Arda’da pişer, İlkay’a da düşer planı tutmadı!

Bu nasıl iletişim bilmezliktir Barcelona?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Bu nasıl iletişim bilmezliktir Barcelona?
Abone ol
Tüm dünya Arda’nın Real Madrid’e transferini konuştu. Real Madrid, sosyal medya hesaplarıyla bu transferi daha da konuşturdu ve etkileşime çevirmesini bildi. Barcelona ise Türk asıllı oyuncu İlkay Gündoğan transferinde facia iletişim hataları yaptı. Bunlar nelerdi?

Oğuz Büber - Muhalif Analiz

Fenerbahçe’nin genç yıldızı Arda Güler’in Real Madrid’e transferi büyük olay olmuş, tüm dünya bu genç oyuncuyu konuşmuştu.

Arda Güler’in transfer sürecinin önemli bölümlerinden birisi de sosyal medyada yarattığı etkiydi. Madrid ekibi bu etkiyi oldukça iyi kullanmış ve karşılığında çok iyi etkileşim almıştı. 

Arda’nın transferinde dünyanın en büyük iki futbol kulübü diyebileceğimiz Real Madrid ve Barcelona karşı karşıya geldi. 

Tüm dünyada spor sayfalarının yanı sıra, bu iki ekibin etkisinde olan AS ve Marca gibi tanınmış İspanyol gazeteleri Arda’yı manşetlerine taşıdılar. Dünyaca ünlü sosyal medya sayfaları transfer süreciyle ilgili gelişmeleri anbean aktarmış; spor duyumcuları gelişmeleri heyecan verici bir şekilde yansıtmışlardı. 

Transfer aşamasında takımın efsane futbolcularından da olan sportif direktör Deco, Arda’yı ikna etmek için İstanbul’a kadar gelmiş, Real Madrid kanadının ise Arda’nın ailesine reddedemeyeceği teklifler sunduğu belirtilmişti.

Nitekim Arda kararını Real Madrid yönünde verdi. Yazımızda dikkat çekmek istediğimiz kısım tam da burada başlıyor.

Real Madrid’in sosyal medya ekibi sosyal medya ağlarındaki potansiyeli nasıl bu kadar iyi kullandı? Transferle ilgili olan kişilerin merakını nasıl etkileşime döktü?

Belirtmemiz gerekir ki sosyal medyada oldukça organize, etkin ve yüksek nüfuslu bir ‘futbol tayfa’ olarak tanımlanan futbol taraftarı kitle var. Bu futbol tayfa etkileşim verirken de bir o kadar cömert davranabiliyor. 

Hasthag kullanıp trendlere belirli konu başlıkları sokmak olsun, resmi kanalların paylaşımlarını yeniden paylaşmak olsun, yorum yapmak olsun. Her konuda oldukça büyük bir akış sağlayabiliyorlar. 

Arda’nın transferinde de baş aktörler arasında bu futbol tayfa, özellikle de Fenerbahçe taraftarı olan kısım oldukça etkindi.

Fenerbahçeliler Arda’nın gidişine ne kadar üzülseler de bir yandan da gurur duyuyorlardı. Bunun göstergesini Real Madrid paylaşımlarında da gördük.

Real Madrid’in Arda ile ilgili ilk paylaşımı Türkçe oldu. Daha o andan belliydi ne kadar kaliteli bir süreç yönetileceği. Aynı zamanda bu kulübün attığı ilk Türkçe tweet olmuştu:

Yükleniyor...”

Hemen ardından da transferle ilgili resmi açıklama geldi, bir gün sonra resmi törenin yapılacağı bilgisi verilerek. 

Ve arkasından “WelcomeArda yazılı Arda’ya Real Madrid forması giydirilmiş olan bir paylaşım daha geldi ki. O paylaşım dünya tarihine geçecekti.

Real Madrid'in 'Welcome Arda' yazılı paylaşımı, Messi'nin PSG'ye transfer olduğu zamandaki yapılan paylaşımı da geride bırakarak sosyal medya tarihinde en çok fav alan (beğeni alan) 2. transfer açıklama paylaşımı oldu.

