İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5354 %0.07
49,5729 %-0.06
5.746,23 % -0,12
89.561,88 %-2.505
Ara
Muhalif. ARAŞTIRMA Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü endeksinde 159. sıraya kadar düştü!

Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü endeksinde 159. sıraya kadar düştü!

Türkiye, RSF'nin 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 159. sıraya geriledi. Türkiye, 2002 yılında 99. sırada kendine yer bulduğu sıralamada 2016’da 151, 2017’de 155, 2018 ve 2019’da 157’inciliğe kadar gerilemiş, 2020’de 154, 2021’de 153, 2022’de 149, 2023’te 165, 2024’te 158. sırada yer almıştı.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 6 dk

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, gazetecilere yönelik süregiden baskılar nedeniyle 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye’yi 180 ülke içerisinde 159. sırada gösterdi. 

Geçtiğimiz yıl diğer yakın ülkelerde kaydedilen "daha vahim" gerilemeden istifade ederek yedi sıra ilerleyen Türkiye, 2025 Endeksi’nde bu kez medya özgürlüğünü hiçe sayan ulusal şartlar nedeniyle bir sıra daha kaybetti; "çok vahim" kategorisinde kaldı.

ÖNDEROĞLU: TÜRKİYE MEDYASI TEK SESLİLİĞE MAHKUM EDİLEMEZ

RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye’nin endeksteki dizginlenemeyen gerilemesini endişeyle karşıladıklarını açıkladı. 

Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye medyasının da ekonomik faktörler bakımından endekste gerileme gösterdiğine işaret eden Önderoğlu, “Medya sermayesinin ilan ve reklam gibi yollarla kamu eliyle ayrımcı tarzda desteklenmesi, eleştirel yayın kuruluşlarının keyfi tarzda para cezalarıyla hedef alınması, dijital çağda bağımsız medyanın gelir modellerinin desteklenmemesi gibi faktörler Türkiye medyasını da son yıllarda endişe verici bir kırılganlığa taşıdı. Yasal ve fiziki süregiden baskılardan usanan gazetecilik, uzun yıllar demokratik düzenleme ve güvenceden yoksun kaldıktan sonra, şimdi de ekonomik istikrarsızlığın getirdiği darbeyle zayıflama gösteriyor. Karşı karşıya bulunduğumuz tehlike, medyada tek seslilik” dedi.

Raporda yer alan diğer değerlendirmeler şöyle:

RSF Endeksi, uzmanların yanıtladığı soru kitapçığının “Politik”, “Güvenlik”, “Ekonomik”, “Sosyo-kültürel” ve “Yasal” olarak beş göstergeye yansıtılması ve katsayılara bağlanmasıyla ortaya çıkıyor. Hem Türkiye hem de dünya geneli için gerileme gösteren “Politik” gösterge, devletin ve diğer politik aktörlerin giriştiği siyasi baskılar karşısında medyanın bağımsızlığına yönelik destek ve saygının derecesini belirliyor. Geçen yıl skor olarak 31,60 puan toplayan Türkiye, özellikle ekonomik ve yasal şartların etkisiyle bu yıl 29,40’a geriledi.

MEDYANIN EKONOMİK GÜÇSÜZLÜĞÜ ANA TEHDİTLERDEN

Gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar basın özgürlüğüne yönelik saldırıların en görünür yönü olsa da, daha sinsi olan ekonomik baskılar da büyük bir engeli oluşturuyor. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ndeki ekonomik gösterge 2025’te düşüş göstermeye devam ederek daha önce görülmemiş kritik bir eşiğe ulaştı. Sonuç olarak, basın özgürlüğünün durumu ilk kez bu faktöre bağlı olarak dünya çapında “zor”a girdi.

BOCANDÉ: EKONOMİK BAĞIMSIZLIK OLMADAN ÖZGÜR BASIN DA OLMAZ
Çoğulcu, özgür ve bağımsız bir medyanın güvence altına alınmasının istikrarlı ve şeffaf mali koşullar gerektirdiğini vurgulayan RSF Yayın Direktörü Anne Bocandé, “Ekonomik bağımsızlık olmadan özgür basın da olamaz. Haber medyası mali açıdan zorlandığında, kaliteden ödün verme pahasına reyting yarışına kapılabilir ve kendilerini sömüren oligarkların ya da kamusal karar alıcıların kurbanı olabilirler” dedi. Bocandé, ortaya çıkan tehlikeyi şu sözlerle açıklıyor: 

“Gazeteciler yoksullaştığında, dezenformasyon ve propaganda şampiyonu basın düşmanlarına karşı koyacak araçları da kalmaz. Gazeteciliği besleyen ve mutlaka maliyetli olan güvenilir bilgi üretimini garanti altına alan bir medya ekonomisini yeniden tesis etmemiz gerekiyor. Çözümler mevcutsa da bunların geniş ölçekte uygulanması şart gözüküyor. Mali bağımsızlık, kamu yararına hizmet eden özgür ve güvenilir bilginin güvence altına alınması için hayati bir koşuldur”.

YOĞUN MEDYA KAPATMA DALGASI

RSF’nin 2025 Endeksi için elde ettiği verilere göre, değerlendirmeye alınan 180 ülkeden 160’ında (yüzde 88,9) medya kuruluşları mali istikrar sağlayamıyor.

