Birçok kişi çocukluğunda Brüksel lahanasının acı tadından nefret ettiğini hatırlıyor. Ancak bu mütevazı ve sağlıklı sebzenin, onlarca yıl süren özel bir üretim sürecinden geçirilerek bugünkü haline geldiği pek bilinmiyor. BBC’de yer alan habere göre, Brüksel lahanasının kötü şöhreti artık büyük ölçüde geçmişte kaldı.
İnsanların acı tadı algılaması, tarihsel olarak zehirli bitkilerden kaçınmak için hayatta kalma mekanizması olarak gelişti. Bu nedenle Brüksel lahanasının uzun yıllar boyunca acı ve sevilmeyen bir sebze olarak anılması şaşırtıcı değil. Ancak modern tarım yöntemleri ve genetik çalışmalar, bu algının değişmesine neden oldu.
Brüksel lahanasının tadı gerçekten değişti mi?
Uzmanlara göre bazı insanların Brüksel lahanasını diğerlerine göre daha acı algılamasının genetik bir nedeni var. TAS2R38 adlı genin iki kopyasına sahip olan kişiler, bu sebzeyi doğal olarak daha acı tatlıyor. Buna rağmen son yıllarda Brüksel lahanası satışlarında artış yaşandığı belirtiliyor.
İskoçya’da çiftçilik yapan Alan Steven, Brüksel lahanasına olan talebin sonbaharda başladığını ve yıl sonuna doğru arttığını söylüyor. Steven, 25 yıl önce lahanalardaki acı tadı azaltmak için farklı yöntemler denemeye başladığını, ancak en büyük farkın üretim ve hasat koşullarından kaynaklandığını vurguluyor.
Steven’a göre sebzeler, don görmeden en iyi tadına ulaşamıyor. Bazı sebzelerin donma sırasında ürettiği doğal “antifriz” maddeler, tadın daha tatlı algılanmasını sağlıyor.

Genetik çalışmalar acı tadı azalttı
BBC’de yer alan habere göre, Brüksel lahanasındaki acı tadın azalmasında en büyük pay genetik ıslah çalışmalarına ait. Warwick Üniversitesi’nden Doç. Dr. Lauren Chappel, belirli özelliklere sahip mahsullerin seçici üretimle geliştirildiğini belirtiyor.
Bu süreçte farklı Brüksel lahanası türleri yetiştiriliyor, aroma ve tat özellikleri test ediliyor. Daha iyi tada sahip bitkiler, yüksek verim ve hastalıklara dirençli türlerle çiftleştiriliyor. Ancak yeni bir tür elde etmenin 10 ila 12 yıl sürebildiği ifade ediliyor.
Chappel, acı tadın tamamen yok edilmesinin riskli olduğunu da vurguluyor. Çünkü acılık, bitkinin zararlılara ve hastalıklara karşı doğal savunmasıyla bağlantılı. Daha tatlı lahanaların, böceklere karşı daha savunmasız olabileceğine dikkat çekiliyor.

Eski mitler hâlâ sürüyor
Tüm bu gelişmelere rağmen Alan Steven, Brüksel lahanasıyla ilgili olumsuz algıların hâlâ devam ettiğini söylüyor. Steven’a göre birçok insan çocuklukta yaşadığı kötü deneyim nedeniyle bu sebzeye bir daha şans vermiyor.
“Acı tat çoğu zaman lahananın nasıl pişirildiğiyle ilgili” diyen Steven, doğru pişirme yöntemleriyle Brüksel lahanasının bugün çok daha lezzetli bir sebze haline geldiğini ifade ediyor.