Bir çökme öyküsü
ABD’nin kaçık başkanı Donald Trump, daha koltuğa oturalı bir yıl bile dolmadan hem dünyayı hem ülkesini hallaç pamuğu gibi atıyor. Hazretin son marifeti 1963 yılında bir suikastte öldürülen ABD’nin Demokrat Partili eski başkanlarından John F. Kennedy anısına inşa edilen Kennedy Gösteri Sanatları Merkezi’nin (Kennedy Center For Performing Arts) üstüne çökmesi.
CNN televizyonunun haberine göre Trump, uzun zamandır Kennedy Gösteri Sanatları Merkezi’ne kendi adını yazdırmak için yanıp tutuşuyormuş. Geçtiğimiz Ocak ayında başkanlık koltuğuna oturur oturmaz planını yapmış. Şubat’ta da keyfi bir kararla bir vakıf tarafından yönetilen Kennedy Merkezi’nin vakıf yönetimini lağvedip yerlerine kendi adamlarını getirmiş, başkanlık koltuğuna oturmuş. Derken geçtiğimiz günlerde de kendi adamlarından oluşan vakıf yönetimi merkezin adını Donald J. Trump ve John F.Kennedy Gösteri Sanatları Merkezi olarak değiştirmiş.
ABD basınında çıkan haberlere göre ancak bu isim değişikliği keyfi yapılamazmış çünkü John F. Kennedy ismi merkeze 1964 yılında Kongre tarafından çıkarılan bir yasayla verilmiş. Şimdi Kongre’nin Trump’ın bu keyfi kararına karşı nasıl tavır alacağı merakla bekleniyormuş. Öte yandan Kennedy ailesi, Trump’ın Sağlık Bakanı olarak görevlendirilen Robert Kennedy Jr. dışında isim değişikliğine şiddetle karşı çıkmış. Sağlık Bakanı olan Robert Kennedy Jr. John F. Kennedy’nin yeğeni, babası da gene bir suikastte öldürülen eski Adalet Bakanı Robert Kennedy. Herhalde gerek John, gerekse Robert Kennedy’nin kemikleri mezarlarında sızlıyordur.
İsim değişikliğiyle ilgili olarak ABD’nin eski Çalışma Bakanlarından Robert Reich diyor ki: “Trump her şeye hakim olmak, her yere ismini yazdırmak istiyor. Adamın doğası böyle. Sadece ben diyor.” Ne kadar tanıdık geldi değil mi?
MELANİA’NIN İÇ ÇAMAŞIRLARI
Yazılarımda Trump’dan kaçık diye söz ederken inanın abartmıyorum. ABD’de de pek çok kanaat önderi ve gazeteci Trump’ın akıl sağlığından şüphe ediyor; kimileri adamın demans hastası olduğunu söylüyor. Trump muhalifi yayın organı Politicus/USA’in ortaklarından Jason Easley bir kaç gün önce bir yazı yayımladı. Yazıyı okurken gülmekten gözlerimden yaşlar aktı.
Easley’nin yazısını size şöyle özetleyeyim:
Trump bir kaç gün önce Kuzey Carolina eyaletinde ABD’nin ekonomik durumunu anlatmak üzere bir toplantıya katılmış; mikrofonu eline alır almaz da başlamış başkanlıktan düştüğünde devletin bir takım gizli evrakını evinde sakladığı gerekçesiyle Miami’deki malikanesine FBI ajanları tarafından yapılan baskını anlatmaya...
Trump anlatıyor:” Biz o akşam Melania’yla ( eşi) evde değildik. Melania çok titiz bir kadındır. Bütün eşyalarını dolaplara düzenli olarak yerleştirir. Hele iç çamaşırlarının durduğu çekmeceleri görseniz hayran kalırsınız. Külotları nasıl da ütülenmiş gibi dümdüz durur. Herhalde külotlarını kendi kalçalarında ütülüyor. Tek kelimeyle harika...
Biz eve gelip yatak odasına çıktık. Melania odanın halini görünce bir çığlık attı. O canım çamaşırlar yerlere saçılmış, didik didik edilmişti. Şimdi ben evimi basıp Melania’nın çamaşılarını yerlere fırlatan bu serseri takımının ağzının payını vermeyip de ne yapayım?”
Bunları dinleyen Kuzey Carolinalılar başlamışlar kahkahalarla gülmeye. Jason Easley diyor ki: “Bırakın bir cumhurbaşkanını, bir erkek karısının iç çamaşılarını elalemin önünde nasıl anlatır? Bu adam ya bunadı ya da aklını kaçırdı.”