Daha da kötüsü, küresel olarak ülkelerin neredeyse üçte birinde ekonomik zorluklar haber kuruluşlarının kapanmasına yol açıyor. Tunus (11 sıra gerileyerek 129. sırada), Arjantin (21 sıra gerileyerek 87. sırada) ve Yunanistan'da (89. sırada) durum bunu yansıtıyor. Güney Afrika (27.) ve Yeni Zelanda (16.) gibi nispeten iyi sıralarda yer alan ülkeler bile bu tür zorluklardan muaf değil. Haiti'de (112, -18) siyasi istikrarın olmaması medya ekonomisini de kaosa sürükledi.


ABD, EKONOMİK BUNALIM LİDERİ

Ekonomik göstergenin iki yılda 14 puandan fazla düştüğü Amerika Birleşik Devletleri'nde (57.; 2 sıra geriledi), geniş bölgeler bilgi çölüne dönüşüyor. Yerel gazetecilik ekonomik durgunluğun bedelini ağır ödüyor: RSF'nin Arizona, Florida, Nevada ve Pennsylvania'da yaptığı ankete katılan gazeteci ve medya uzmanlarının %60'ından fazlası “gazeteci olarak geçinmenin zor olduğu” ve %75'i de “ortalama bir medya kuruluşunun ekonomik canlılığının zorda olduğu” konusunda hemfikir. Ülkenin sosyal sıralamadaki 28 basamaklık düşüşü, küresel medya ortamının basın için giderek daha düşmanca bir hal aldığını da ortaya koyuyor. 

Basının dize getirilmesi için yanlış ekonomik gerekçelerin araçsallaştırıldığı Donald Trump'ın ikinci görev dönemi, şimdiden bu gözlemi güçlendirdi: ABD, Küresel Medya Ajansı (USAGM) tarafından Amerika'nın Sesi (Voice of America) ve Özgür Avrupa Radyosu / Özgürlük Radyosu (Radio free Europe/Radio Liberty) dahil bazı haber kuruluşlarına sağlanan finansmanın durdurulması buna bir örnektir. Dünya genelinde 400 milyondan fazla insan bir günde güvenilir bilgiye erişimden mahrum bırakıldı. Benzer şekilde, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) aracılığıyla uluslararası yardım fonlarının dondurulması, yüzlerce medyayı kritik ekonomik istikrarsızlığa sürükledi; özellikle Ukrayna'da (62.) bazılarını kapanmaya zorladı.

PLATFORM HEGEMONYASI, MEDYA YOĞUNLAŞMASI

Bu durum, GAFAM'ın (Google, Apple, Facebook, Amazon ve Microsoft) bilgi dağıtımındaki hakimiyeti nedeniyle zaten zarar görmüş olan medya ekonomisini daha da zayıflatıyor. Büyük ölçüde düzenleme görmeyen bu platformlar, normalde gazeteciliği destekleyecek reklam gelirlerinin giderek artan bir kısmını ele geçiriyor. Sosyal platformlarda reklam için yapılan toplam harcama 2023'e göre %14 artarak 2024'te 247,3 milyar dolara yükseldi. Söz konusu dijital platformlar, haber medyasının iş modelini bu şekilde baltalamanın yanı sıra, manipüle edilmiş veya yanıltıcı içeriğin yayılımına da yol açarak dezenformasyon olgusunu güçlendiriyorlar.

Avustralya (29.), Kanada (21.) ve Finlandiya (5.) gibi iyi konumdaki ülkelerde medya sahipliğinde gözlenen yoğunlaşma endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Fransa’da (25., dört sıra geriledi) sekiz varlıklı kişi, ulusal gazetelerin tirajının %81’ini ve ulusal haftalık yayın tirajının da %95’ini karşılayan yaklaşık 20 basın kuruluşunu elinde tutuyor. Sahiplikte bu artan yoğunlaşma, editoryal çeşitliliği kısıtladığı gibi, otosansür riskini de artırıyor ve hissedarlarının ekonomik veya siyasi çıkarları karşısında editoriyal bağımsızlığı gerçek anlamda korumada ciddi soru işaretleri yaratıyor.

GİTTİKÇE KIZILA BOYANAN BİR HARİTA

RSF Endeksi’nde, dünya nüfusunun yarısından fazlasını (%56,7) temsil eden, basın özgürlüğü tamamen yok olduğu veya gazetecilik yapmanın tehlikeli olduğu 42 ülkede durum “çok vahim” olarak değerlendiriliyor. İsrail ordusunun 18 ayı aşkın bir süredir gazeteciliği katlettiği Filistin’de (163.) durum bu şekildedir: İsrail ordusu en az 43'ü görev başında olmak üzere 200'e yakın haberci çalışanını öldürdü ve kuşatma altındaki bölgede medya karartması uyguladı. Endekste 11 sıra düşen İsrail, 112. sırada gösterildi.

Üç Doğu Afrika ülkesi olarak Uganda (143.), Etiyopya (145.) ve Ruanda (146.), bu yıl “çok vahim” kategorisine geriledi. Hong Kong (140.) da artık, Kuzey Kore (179.) ve Eritre (180.) ile birlikte sıralamada son üçe katılan Çin (178., -6) ile aynı kırmızı renge büründü. Orta Asya'da Kırgızistan (144.) ve Kazakistan(141.) bölgeye gölge düşürüyor

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *