Araştırmalar, genç kadınların ilişkilerde büyük bir kısmı görünmez olan duygusal yükü üstlenmek zorunda kaldığını gösteriyor. Bu durum, erkeklerin duygusal olarak kapalı olmaları veya destek ağlarının zayıf olması nedeniyle, başarısızlık ve yalnızlık gibi yoğun duyguların partnerlerine yüklenmesinden kaynaklanıyor.
Stanford araştırmacıları, kadınların bu rolünü “erkek dadılığı” (mankeeping) olarak tanımlıyor ve bunun yorucu bir görev olduğunu vurguluyor. Bu nedenle, genç kadınlar kendilerinden önceki kuşakların aksine, duygusal yükü üstlenmeyi giderek reddediyor.
Duygusal destek eşitsizliği erkeklerde yalnızlığı artırıyor
Kadınların ilişkilerden uzaklaşması, erkeklerde artan bir yalnızlık ve duygusal boşluk yaratıyor. Destek bulamayan bazı erkekler, geleneksel ve sert maskülenlik anlayışına yöneliyor. Uzmanlara göre bu durum, Gen Z’de toplumsal ve politik görüşlerde belirgin bir cinsiyet ayrışmasına yol açıyor.
Çözüm: Erkeklerin duygusal farkındalığını artırmak
Uzmanlar, bu kısır döngüyü kırmanın yolunun, erkeklerden daha fazla yük beklemek değil, onların duygusal farkındalık ve sorumluluklarını güçlendirmekten geçtiğini belirtiyor. Erkeklerin kırılganlıklarını sadece romantik ilişkilerde değil, güvene dayalı arkadaşlıklarında da ifade edebilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Duygusal yetkinlik öğrenilebilir bir beceri ve pratik gerektiriyor. Bu çabayı gösteren erkekler, hem partnerleriyle daha dengeli ilişkiler kurabiliyor hem de toplumsal olarak daha sağlıklı iletişim biçimleri geliştiriyor.