Tam sıralama şu şekilde:

1. Cristano Ronaldo – Man United - 1.8 Milyon

2. Arda Güler - Real Madrid - 945 Bin 

3. Lionel Messi - PSG - 808 Bin

 

Madrid ekibi aynı gün içerisinde belli aralıklarla 8 paylaşımda daha bulunmuştu Twitter’dan. 

Instagram sayfası da Arda Güler içerikleriyle dolmuştu. Ancak bu paylaşımlar kimsede yeter artık abarttınız duygusu oluşturmadı. Real Madrid oldukça yüksek bir etkileşimi güzel içeriklerle almıştı. Bu içeriklerde Fenerbahçe ve Milli Takım’dan paylaşımlara yer verilmişti. 

Sonraki gün, yani imzanın atılacağı gün de yine Türkçe ifadelerin yer aldığı bir paylaşım yapıldı:

“☀️ ¡Buenos días #Madridistas! 

🇹🇷 Günaydın Türkiye ve bütün dünyada ki Madridistalar!”

Sonrasında imza törenine gelene kadar da Arda’nın kulüpteki aşamaları bir bir paylaşımlarda yer aldı. Arda ile ilgili yapılan paylaşımların her biri 100 binlerce beğeni alıyordu. 

Sosyal medya kanadı oldukça iyi bir iletişim yönetimi ile normal dönemdeki beğenilerini katlamış ve kendi düzenlerinin dışına çıkmadan yeni futbolcularını aileye dahil etmişti. 

Dünyanın en büyük kulüplerinden birisi olan Real Madrid sosyal medya yönetiminde de çok iyi olduğunu göstermişti.

Şu anda ise Arda da diğer yıldız futbolcular gibi bazı günler kulübün sosyal medya paylaşımlarında yer alıyor. Kulübün sosyal medya hesabı normal seyrine dönmüş durumda.

İlkay Gündoğan'ın Barcelona'ya transferi

Şimdi de İlkay Gündoğan’ın Barcelona’ya transferine değinelim. Bir diğer dünya devi Barcelona, Türk asıllı Alman futbolcu İlkay Gündoğan ile sözleşme imzaladı. Arda Güler yıldız adayı olarak gelirken İlkay Barça’ya yıldız olarak Manchester City gibi dev bir takımdan geliyordu. 

Tek fark iki oyuncu arasında değil kulüpler bazında da vardı. Barcelona’nın sosyal medyada Türkiye resmi hesabı da bulunuyordu. Yani Türkçe hesap olmasını bir avantaj olarak kullanabilirdi.

Barcelona da İlkay’ın transferinde gün boyu paylaşımlara yer verdi. Orijinal hesapta çok sayıda paylaşım bulunurken, Türkçe hesapta görece daha az paylaşım yapılmıştı. Real Madrid’in Arda transferindeki heyecan ise İlkay’ın transferinde pek fark edilmiyordu.

 Ellerinde Türkçe kullanmalarını sağlayacak bir hesap olmalarına karşın Türkiye’ye özel kaliteli bir içerik de çıkmıyor diyecektik ki Türkiye’ye özel bir video paylaşımı yapıldı. Ama fiyasko bir biçimde…

Tam da yazının başlığında bahsettiğimiz mantıksal hataların yer aldığı bir paylaşımla sosyal medya nasıl yönetilmez örneği verdi Barcelona sosyal medya ekibi.

8 saniyelik videoda İlkay Gündoğan; “Merhaba Türkiye. Burada olduğum için çok mutluyum. Güzel bir sezon bizi bekliyor. Desteğinizi bekliyoruz, selamlar” sözlerini söylüyordu. Paylaşımda ise Türk bayrağı konulmuş ‘İlkay Gündoğan'ın Türkiye'deki taraftarımıza bir mesajı var’ denilmişti. 

