Ordu, Bolşeviklere karşı iç savaş başlattı. 1917-1922 yılları arasında Rusya’da uzun bir iç savaş meydana geldi. Ayaklanma planları yapıldığı dönemde Sovyet yanlıları olarak yer alan Menşevik ve SR’lar ayaklanmaya destek vermediler. Eylül ve Ekim aylarında Moskova ve Petrograd sanayi işçileri, maden işçileri, demir sanayicileri, petrol işçileri, demir yolu işçileri birçok grev yaptılar ve Lenin’e desteklerini gösterdiler. Halk Kornilov’un saldırılarına karşılık olarak tüm Rusya yönetiminin Sovyetlere verilmesini onayladı ve destek verdi.

Yeni hükümet görevi devraldıktan sonra geçmişte Lenin’in yanında yer alan bazı yandaşlar iç savaşta karşıda cephe aldılar. Kendisine ve devrime ihanet eden yandaşlar Lenin tarafından hiçbir ayrım yapılmadan öldürtüldü. Bu da Lenin’in verdiği tüm sözleri yerine getirmesini sağladı. 1924 senesinde hastalanan Lenin kısa süre içerisinde yaşamını yitirdi. İlk akla gelen düşünce “Hükümetin başına kim geçecek?” olmuştu. O dönem iktidarda bulunan tek parti Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ydi. İç savaş dönemindeyken Lenin ve Stalin arasında yakın bir iletişim bulunmaktaydı. Ölümünden önce ise Stalin’in kesinlikle hükümetin başına geçebilecek kadar güvenilir olmadığını da ifade etmişti. Ancak kimse bu durumu dikkate almamıştı. Lenin’in düşüncesine göre iktidar Sol Bolşeviklere verilmeliydi. İç savaş sırasında Troçki Kızıl Ordunun komutasını üstlendi ve Stalin’e destek verdi. Stalin’in yeni ekonomik politikadan vazgeçilmesi gerektiğini söylemesinin ardından Troçki karşı tarafa geçti. Muhalefete geçen Troçki Stalin tarafından 1928 yılında tüm güçleri elinden alınarak, sürgün edildi.

Lenin’in getirdiği haklar

Alınan toprak kararnamesi; topraklar, manastırlar ve kiliseler vb. diğer mülklerin büyük toprak sahiplerinden alınarak halka dağıtılmasını sağlamıştır. Toplam olarak 150 milyon hektarlık toprak dağıtılmış ve köylülerin borçları geçersiz sayılmıştır. İşçi ve memurlar için; işsizlik ve ücretsiz sağlık sigortaları uygulanmaya konmuştur. İş saati 8 saat ile sınırlandırılmıştır. Farklı uluslar ve yerli halk arasındaki tüm ayrıcalık ve ayrılıklar resmen kaldırılmıştır. Hak eşitliği, egemenlik, kendi kararını verebilme şeklinde yeni haklar tanınmıştır. 1922-1928 tarihleri arasında 5 yıllık kalkınma planı hazırlanmıştır. Halka eğitim ve sağlıktan ücretsiz yararlanabilme imkanı verilmiştir.


Yorum Yazın