Pek çok kişi için güne bir fincan kahve ile başlamak vazgeçilmez bir alışkanlık. Ancak son araştırmalar, bu sabah ritüelinin düşündüğümüz kadar masum olmayabileceğini ortaya koyuyor. Uzmanlara göre kahve, sadece uyanıklığı artırmakla kalmıyor, aynı zamanda ağrı yoğunluğunu yükseltip metabolik dengeyi de bozabiliyor.
Polonya’daki Nicolaus Copernicus Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada, 60–88 yaş arasında iki yıl boyunca takip edilen sağlıklı yetişkinlerde çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Kahve tüketimini artıran katılımcıların, azaltanlara kıyasla ağrı skorlarında ortalama 6,56 puanlık artış olduğu tespit edildi. Araştırmacılar bu ilişkinin dikkat çekici olduğunu belirtse de, sonuçların temkinli yorumlanması gerektiğini ve daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Kahveyle ilgili endişeler sadece bununla sınırlı değil. 2020 yılında İngiltere’de yapılan başka bir araştırma, özellikle aç karnına tüketilen kahvenin sindirim rahatsızlıklarına ve metabolik kontrol bozukluklarına yol açabileceğini ortaya koydu. Bath Üniversitesi’nden bilim insanları, kötü uykunun metabolizma üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu, ancak uyanır uyanmaz içilen kahvenin kan şekeri yönetimini olumsuz etkileyebileceğini belirledi.
Araştırmanın ortak yazarlarından Prof. James Betts, ilk temas edilen şeyin kahve olmasının vücudu zorlayabileceğini belirterek şu öneride bulunuyor:
“Kahve içmeden önce mutlaka bir şeyler yemek, kan şekeri kontrolü açısından önemli faydalar sağlayabilir.”
Uzmanlar, kahve tüketiminin tamamen bırakılması gerektiğini söylemiyor ancak sabah ilk iş olarak içilen kahvenin uzun vadeli sağlık etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.