Sade ve hiçbir duygu paylaşımına yer verilmeyen video, kullanıcılarda karşılık bulmadığı gibi tepki de görmüştü. Çünkü İlkay Türk kökenli olsa da Alman Milli Takımı’nın oyuncusuydu. Videoya gelen eleştirilerde de bu durum vurgulanmıştı. ‘İlkay’ın İspanya’da oynayan Türk futbolcular arasında olmadığı, Alman Milli Takımı’nda oynayan birinin Türk olmayacağı’ savunuluyordu. Paylaşımın samimiyetsiz ve etkileşim alma odaklı olduğu şuradan da anlaşılıyordu. Barça ekibi Türkiye için bu videoyu paylaşırken orijinal resmi hesapta böyle bir paylaşım yoktu. Eğer olsaydı Alman taraftarların ne diyeceği de merak konusuydu. 

Peki Barça nasıl bir paylaşımla içten ve bütünleştirici, taraftar nezdinde karşılık bulan tweet atabilirdi?

Türkiye’den ögelere yer verilebilirdi. Yani İlkay’ın Türklüğünü kaybetmediği bazı davranışlara yansıtabilirdi. Örnek olarak ilk paylaşımlardan birinde İlkay’ın kruvasan ve waffle yediği görünüyor. Burada leziz bir Türk kahvaltısına yer verilerek taraftarın ilgisi kolayca çekilebilirdi.

Ama hata üzerine hata yapan Barça ekibinin hiç yapmaması gereken bir yanlış hamle daha vardı. Paylaşımlardan birinde İlkay’ın kahve içtiği görülüyordu. 

İlkay kahve sevgisini, “Kahveyi çok severim” diyerek de vurguluyordu. Tam bu anda fırsat kendiliğinden ayağına geliyordu aslında. Kamera arkasındaki kişi, “Evet, Türkler kahveyi seviyor.” diyordu. 

İşte doğal yoldan kurulabilecek güzel bir bağ kurma şansı; İlkay’ın cevabı ise “Ama Türk kahvesi çok sert, ben içemiyorum” şeklinde oluyordu. 

Yani önüne gelen fırsatı bu cümleyle tepiyordu. Belki olduğu gibi davranmış, sevmiyorsa sevmiyor ne var bunda diyebilirsiniz. Ancak bir hesapta Türkiye için paylaşım yapıp diğer tarafta böyle dışlayıcı dil kullanacaksanız bu videoyu paylaşmanın da bir anlamı kalmıyor o zaman.

Çünkü videoyu izleyen Türklerin akıllarına ilk olarak “Alman işte, Türk kahvesi içmeyi sevmez” düşüncesi geliyor. Ve normalde olandan daha fazla tepki oluşuyor.

Sonuç olarak; 

bir tarafta her ne kadar Alman vatandaşı olsa da Türk kökenli olan futbolcudan hiçbir etkileşim sağlamayı başaramayan ve sadece etkileşim alırız belki diyerek paylaşımda bulunan bir Barcelona sosyal medya yönetimi var. Üstelik kulübün resmi Türkçe hesabı da var. O ayrıntıyı da unutmamalı.

Diğer tarafta ise Arda Güler’in popülerliğini oldukça iyi kullanarak kendi etkileşimlerine yansımasını sağlayan Real Madrid sosyal medya yönetimi var. Ki Türkçe hesapları olmamalarını, yeri geldiğinde birkaç Türkçe tweet atarak da avantaja dönüştürüyorlar.

İletişimin, marka imajının oldukça önemli olduğu bu çağda Barcelona’nın hiç yapılmaması gereken bir hata yaptığını görüyoruz. Kulüpler için sportif başarı ne kadar önemliyse, bunun yansımasını medya gibi mecralarda görmek de o kadar önemlidir. 

Barcelona'nın medya kanalının ise sportif şubeye destek sağlamadığı gibi gelen başarılardan etkileşim sağlamayacağını da söylemek yanlış olmayacaktır.


Yorum Yazın