Abdülhamit dönemi yasaklarında Karagöz sansürlenmiş; yüzlerce yasaklı kelimeler basını bunaltmıştı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Abdülhamit dönemi yasaklarında Karagöz sansürlenmiş; yüzlerce yasaklı kelimeler basını bunaltmıştı
Abone ol
Kaynaklara göre; Abdülhamit’in büyük burnu coğrafya kitaplarında da burun yazılmasına yasak getiriyor. Tarih kitaplarından ise, "ihtilal" "isyan", "suikast" ifadeleri kaldırılıyor. Evlerin basıldığı, gazetelerin kapatılarak, toplatıldığı, hapis cezalarının yanı sıra sürgüne gönderildiği baskılı dönem özellikle aydın kesimi kasıp kavurmuştu.

Muhalif. Özel - Hülya Özmen  

TBMM’de, içerdiği hükümler nedeniyle halkın haber alma özgürlüğünü de önemli ölçüde kısıtlayabilecek "sansür yasası” olarak ifade edilen 40 maddelik "Dezenformasyonla Mücadele Yasası’nın 14 maddesi kabul edilirken düzenlemeye karşı itirazlar artarak sürüyor. Genel Kurul’un son oturumunda konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 149. sırada olduğunu, bu yasanın çıkması durumunda Türkiye’nin İran’ın bile gerisine düşebileceğini belirtti. Sansür Yasası'yla ilgili “çok büyük bir tehlike daha var” diyerek herkesi uyaran Paylan, bu yasayla Twitter ve Facebook’un kapatılabileceğinin ve iktidarın, Twitter’sız ve Facebook’suz bir seçime gidebileceğinin altını çizdi. CHP Aydın Milletvekili ve Adalet Komisyonu Süleyman Bülbül, İstibdat dönemi olarak adlandırılan II. Abdülhamit’in Osmanlı Devleti’ni 30 yıl boyunca mutlak monarşi ile yönettiği dönemde çıkardığı bir yönergeye dikkat çekti ve “1878’den 2022’ye kadar geçen sürede değişen tek bir şey yok” diye konuştu. Yasa teklifine ilişkin görüşmelerin devam etmesi bekleniyor.  

Neredeyse 150 yıl önceki sansür uygulamaları  

II. Abdülhamid dönemindeki basından tiyatro oyunlarına kadar uzanan sansür uygulamaları araştırma, inceleme ve bu dönemi anlatan kitaplarda yer alıyor.  Cevdet Kudret’in ‘Abdülhamit Devrinde Sansür’ (1876-1909) kitabında, “Evleri basmak, kişileri sürmek, gazeteleri kapamak, toplantıları yasaklamak vb. gibi eylemlerle otuz üç yıl sürecek ve gittikçe şiddetlenecek olan baskılı yönetim, Abdülhamit'in tahta çıkışından aşağı yukarı bir yıl sonra işte böyle başlamış, toplumun özellikle aydın kesimini kasıp kavurmuştur” deniliyor.  Hüseyin Cahit Yalçın ise, “ Abdülhamit döneminde gazetecilik iyice güç ve tehlikeli bir işti. İp üzerinde cambazlık belki bu kadar ustalık gerektirmezdi”.  

Karagöz'e bile sansür 

 Kaynaklara göre, “Türkiye'de basınla ilgili ilk "nizamname" (tüzük) Abdülaziz devrinde yayınlanmış (Aralık 1864), Abdülhamit o konuda epey zengin bir birikime mirasçı olmuş, geçmişte ki denemeleri göz önünde bulundurarak, sistem üzerinde her yıl biraz daha oynamış, onu bir kuyumcu gibi işlemiş, "geliştirmiş"; kanun ve tüzüklerdeki bütün boşlukları doldur-muş, açık kapıları tıkamış; kurduğu düzeni tam 33 yıl hiç aksatmadan uygulamıştır”. 

Cevdet Kudret kitabında, Abdülhamit tahta geçtikten dört ay sonra yayınlanan (23 Aralık 1876) Kanuni Esasinin (Anayasa) 12'nci maddesinde "Matbuat kanun dairesinde serbesttir" denmekte ise de, padişah, yine Kanuni Esasi çerçevesi içinde bunu işlemez hale getirmeyi başarmıştır” deniliyor.  

Bütün bu olacakları önceden sezen gazeteci Teodor Kasap Efendi, gazetelerin hemen hemen ağız birliğiyle övdüğü Kanuni Esasinin kimi maddelerine karşı çıkmış; meşrutiyet ile halka birtakım haklar verileceği görüşüne karşı, İstikbal adlı gazetesinde, "halka hak verilmez, hak alınır" görüşünü ileriye sürmüş; hazırlanmakta olan yeni "Matbu-at Nizamnamesinde şiddetli maddeler bulunduğu söylen-tileri üzerine de, "kanun dairesinde serbestlik" düşüncesini, Hayal adındaki ünlü mizah gazetesinde eleştiriyor. Bu yazıdan birkaç ay önce, yine aynı gazetede yayınladığı elleri ve ayakları bağlı bir Karagöz karikatürünün altına: "Kanuni Esasi'nin 12'nci maddesine mizah yoluyla imada bulunulmuştu Abdülhamit, bu karikatür dolayısıyla dava açtırmış; mahkeme, söz konusu karikatürle Kanuni Esasi'nin hafifsendiği kanısına varmış; Teodor Kasap, baskı hükümlerinin değiştirilmesini önerdiği eski Matbuat Nizamnamesinin 15'inci maddesinin son fıkrasına dayanılarak üç yıl hapse mahkûm olmuştur (Mart 1877)”. 

Padişahın hastalığını yazmak yasak  

Cevdet Kudret kitabında yasaklı kelimelere ilişkin şöyle yazıyor:  

Abdülhamit devrinde Padişahın sağlığının iyi olduğu yazılabilse bile hastalığından söz edilemezdi.   

Avrupa'nın ünlü doktorlarından biri Yıldız'a çağrılacak olursa, gazeteler bunun sırf (Boğaziçi havasını teneffüs etmek, Hamidiye Etfal Hastahanesi ve Haydarpaşa'daki Mekteb-i Tıbbiye'yi ziyaret eylemek üzere geldiğini yazıyorlar.  

Coğrafya kitaplarında bile burundan söz edilemezdi galiba. Okullarda ne yaparlardı bilmem; tarih kitaplarından bütün "ihtilal" "isyan","suikast" fasıllarını kaldıran Maarif, belki dünya haritasından da "burun'ları kaldırmış, ya da bu sözcüğün yerine başka bir uygununu bulmuştu.   


Yorum Yazın