Son dönemde kahve ya da enerji içeceklerini azaltanların sık sık dile getirdiği bir durum var: Daha canlı, ayrıntılı ve bazen korkutucu rüyalar görmek. Bu durum bilim insanlarının da ilgisini çekiyor.
Kafein, beynimizde uyku hissini artıran adenozin adlı kimyasalı bloke ederek bizi daha uyanık tutuyor. Ancak sistemden atıldığında uyuma isteği artıyor. Özellikle günün geç saatlerinde içilen kahve, uykuya dalmayı zorlaştırıyor ve derin uyku süresini kısaltıyor.
Uzmanlara göre kafein alımını azaltmak doğrudan berrak rüyalara neden olmuyor. Ancak kafein daha az tüketildiğinde uyku süresi uzuyor ve vücut doğal ritmine dönüyor. Bu da rüyaların görüldüğü REM uykusunun daha uzun sürmesini sağlıyor. REM safhasında beyin çok aktif çalıştığı için rüyalar daha gerçekçi ve ayrıntılı hissedilebiliyor.
“Berrak rüya” olarak tanımlanan bu rüyalar, yoğun görüntüler ve güçlü duygular içerebiliyor. Öyle ki kişi uyandıktan sonra bile uzun süre aklında kalabiliyor.
Araştırmalar kahve ve kafeinin bilişsel işlevler için bazı faydaları olduğunu da gösteriyor. Düzenli kahve tüketenlerde depresyon riskinin daha az olduğu, Parkinson gibi nörolojik hastalıklara karşı da koruyucu olabileceği öne sürülüyor.
Uzmanlar, kafeini tamamen bırakmak istemeyenlerin uyku kalitesini korumak için zamanlamaya dikkat etmesini öneriyor. Yatmadan en az 8 saat önce kafein tüketmemek, daha rahat bir uyku ve daha ilginç rüyalar anlamına gelebilir.